3 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
Bu çalışma, yönetmen Mike Leigh’in 2004 yapımı “Vera Drake” filmini, feminist teorisyen Nel Noddings’in ihtimam etiği analizi çerçevesinde derinlemesine incelemektedir. Bu çalışmanın temel amacı, filmde temsil edilen toplumsal cinsiyet dinamikleri ile ihtimam etiği arasındaki karmaşık ilişkiyi ayrıntılı bir şekilde analiz etmek ve aynı zamanda kürtaj olgusunun beden ve iktidar ilişkisi bağlamında incelenmesine katkı sağlamaktır. İçerik analizi ve eleştirel söylem analizi yöntemleri, bu inceleme için temel analitik araçlar olarak kullanılmaktadır. Özellikle ana karakter Vera ve onun farklı deneyimlere sahip kadınlara yönelik ihtimam eylemleri, kadınlar arasındaki ilişkilerin toplumsal cinsiyet perspektifiyle derinlemesine incelenmesi için odak noktası oluşturmaktadır. Bulgular, kadınlar arasındaki ilişkilerin toplumsal cinsiyet ideolojisi tarafından nasıl şekillendirildiğini ve filmdeki erkek karakterlerin toplumsal cinsiyet hiyerarşisini nasıl pekiştirdiğini göstermektedir. Ayrıca, kadın ve erkek bedenlerinin iktidarla olan ilişkisi ihtimam etiği bağlamında ele alınarak, toplumsal cinsiyetin beden politikalarına etkisi analiz edilmektedir. Bu araştırma sonuçları, feminist bir bakış açısının kadın deneyimlerine nasıl yaklaşılması gerektiğini vurgularken, “Vera Drake” filmi de bir ihtimam etiği örneği olarak değerlendirilmektedir.
The objective of this article is to offer a critical and analytical examination of transnational migration data, encompassing empirical studies that underscore the "emancipation" and "empowerment" of women in the economic, social, and political dimensions of transnational migration while elucidating how these elements reinforce binary gender conceptualizations. The article will follow this structure: Firstly, an investigation into transnational migration and its ramifications on the 'social transformation' of women's lives will be conducted. Secondly, an exploration into the portrayal of the economic status of immigrant and displaced women as "empowered" in the existing research and discourse, particularly through enhancements in social status. Thirdly, an examination of political empowerment within the context of evolving marital dynamics will be undertaken, delving deeper into the discourse surrounding gender. This article will elucidate how numerous scholars may perpetuate gender binaries by not engaging in a comprehensive critical analysis of gender while contributing to the ongoing discourse concerning women immigrants and refugees.
Bu makale, feminist ajandanın daha önceki yıllarında gündeminde yer almış olan hane içi emek meselesini ev işleri üzerinden Covid-19 salgını ile beraber düşünerek yeniden tartışmaya açmaktadır. Her şeyden önce dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan ve aynı zamanda bu makalenin ana vurgularından biri, hane içi emek biçimi olarak ev işlerinin görünmeyen ya da cinsiyetlendirilmiş yönünün patriyarkal kökleriyle birlikte uzun bir tarihe sahip oluşudur. Bunu kanıtlamak amacıyla makale ilk olarak meseleye dair salgından önceki durumun izini sürmekte, devamında ise tarihsel gelişim sürecinde itirazları ve görünmeyen hane içi emek üzerinden feministlerin sistemlerle hesaplaşmasını dikkate almaktadır. Tarihsel olanın ışığıyla günümüze gelerek, görünmeyen hane içi emek biçimi olarak ev işlerine eleştirel bağlamda ve detaylı bir şekilde bakılmaktadır. Tüm bu tartışmalar sonucunda ev işlerinin cinsiyetlendirilmiş ve doğallaştırılmış yönlerine dair bu makalenin iddiası; “patriyarkanın süreğenliğini” ortaya koymaktır.

/ 1
2 / 1