3 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
Bedri Rahmi'nin edebî kimliğinin ön plana çıktığı bu çalışma, sanatçının 1930'lu yıllardanitibaren dönemin süreli yayınlarında halk türkülerimiz üzerine kaleme aldığı yazılarını veşiirlerini kapsar. Çalışmanın amacı, Bedri Rahmi'nin ressam, yazar ve şair olmasının yanı sıra,güzel sanatların diğer disiplinlerinden biri olan müzik alanına da duyarlı yaklaşımlarını vememleketimizde önemini yitirmeye yüz tutmuş yerel değerlerimize, folklorumuza sıkı sıkıyabağlanıp, bu değerlerin altını tekrar tekrar çizerek farkındalık oluşturmak için bizlere nasılkılavuzluk yaptığını tespit etmektir. Bu tespiti yapabilmek için sanatçının halk türkülerimizüzerine yazdığı yazılar ve şiirler derlenmiş, analiz edilerek sentezlenmiş; ayrıca çalışmanınkonusuyla ilgili değerlendirmeler yapmış olan diğer sanatçılardan da alıntılar yapılmıştır.Yapılan alıntılar, içerikteki etkisi ve anlam zenginliği göz önüne alınarak gerektiğinde direktalıntı şeklinde verilmiştir. İçerikte bahsi geçen türküler/şarkılarla ilgili örnekler, videolinkleri vasıtasıyla çalışmanın kaynakçasında paylaşılmıştır. Bedri Rahmi'nin ustacakullandığı edebî dil ve üslubundaki zenginlik, halk türkülerimizin kıymeti üzerinesöylediklerinin etki alanını çoğaltmış; bu etki, söz konusu yazıların ve şiirlerin özellikledönemin gazete sütunlarında yer alması sebebiyle geniş halk kitlelerine ulaşmış veyaygınlaşmıştır. Bedri Rahmi'nin yazdıklarından yola çıkarak ulaştığımız sonuç ise,türkülerimizi yaşatma gerekliliği, bunu yapabilmek için yabancı tesirlerden kurtularak onlarısahiplenmek, ömrümüzü onlarla bölüşmek ama bunu yaparken sıradanlaşmasına,özgünlüğünü yitirtip yozlaşmasına neden olmamak, Anadolu'nun ücra köşelerinde halkozanlarımıza ait sözün/şiirin dört duvar arasında kalmaması için sazla onu yaygınlaştırmak,Âşık Veysel gibi "gerçeği" söyleyen halk ozanlarımıza hak ettiği değeri ve yeri vermek, onlarıunutmamak, memleketimizi türküler dolusu tanımak ve özümsemektir.
18. yüzyılda Aydınlanma ile birlikte söz konusu olmaya başlayan aklın üstünlüğü, bilim, deney ve bilginin önemi, Avrupa'da dönüşümlerin yaşanmasında etkili olur. Çağın en mühim gelişmelerinden biri olan Sanayi Devrimi, ona eklemlenen Endüstrileşme ve Makineleşme, kentlerin çehresini ve yaşam koşullarını/biçimlerini değiştirirken bu vesileyle modern ve çağdaş bir toplum yapısının oluşması yönünde de temeller atılır. Modern ve çağdaş olma yolunda hız kazandıran gelişmeler, bazı sanatçıların üzerinde farkındalık oluşturarak çağdaş konulara sıcak bakmalarına sebep olur. Gelişimin tanıkları olan bu sanatçılardan bazıları, çağa damgasını vuran gelişmeleri resim planına aktarırken, bazıları da sömürgeleşme emellerinin soluğunu hissettirdiği farklı coğrafyaları tuvallerine yansıtırlar. Çağdaş yaşamın yabancılaşma ve yalnızlık gibi insan psikolojisi üzerindeki sarsıcı etkileri de zaman zaman Avrupalı ressamların resmettiği konular arasında yer alır. Gelişimin varacağı noktaya kaygıyla bakan sanatçılar, bir süre sonra Avrupa'dan uzaklaşarak diğer medeniyetleri/kültürleri tanımaya yönelir ve bu sanatçılar, modernleşmenin üzerlerinde yarattığı baskıdan kaçarak "primitif" kültürlere sıcak bakmaya, endüstrileşmenin ve modern yaşamın kuşattığı çağdaş dünyalarında eksik olan "saf enerjinin" kaynağına ulaşmaya koyulurlar. Gelişimin varacağı noktaya kaygıyla bakan, bununla yüzleşen sanatçılar ise "gelişim kültünün" geri tepen bir silaha dönüşmesine, kitlelerin yıkımına sebep olmasına şahitlik ederler ve sanatlarına yansıyan da saf korkunun kol gezdiği vahşet ve kâbuslar olur.
Eski ve Yeni Ahit metinleri, sanat tarihsel süreç göz önüne alındığında resim sanatının beslendiği önemli kaynaklar arasında yer alır. Bu kaynaklarda sözü geçen Erihanın Düşüşü , Davud , Çobanların Secdesi , Müsrif Oğul , Kana Düğünü , Müzik Melekleri , Zamanın Sonu ve Cennet-Cehennem tasvirleri, müziğin de dahil olmasıyla birlikte sanat yapıtı üzerinden imgeleşen temalar olarak karşımıza çıkarlar.Erihanın Düşüşü nde boru ve trompet, Davud da santur, arp, diğer telli çalgılar, Çobanların Secdesi nde flüt, obua, gayda ve diğer üflemeli çalgılar,Kana Düğünü nde flüt ve telli çalgılar, Müsrif Oğul da genellikle telli çalgılar, nadir de olsa vurmalı çalgılar, Müzik Melekleri nde telli, üflemeli, vurmalı çalgılar, Zamanın Sonu nda trompet, olifant, org, çeşitli telli enstrümanlar, Cennet-Cehennem de ise telli ve üflemeli çalgılar, gerek anlatılan öyküyle gerekse de kişiyle özdeşleşen enstrümanlar olarak imgedeki yerlerini alırlar. Bu araştırma, Eski ve Yeni Ahit metinlerinin müzik temasıyla birlikte imgeye dönüştürülüşünü tespit etmek ve bu dönüşümü resim sanatı üzerinden okumak üzerine odaklanmaktadır.

/ 1
2 / 1