TY - JOUR TI - Tevekkülün Fonksiyonelliği Üzerine -Din Psikolojik Bir Yaklaşım- AB - Bu çalışmanın amacı, tevekkülün bireysel psikoloji açısından fonksiyonel değerini bilimsel çalışmalar ışığında tartışmaktır. Bilindiği üzere tevekkül, Kur’an ve sünnetin üzerinde durmuş olduğu önemli bir kavramdır. Bu yönüyle dinî bir değer olan tevekkülün, yapacak olduğu iş ve eylemlerinde birey için önemli bir işleve sahip olması beklenir. Ancak dinî kaynaklardan beslenen tevekkülün, zaman zaman ifade edilmiş olan fonksiyonel değerinden çok uzak olduğu görülmektedir. Bu durum, çoğu zaman bu kavramın sorgulanmasını da beraberinde getirmektedir. Zira dinin temel kaynaklanan beslenen bu kavramın, birey için pozitif bir işleve sahip olması beklenirken, aksine bazı bireyler için tam tersi bir fonksiyon ürettiği bilinmektedir. Tevekkülün bu şekilde bir işleve sahip olmasında birçok faktörün etkili olduğunu söylemek mümkündür. Ancak çalışmanın sınırlılıkları açısından tüm bu faktörleri burada tartışmak mümkün değildir. Bununla birlikte yanlış bir kader algısının bireylerin dinin özüne aykırı bir tevekkül inancının gelişmesinde oldukça güçlü bir faktör olduğu ifade edilebilir. Böylece, bir tür kadercilik olarak da ifade edilen yanlış tevekkül anlayışının gelişip kökleştiğini söylemek mümkündür. Bu durum bireyi, tevekkülün en önemli unsurlarından olan, sebepleri yerine getirdikten sonra... ilkesini ihmal ederek işi tamamen Allah’a havale etmesi şeklinde dinî öğretiye aykırı bir davranışa sürüklemesi nerdeyse kaçınılmaz bir hal almaktadır. Buna rağmen tevekkülün, inanan birey açısından yine de dinin özüne uygun birçok fonksiyonel değere sahip olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda çalışmada, tevekkülün beş temel fonksiyonu incelenmiştir. Bu bağlamda öncelikle Allah’a Güven Duygusunun Tezahürü Olarak Tevekkül konusu incelenmiştir. Bu noktada, mütevekkil bireyi duygusal açıdan tatmin edebilme fonksiyonu bulunan dinin, bu fonksiyonunu üretebilmesi için duygu yelpazesinde yer alan birçok duyguyla olduğu gibi güven ile de iş birliği yapması gerektiği vurgulanmıştır. Güvenin iman ile olan güçlü ilişkisi nedeniyle tevekkülün bu duyguyla oldukça yakın bir ilişkisinin olduğunu söylemek mümkündür. Zira Allah’a güven duygusu insanda güvene dayalı beklentiler oluşturduğu içindir ki, bu duygudan beslenen bireyin, tevekkül düzeylerinin de yükseleceğini söylemek mümkündür. Çalışmada tevekkülün ikinci fonksiyonu Pozitif ve Bilişsel Yeniden Değerlendirme Aracı Olarak Tevekkül başlığı altında incelenmiştir. Bu bağlamda, varoluşunun gereği olarak insanın yaşam serüveninde olumlu yaşam olayları ile karşılaşabileceği gibi olumsuz yaşam olayları ile de karşılaşmasının kaçınılmaz olduğu vurgulanmıştır. Ardında ise varoluşun bu çift kutuplu yapısının kişinin pozitif duyguların yanında negatif duygular da yaşamasına neden olduğu zikredilmiştir. Bu noktada tevekkül sahibi bireyin, durumu pozitif ve bilişsel yeniden değerlendirme sürecine tabi tuttuktan sonra, “Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar” (el- Bakara, 2/286) ayetinden de güç alarak elinden geleni yapıp sonucu Allah’a havale etmesi kuvvetle muhtemeldir. Çalışmada tevekkülün üçüncü fonksiyonu Olayların Arka Planını Anlamlandırma Aracı Olarak Tevekkül başlığı altında ele alınmıştır. Bu bağlamda, bireyin Allah’a havale etmiş olduğu işin zahiren, kendi aleyhine bir sonuç üretmesi halinde takınacak olduğu tutum “Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz” (el-Bakara, 2/216) ayeti bağlamında değerlendirilmiştir. Buna göre bu ve buna benzer ayetlerin beslemiş olduğu tevekkül bilinci sayesinde bireyin, olumsuz durumları çok fazla sorgulamadan kabullenmesi ve böylece olayın arka planını anlamlandırması oldukça kolaylaşır. Tevekkülün fonksiyonu ise Manevî Gelişim Aracı Olarak Tevekkül başlığı altında incelenmiştir. Bu bağlamda tevekkülün, bireyin yaşadığı sıkıntılardan kaçması bir yana, dinin anlam ve amaç temelinde kendisine sunmuş olduğu manevî gelişim için önemli bir fonksiyonu olduğuna işaret edilmiştir. Çalışmada zikredilen tevekkülün son fonksiyonu ise Zihinsel Bir Sığınak Olarak Tevekkül bağlamında incelenmiştir. Buna göre bireyin Allah’a sığınması anlamına gelen tevekkül, bireyin güç ve kuvvet sahibi yegâne varlığın Allah olduğu bilinciyle hareket etmesidir. Böylece kendi acizliğinin farkında olan bireyin, her konuda Allah’a güvenerek, O’nun takdirine samimiyetle rıza ve teslimiyet gösterip güvenli bir zihinsel sığınak olarak görmüş olduğu Allah’a sığınması beklenir. Tüm bunlardan hareketle birincil ve ikincil kaynaklardan yararlanılarak yapılmış olan bu çalışmanın, dinî inançtan beslenen tevekkülün fonksiyonel değerinin anlaşılmasına katkı sağlaması amaçlanmaktadır. AU - KANDEMİR, FATİH DO - 10.18505/cuid.1073180 PY - 2022 JO - Cumhuriyet İlahiyat Dergisi VL - 26 IS - 1 SN - 2528-9861 SP - 121 EP - 133 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1112986 ER -