4 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
Hemşirelik eğitiminin bir parçası olarak klinik uygulamalara katılan hemşirelik öğrencilerinin Covid-19’da koruyucu önlemleri, bu önlemlerin doğru olarak uygulanmasını bilmesi son derece önemlidir. Bu çalışmanın amacı, hemşirelik öğrencilerine hemşirelik eğitimi sırasında öğretilen asepsi uygulamalarının Covid-19 pandemi dönemindeki bireysel uygulamalarına (el yıkama, eldiven kullanma, maske takma) etkisini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini çalışmaya katılmayı kabul eden 233 öğrenci oluşturdu. Veriler, Ağustos 2020 – Eylül 2020 arasında Google Form aracılığı ile anket formunun linki öğrencilerin WhatsApp gruplarında paylaşılarak toplandı. Anket formunun cevaplanması her bir öğrenci için yaklaşık 10 dakika sürdü. Veriler, Tanıtıcı Özellikler Soru Formu (10 soru) ve Asepsi Uygulamalarını Değerlendirme Formu (13 madde) ile toplandı. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesine IBM SPSS 23.0 (Statistical Package for Social Sciences) paket programı kullanıldı. Anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21,29±2,57, %81,5’i kadın ve %31,8’i pandemi başladığında ikinci sınıf öğrencisiydi. Hemşirelik öğrencilerinin, hemşirelik eğitimi sırasında öğretilen asepsi uygulamalarından Covid-19 pandemi döneminde bireysel hijyen alışkanlıklarına katkısının en fazla “maskeyi yüze takma tekniği” (9,14±1,42), en az “el antiseptiği kullanma alışkanlığı” (7,07±2,59) uygulamasında olduğu belirlendi. Kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre hijyen uygulamalarında daha dikkatli olduğu belirlendi. Hemşirelik eğitiminin bir parçası olan asepsi konusunun öğretilmesinin Covid-19 pandemi döneminde öğrencilerin bireysel hijyen alışkanlıklarına etkisi olduğu görüldü.
Objectives: The study was conducted for the purpose of determining the validity and reliability of the “Undergraduate Nursing Clinical Evaluation Form (CEF)” in a Turkish sample.Methods: One hundred sixty-seven students enrolled in Faculty of Health Sciences Department of Nursing participated in the study. Study data were collected via the Student Description Form and CEF. The Cronbach's α internal consistency coefficient was calculated for the reliability of the total scale. Pearson correlation analysis was used to determine the correlation between items and total scores.Results: In the validity of the scale, CFA was used to investigate the consistency of the scale with the original scale. When the fit indices of the model tested using CFA were examined, it was seen that the chi-square value was significant. When the Cronbach's α reliability coefficients were examined, the reliability of the form was found to be quite good in terms of domains and total score. The correlations between the items and total scale score ranged between 0.42 and 0.77. Cronbach's α coefficient was greater than 0.90 for each item.Conclusions: Undergraduate Nursing Clinical Evaluation Form is a valid and reliable tool that can be used in the Turkish culture.
Çalışma, hemşirelerin yaşlıya yönelik tutumlarının ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma,çalışmaya katılmayı kabul eden 217 hemşire ile yapıldı. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan “Hemşire Bilgi Formu”,“UCLA Yaşlı Tutum Ölçeği” ve “KOGAN Yaşlı Tutum Ölçeği” ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde, student t testi, ANOVA, Pearsonkorelasyon analizleri yapıldı. Hemşirelerin yaş ortalamasının 33.79±7.05 yıl, çalışma sürelerinin 11.40±7.69 yıl olduğu belirlendi. Hemşirelerin%70.5’i evli, %83.9’unun ailesinde en az bir yaşlı yakını olduğu ve %34.1’inin çalıştığı klinikte yatan hastaların yarısından fazlasınınyaşlı olduğunu ifade etti. Hemşirelerin yaşlı yönelik tutumlarının olumlu olduğu, yaş ve çalışma yılı arttıkça yaşlıya yönelik tutum puanınınarttığı saptandı (p<0.05). Evli, çocuk sahibi olan, yaşlı yakını olan, anne/babası vefat etmiş olan hemşirelerin yaşlı yönelik tutum puanortalamalarının daha yüksek olduğu ve özel birimlerde çalışanların en düşük yaşlı tutum puan ortalamasına sahip olduğu belirlendi (p<0.05).Hemşirelerin geriatri hemşireliği dersini alma durumunun yaşlı yönelik tutumunu etkilemediği belirlendiğinden, toplumsal, kültürel vebireysel değerlerin yaşlıya yönelik tutumu etkilediği sonucuna varılmıştır.
OBJECTIVE: It was evaluated the sufficiency of YouTube videos related with kidney transplantationas a source of information in this study.MATERIAL and METHODS: A search was made on YouTube web site on 01.09.2015 with the“kidney transplantation” keyword. Videos were evaluated by two nephrology specialists experienced inkidney transplantation. Scores (between 0 and 10) for “reliability”, “quality”, “usefulness” were givento each video content during expert evaluation. Chi-square, Mann-Whitney U, and Kruskal-Wallisanalyses were carried out for the evaluation of the acquired data using SPSS 20.0.RESULTS: It was determined that 10% of the videos included in the study contained misleadinginformation. It was determined that the videos which have received the highest number of viewswere on herbal products, surgical intervention and religious knowledge videos respectively (p<0.05).When the distribution of evaluated score averages with regard to the source uploading the video wasconsidered, statistically significant differences were determined in all areas (p<0.05).CONCLUSION: Even though there is information on YouTube related with kidney transplantation,there are also videos that include misleading and unprofessional information. It is thought thathealthcare professionals have significant responsibilities for ensuring that videos with reliable contentare available in social media

/ 1
2 / 1