TY - JOUR TI - YÜCE ALLAH’IN KULA YARDIMININ BİR ŞEKLİ OLARAK KALBE SEKÎNENİN İNDİRİLMESİ AB - Allah’ın yeryüzünde halifesi olmak için yaratılan insan dünya hayatında çok farklı şekillerde imtihan edilmektedir. İnsanlar manevi mertebelerine göre değişmekle birlikte imtihanın ağırlığına göre zorlanmakta, nefsinin ve şeytanın vesveselerine maruz kalmakta, güç ve sabrı tükenmekte, kalbinde Allah’ın yardım va’dinin gerçekliği konusunda şüpheler oluşabilmektedir. Böylesi zor durumlarda mü’minlerin velisi olan, kullarına yardım ve korumayı va‘d eden Allah Teâlâ farklı şekillerde inananlara yardım etmektedir. Kur’an’da toplam altı ayette anlatılan Allah’ın kalplere sekîneyi indirmesi de bu ilahi yardımlardan biridir. Korku, ümitsizlik ve tükenmişlik anlarında kalbe indirilen sekîne, kalbin sükûn bulması, gönlün rahatlaması, itmi’nana ve yakînî imana ulaşması, telaş ve heyecanın yok olması gibi anlamlara gelmektedir. Sekîne konusu Rabbanî bir latîfe olan iman ve inkârın, ıslah ve ifsadın merkezi, vahiy ve ilhamın iniş mekânı kalple ilgili bir konudur. Hz. Peygamber ve sahabiler Mekke’nin zor şartlarını, can ve mallarını feda etmeyi göze aldıkları hicret ve cihad zamanlarını, Huneyn savaşındaki bozgun halini, Rıdvan biatı ve Hudeybiye anlaşmasının imzalandığı zor anları yaşamışlardır. Sıkıştıkları, güçlerinin son noktasına geldikleri ve kalplerinde karışıklık oluştuğu bu zor durumlarda Allah’ın farklı yardım ve desteğini müşahede etmişlerdir. Âyetlerde ilahî yardımın bir şekli olarak bu tür ortamlarda lütfedildiği anlaşılan sekînenin hem Hz. Peygamber’e hem de mü’minlere indirildiğinden bahsedilmektedir. Mukâtil b. Süleyman, Taberî, Zemahşerî, İbn Âşûr gibi müfessirler Hz. Peygamber’e sekîne indirilmesini onun için bir eksiklik, ismet sıfatına aykırı bir durum olarak algılamadıkları için konuyu âyetlerin bağlamına ve lafzına uygun olarak açıklamışlardır. Ancak Sülemî, Râzî ve Kurtubî gibi bazı müfessirler sekîne indirilmesini gerektiren kalbî durumları Hz. Peygamber’in yaşamasını ismet sıfatına uygun görmediklerinden bağlamdan uzak yorumladıkları görülmektedir. Bu durum müfessirlerin konulara yaklaşım farklılıklarının te’villerini etkilediğini, zaman zaman lafzın da zorlandığını göstermektedir. İsmet konusunun eksik anlaşılması Hz. Peygamber ve sahabiler ile bunlar hakkında nazil olan ayetleri eksik anlamayla sonuçlandığı sonraki dönemlerde Müslüman toplumlara önderlik eden âlim ve âriflerin de yanlış anlaşılmasına, hatadan masum oldukları, imtihanlarda zorlanmadıkları, kalplerinin hiç bulanmadığı gibi isabetsiz yorumlara da sebep olmaktadır. İlk neslin dindarlık tecrübesi ve bunları anlatan nasların eksik anlaşılması tarihsel süreçte birçok konunun da yanlış anlaşılmasıyla sonuçlanmaktadır. Sekînenin indirilmesi ile ilgili bilgiler Allah katındaki mertebesi ne olursa olsun hiçbir insanın imtihan süreçlerinden azade olmadığını, her insanın zorlandığı durumların bulunduğunu, bunlardan ancak Allah’ın yardımıyla çıkılabildiğini göstermektedir. Ancak bu anlatılanlar onların Kur’an’da Allah tarafından övülmelerini, Allah’ın razı olduğunu beyan etmesini gölgelememeli ve sıradanlaştırılmalarına da neden olmamalıdır. Kur’an’da sekîne konusuna benzer olarak sahabilerin, Ashab-ı Kehf’in ve Hz. Musa’nın annesinin zorlandıklarında, ümitsizlikle yüzleştiklerinde ilahî bir müdahale ve yardım olarak kalplerinin sağlamlaştırılmasından bahsedilmektedir. Bu örnekler de Allah’ın kulunu yalnız ve yardımsız bırakmadığını anlatmaktadır. Sekîne ve kalplerin sağlamlaştırılmasının yaşandığı imtihan anların kalplerin sıkıştığı, şeytanın vesvesesi ile bulandığı kabz halini anlattığı, ilahi yardımın geldiği anların ise kalbin nurlandığı, genişlediği bast halini anlattığı anlaşılmaktadır. Kur’an’ın nüzulünde genellikle önce sebepler yaşanmakta sonra yaşananların değerlendirilmesi, bunlarla ilgili Allah’ın kararlarının açıklanması anlamında ayetler inzal edilmektedir. Bu durum Kur’an’ın tecrübe merkezli bir kitap olduğunu göstermektedir. Peygamberlerin ve onlara tabi olanların bireysel ve toplumsal olarak yaşadıkları ilahî yardım ve desteğe dair tecrübeler sadece onlarla sınırlı değildir. Kıyamete kadar yaşayacak olan her mü’min için örneklik teşkil etmekte, Allah’ın yardım ve desteğinin her Müslüman fert ve toplum için söz konusu olduğunu göstermektedir. Bu husus Müslümanları imtihanlar karşısında daha kararlı, sabırlı, mütevekkil, olmaya, Allah’ın yardım ve desteğinden ümit kesmemeye sevk etmektedir. Sekînenin indirilmesi konusu kalbî, manevî bir tecrübe olduğu için işârî tefsirlerin bu konuda daha geniş bilgiler verdiği görülmektedir. Bu da Kur’an’ın bütüncül bir bakışla anlaşılmasında diğer tefsirlerin yanı sıra işârî tefsirlerin de vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. AU - KILINÇLI, Sami DO - 10.46353/k7auifd.872265 PY - 2021 JO - Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi VL - 8 IS - 1 SN - 2148-7634 SP - 219 EP - 250 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1118347 ER -