TY - JOUR TI - Sisyphos’un Kadınları: Türk Sinemasında Beslemeler AB - Osmanlı İmparatorluğu’ndan itibaren varlık gösteren daha çok evlatlık, beslemelik olarak adlandırılan ve çoğunluğu kadınlardan oluşan sömürüye açık uygulama, köleliğin biçim değiştirmiş hâlidir. Ne Osmanlı İmparatorluğu ne de Cumhuriyet Türkiye’si bu sömürü düzenini denetler. Beslemeler, hem roman hem de filmlerde kendini gösterir. Sinema söz konusu olduğunda patetik hikâyelerin merkezinde genellikle köyden kente getirilen, alt sınıf yoksul aileleri tarafından para ile küçük yaşta satılan beslemeler, her zaman “öteki”dir. Bir adım ilerisi beslemeler medar-ı suçtur. Köylü ve pis olarak görülen beslemelerin eve geldikleri an “bitli” oldukları gerekçesiyle saçları kesilir, üstlerindeki kıyafetler yakılır. İsimleri de değiştirilen beslemelerin ev işleri hiç bitmez. Ev işinin “görünmez emeği” gibi sabahtan akşama kadar çalışan beslemeler, bu işten herhangi bir ücret almaz. Cinsellikleri ev emeği gibi her zaman sömürüye açık olan beslemelerin kötü son yaşaması kaçınılmazdır. Bu son genellikle de tecavüz olur. Türk sinemasında beslemeler Aşkın Saati Gelince (Nejat Saydam, 1961), Kanlı Nigâr (Ülkü Erakalın, 1968), Kınalı Yapıncak (Orhan Aksoy, 1969), Kopuk (Vedat Türkali, 1972), Açlık (Bilge Olgaç, 1974), Cihan Yandı Kanlı Nigâr (Memduh Ün, 1981), Fazilet (İrfan Tözüm, 1990), Asılacak Kadın (Başar Sabuncu, 1990), Kız Kardeşler (Emin Alper, 2019) filmlerinde varlık kazanır. Türk sinemasında beslemelerin nasıl temsil edildiğini irdelemeyi amaçlayan bu çalışmada saptanan özellikler doğrultusunda içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. AU - Balcı, Şeyma DO - 10.17680/erciyesiletisim.997806 PY - 2022 JO - Erciyes İletişim Dergisi VL - 9 IS - 1 SN - 1308-3198 SP - 449 EP - 476 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1117419 ER -