TY - JOUR TI - Memlük Uleması ve Siyasetin Tanzim ve Tenkidi: İdris b. Beydekin Örneği AB - Bireysel ve toplumsal meseleleri ele alan ve daha ziyade terğîb, terhîb, kebâir, mehârim ve bid‘at konularında kaleme alınan eserler ulemanın siyasilerle ilişki kurma usullerini belirleme açısından önem arz eder. Bu önemi göstermeyi amaçlayan bu makalenin temel sorusu şudur: “Sevap işlemeye teşvik kitapları ile büyük günahlara ve bid‘atlara dair eserler siyasi muhalefet, eleştiri ve siyaseti yönlendirme metni olarak okunabilir mi?” Ulema bir taraftan adalet, hakkaniyet, emir bi’l-ma‘rûf, cömertlik, istişare, tevazu gibi kavramların Müslümanların hayatında yer edinmesini teşvik için yazdıkları kitaplarda makbul siyasi idare için de bir çerçeve çizerken başta zulüm ve haksızlıklar olmak üzere büyük günahları ele aldıkları metinlerde siyasilerin tavırlarına hususi bir yer ayırırlar. Böylece matlup/şer‘î siyaset için bir çerçeve çizilir. Sahih dinî yaşama aykırı olarak ortaya çıkarak örgütlü/toplumsal bir sorun hâlini alan hususların (bid‘atlar) izale edilmesinde ulema ile birlikte siyasilere de görev yükleyen metinler de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Bu makalede erken dönem Memlük ulemasından İdris b. Beydekin’in (ö. 710/1310) el-Lüma‘ fi’l-havâdis ve’l-bida‘ adlı eseri yukarıda resmedilen araştırma sorusu ve konu çerçevesi doğrultusunda incelenecektir. Makalenin temel argümanı İbn Beydekin’in sahih dinî yaşamın tesisi açısından çağdaşı olduğu siyasilere yönelttiği eleştiri ve muhalefetini yazdığı bu metin üzerinden dile getirdiği, onları amellerinde şer‘î çerçevede kalmaya çağırdığıdır. Böylece İslam siyaset düşüncesine dair meselelerin farklı kaynak metinler üzerinden incelenebileceği hususu Memlükler özelinde belirgin kılınmaya çalışılacak, ulema-siyaset ilişkilerini daha ziyade “mutlak itaat” yahut “sessiz kalma, müdahil olmama” çerçevesinde okumayı yeğleyen çağdaş literatür de dolaylı yoldan eleştirilecektir. Makalede ilk olarak İbn Beydekin öncesi ahkâm-ı sultaniye ve bid‘at literatürü ele alınmakta, böylece meselenin arka planına dair bir çerçeve oluşturulmaktadır. Mâverdî (ö. 450/1058), Ebû Ya‘lâ Ferrâ (ö. 458/1066) ve Cüveynî (ö. 478/1085) tarafından kaleme alınan ahkâm-ı sultâniyye eserleri dini muhafaza etme ve bid‘atlarla mücadele meselesini devlet başkanının görevleri arasında zikrederler. Konuya dair en kapsamlı değerlendirmelere ise Cüveynî yer verir. Makalede Memlüklerin tevarüs ettikleri bid‘at ve havâdis kitapları yazarları olarak incelenen Muhammed b. Vaddâh el-Kurtubî (ö. 286/899), İbn Ebî Rendeka et-Turtûşî (ö. 520/1126), Ebu Abdullah el-Makdisî (ö. 643/1245) ve Ebû Şâme el-Makdisî (ö. 665/1267) ise eserlerinde bid‘atla mücadele hususunda siyasilerin rollerine işaret etmek yerine daha ziyade ulemanın sorumluluğunu esas alırlar. Bu iki geleneği tevarüs eden İbn Beydekin’in el-Lüma‘ adlı eseri esas itibarıyla bid‘at literatürü içerisinde yer almakla birlikte konuyu siyasilerle irtibatlı olarak ele alması bakımından bu literatür içerisinde ayrıcalıklı bir yerde durmaktadır. İbn Beydekin meseleyi ahkâm-ı sultâniyye eserlerinin bakış açısına yakın bir yaklaşımla ele alır. Zira el-Lüma‘ bid‘at olarak nitelediği uygulamaları ele alıp bunlara karşı alınacak tedbirler hususunda siyasileri uyaran bir metindir. Memlük coğrafyasının bütün önemli merkezlerinde yaşayan ve kitaptaki tespitlerinde büyük oranda kendi gözlemlerine dayanan müellif Memlüklerdeki “yaşayan bid‘atları” konu edinir. Bid‘atların yaygınlaşmasıyla mücadele hususunda dört mezhebin önemli temsilcileriyle teşrik-i mesaide bulunmakta ve bu âlimlerle ortak hareket etmektedir. Bid‘atların engellenmesini “emir bi’l-ma‘rûf ve nehiy ani’l-münker” kaidesini esas alarak inceleyen müellif ümera, ulema ve avama farklı seviyelerde sorumluluk yükler. Ulema ve avamın tesir seviyeleri sınırlı olduğundan siyasilerin rolünü öne çıkartır. Ümeranın sorumluluğu özellikle ulemanın gücünü aşan ve bu çalışmada “örgütlü bid‘atlar” olarak kavramlaştırılan bid‘atlarla mücadelede öne çıkar. Bu çerçevede Fütüvvet kurumu, Kalenderîler ve Merzûkîler etraflıca incelenir. Yine siyasete doğrudan sorumluluk yüklenen diğer bid‘atlar ele alınır. Av bahsi, mescit ve camilerdeki bid‘atlar, sofradaki/yeme içmedeki bid‘atlar, özel günlere has bid‘atlar, tekebbür, birbiriyle karşılaşan insanların yaptığı bid‘atlar, Yahudi ve Hristiyanları dost edinme meselesiyle ilgili bid‘atlar, Müslümanların gayrimüslim kutsal günleriyle irtibatları ve ıydü’ş-şehîd ile ilgili bid‘atlar incelenir. Geniş bir çerçevede yer alan bu bid‘atlar özellikle siyasetle ilişkisi açısından dikkate değer değerlendirmelere konu edilir. AU - Kavak, Özgür DO - 10.15370/maruifd.1078718 PY - 2022 JO - Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi VL - 62 IS - 62 SN - 1302-4973 SP - 1 EP - 28 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1096953 ER -