7 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
Günümüzde Suriye, Irak, Yemen gibi pek çok İslam ülkesinde kanlı çatışmalar yaşanmakta ve bu çatışmaların temel sebebinin mezhepsel farklılıklardan kaynaklandığı vurgulanmaktadır. Bu noktada şu soruların cevaplandırılmasıgerekmektedir: İslam’ın farklı yorumlarını temsil eden mezhepleri çatışmaların odak noktasına oturtan sebepler nelerdir? Geçmişte ortaya çıkan mezhep kaynaklı sorunlar günümüze ne ölçüde etki etmiştir? Makalede, klasik dönem kaynaklarında yer alan verilerden hareketle yapılacak olan süreç takibi sonucunda elde edilecek analizlerle günümüzde yaşanan mezhep kaynaklısorunlara tarihsel bir perspektif kazandırmak amaçlanmıştır. Araştırmamızda, Müslümanlar arasındaki mezhep kaynaklı sorunların temel unsurları olarak; devlet yönetiminde mezhep hâkimiyeti, mezheple dinin özdeşleştirilmesi, tekfirin kapsamının genişletilmesi ve ötekileştirme olduğu tespit edilmiştir. Bu unsurların, mezheplerin ortaya çıktığı ilk dönemlerden itibaren farklı saiklerin etkisiyle daha katı bir şekil aldığı ve günümüzdeki sorunlarda en sert şekliyle kendini gösterdiği görülmüştür.
Şiilik, Raşid Halifeler döneminde meydana gelen İmamet tartışmalarının akidevi boyuta taşınmasıyla ortaya çıkmıştır. Şii fırkaların İmamet meselesinde ortaya koyduğu itikadi ilkeler diğer dini yorumlarının dayanak noktasını oluşturmuştur. Bununla birlikte, Şia’nın klasik kaynaklarında yer alan bilgiler, On İki İmam dönemimde ortaya çıkan Şii fırkaların İmamet doktrinlerinde sürekli bir değişim yaşandığını göstermektedir. Araştırmamızda bu değişimlerin nedenleri ve sonuçları analiz edilmiştir. Makalede incelenen prensiplerin ortaya çıkmasının ve Şii imamet nazariyesine dahil edilmesinin sebepleri olarak şu hususlar tespit edilmiştir: siyasi bir konu olan İmamet meselesinin teolojik boyuta yükseltilmesine yöneltilen eleştirilere karşı İmamların gerekliliğini kesin bir dille vurgulamak ihtiyacı, İmamların ve Vasilerin kişisel durumlarında daha önce belirlenen prensiplere muhalif gelişmelerin olması, aynı anda ortaya çıkan birden fazla İmamet iddialarının toplumu bölmesinin önüne geçmek isteği ve kişisel menfaatler. Buradan hareketle, Şii İmamet nazariyesinin oluşum sürecinde sosyal, politik ve kişisel etmenlerin önemli bir etkiye sahip olduğu neticesine ulaşılmıştır.
Muhtâr es-Saka î hayatını, belirlediği siyasi hede leri doğrultusunda mücadelelerle geçirmiş birisidir. Bu hede lerine ulaşabilmek için Medain’de Osmancı, Kûfe’de Türabî, Mekke’de Zübeyrî olmuştur. Son olarak ise Muhammed b. el-Hane iyye’nin imâmetini ilan ederek Kûfe’de isyan hareketini başlatmıştır. Bu isyan neticesinde yaklaşık iki yıl süreyle Emevî Devleti içerisinde Kûfe merkezli bir yönetim tesis etmiştir. İslam Mezhepleri Tarihi açısından Muhtâr es-Saka î’nin önemi, İbnü’l-Hane iyye’nin imâmeti, mehdîliği ve vasîliği gibi ilerleyen süreçte Keysâniyye fırkasının temel akidelerini oluşturan kavramların ilk olarak onun tarafından dillendirilmiş olmasıdır. Bununla birlikte kavramların genel Şiî akidesindeki anlamlarıyla kullanılıp kullanılmadığı hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu makalede ilk Keysâni fikirlerin ortaya çıkış sebepleri ve kavramlar üzerindeki tartışmalar Muhtâr es-Sakafî’nin hayatı çerçevesinde incelenecektir
Ebu’l-Hattab el-Esedi İmamiyye Şia’sının altıncı imamı Cafer es-Sadık’ın fanatik bir taraftarıdır. Cafer es-Sadık ve ondan önce gelen bütün imamlara tanrısallık atfetmesi sebebiyle İmam Cafer tarafından topluluğundan uzaklaştırılmıştır. Nusayri ve Orta Asya İsmailileri tarafından kutsallık atfedilen Ebu’l-Hattab ve Hattabiyye fırkasının İslam Mezhepleri Tarihi açısından en önemli özelliği bazı kaynaklarda “öz İsmaililik” olarak nitelendirilmesidir. Bu yönüyle Hattabiyye, İsmailiyye fırkasının kökeni olarak takdim edilmiştir. Ancak bu durumun fikri açıdan mı yoksa diğer faktörler sebebiyle mi olduğu hususu net olarak ortaya konulmamıştır. Bu araştırmamızda belirtilen hususun netliğe kavuşturulması için Ebu’l-Hattab’ın hayatı, karakter yapısı, ileri sürdüğü fikirler ve bu fikirlerin özgünlüğü, İmam Cafer es-Sadık ve oğlu İsmail ile olan ilişkileri, ölümünden sonra fırka içerisinde meydana gelen bölünmeler ve bu bölünmeler esnasında yeni teşekkül etmekte olan İsmaili fırkalarla Ebu’l-Hattab taraftarları arasındaki ilişkiler detaylıca incelenecektir
Muhtâr es-Saka î hayatını, belirlediği siyasi hede leri doğrultusunda mücadelelerle geçirmiş birisidir. Bu hede lerine ulaşabilmek için Medain'de Osmancı, Kûfe'de Türabî, Mekke'de Zübeyrî olmuştur. Son olarak ise Muhammed b. el-Hane iyye'nin imâmetini ilan ederek Kûfe'de isyan hareketini başlatmıştır. Bu isyan neticesinde yaklaşık iki yıl süreyle Emevî Devleti içerisinde Kûfe merkezli bir yönetim tesis etmiştir. İslam Mezhepleri Tarihi açısından Muhtâr es-Saka î'nin önemi, İbnü'l-Hane iyye'nin imâmeti, mehdîliği ve vasîliği gibi ilerleyen süreçte Keysâniyye fırkasının temel akidelerini oluşturan kavramların ilk olarak onun tarafından dillendirilmiş olmasıdır. Bununla birlikte kavramların genel Şiî akidesindeki anlamlarıyla kullanılıp kullanılmadığı hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu makalede ilk Keysâni fikirlerin ortaya çıkış sebepleri ve kavramlar üzerindeki tartışmalar Muhtâr es-Sakafî'nin hayatı çerçevesinde incelenecektir.
Ebu'l-Hattab el-Esedi İmamiyye Şia'sının altıncı imamı Cafer es-Sadık'ın fanatik bir taraftarıdır. Cafer es-Sadık ve ondan önce gelen bütün imamlara tanrısallık atfetmesi sebebiyle İmam Cafer tarafından topluluğundan uzaklaştırılmıştır. Nusayri ve Orta Asya İsmailileri tarafından kutsallık atfedilen Ebu'l-Hattab ve Hattabiyye fırkasının İslam Mezhepleri Tarihi açısından en önemli özelliği bazı kaynaklarda "öz İsmaililik" olarak nitelendirilmesidir. Bu yönüyle Hattabiyye, İsmailiyye fırkasının kökeni olarak takdim edilmiştir. Ancak bu durumun fikri açıdan mı yoksa diğer faktörler sebebiyle mi olduğu hususu net olarak ortaya konulmamıştır. Bu araştırmamızda belirtilen hususun netliğe kavuşturulması için Ebu'l-Hattab'ın hayatı, karakter yapısı, ileri sürdüğü fikirler ve bu fikirlerin özgünlüğü, İmam Cafer es-Sadık ve oğlu İsmail ile olan ilişkileri, ölümünden sonra fırka içerisinde meydana gelen bölünmeler ve bu bölünmeler esnasında yeni teşekkül etmekte olan İsmaili fırkalarla Ebu'l-Hattab taraftarları arasındaki ilişkiler detaylıca incelenecektir
Araştırmamızın konusu, Konya İzzet Koyunoğlu Kütüphanesi 11442 numarada kayıtlı bir Mecmuatü‟r-Resâil içerisinde yer alan Tırâşnâme-i Hacı Bektâş el-Horasânî isimli bir yazmadır. Yazmanın başlığında eserin Hacı Bektaş Velî‟ye ait olduğu açıkça vurgulanmıştır. Bununla birlikte, Bektaşilik hakkında günümüze kadar yapılmış olan araştırmaların hiçbirinde Hünkâr‟a ait bu isimde bir eserden söz edilmemiştir. Kütüphanelerde yaptığımız araştırmalarda yazmanın başka bir nüshasına rastlamadık. Dolayısıyla elimizdeki nüsha tek nüsha özelliğini taşımaktadır. 1700‟lü yıllarda istinsah edildiğini tahmin ettiğimiz yazmada Bektaşi tarikatındaki halifelik erkânın uygulanışı anlatılmaktadır.

/ 1
2 / 1