TY - JOUR TI - Gebelikte Lenfomayı Taklit Eden Bir Orofarengeal Tularemi Olgusu AB - Tularemi; gram-negatif bir kokobasil olan Francisella tularensis’in etken olduğu zoonotik bir enfeksiyon hastalığıdır. İnsanlarda hastalık ülseroglandüler, glandüler, okülo-glandüler, pnömonik, tifoid ve orofarengeal tularemi gibi farklı klinik formlarla seyredebilir. Türkiye’de hastalığın insanlara temel bulaşma yolu F.tularensis ile kontamine suların içilmesi ile olduğundan klinik olarak en sık orofarengeal form görülmektedir. Gebelikle birlikte tularemi olguları nadir görüldüğünden literatürde tulareminin maternal ve fetal komplikasyonları ile ilgili çok az veri vardır. Bu raporda, gebelikte lenfomayı taklit eden orofarengeal tularemi olgusu sunulmuştur. Sivas iline bağlı bir köyde yaşayan 33 yaşındaki 11 haftalık gebe hasta, boyun bölgesinde altı gündür devam eden şişlik şikayeti ile enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji polikliniğine başvurmuştur. Hayvancılık ile uğraşan ve çiğ süt tükettiğini belirten hasta 10 gün önce bir hastanenin kulak burun boğaz hastalıkları polikliniğine ateş, üşüme-titreme ve boğaz ağrısı şikayetleriyle başvurduğunu, doktorunun önerdiği amoksisilin-klavulonat tedavisi ile şikayetlerinin gerilemediğini ve tedavinin dördüncü gününde boynundaki şişlikleri fark ettiğini belirtmiştir. Anamnez derinleştirildiğinde hastanın klorlanmamış su (kaynak suyu) tüketimi öyküsü olduğu anlaşılmıştır. Hastanın vital bulguları stabil seyrederken fizik muayenesinde boyun bölgesinde en büyükleri sağ posterior servikal bölgede 5 x 2 cm ve solda 3 x 2 cm boyutlarında fluktuasyon vermeyen çok sayıda sert ve ağrılı lenfadenopatiler dışında patolojik bir bulgu saptanmamıştır. Laboratuvar incelemesinde; kan lökosit sayısı 13.32 x 103/mm3 (%75 granülosit), hemoglobin 11.4 g/dL, eritrosit sedimentasyon hızı 45 mm/saat ve kan C-reaktif protein değeri 90 mg/L bulunmuştur. Kontrastsız boyun manyetik rezonans görüntülemesinde (MRG) nazofarenks posterior duvarda 12 mm kalınlıkta diffüz duvar kalınlaşması ve difüzyon ağırlıklı görüntülerde lenfoma kuşkusu gösteren belirgin difüzyon kısıtlanmasının olduğu lenf nodları saptanmıştır. Hastanın anamnezi ve klinik bulgularının tularemiye benzemesi nedeniyle serum örneğinde mikroaglütinasyon testi (MAT) çalışılmış, fakat MAT titresi 1/80 ve negatif olarak bildirilmiştir. Hastanın şikayetlerinin devam etmesi ve bölgemizde geçmiş yıllarda tularemi olgularına rastlanması nedeniyle iki hafta sonra çalışılan MAT sonucu bu kez 1/320 titrede pozitif olarak bildirilmiştir. Hastaya “orofarengeal tularemi” tanısı konularak gebeliğinin 14. haftasından itibaren üç hafta süreyle oral siprofloksasin (2 x 750 mg) ile tedavi edilmiştir. Hastanın servikal lenf nodlarına yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisinin histopatolojik incelenmesiyle lenfoma dışlanmış ancak biyopsi örneği granülomatöz hastalıklar ile uyumlu bulunmuştur. Larenks ve nazofarenkse tanısal amaçla yapılan biyopsilerin histopatolojik bulgularının reaktif özellik gösterdiği belirlenmiştir. Gebeliğin 37. haftasında doğum ağrıları ile başvuran hastadan sezaryen ile 2425 gram ağırlığında, 47 cm boyunda sağlıklı erkek bebek dünyaya gelmiştir. Yenidoğanda konjenital enfeksiyona dair bir belirti saptanmamıştır. Hasta ve bebek bir yaşın sonuna kadar takip edilmiş ve herhangi bir anormalliğe rastlanmamıştır. Bu olgu ile birlikte literatürde bildirilen 17 olgu, uygun ve etkili antibiyotik tedavisi verilmediği takdirde, gebelikte tulareminin abortus, prematür doğum ve intrauterin fetüs ölümü gibi ciddi obstetrik komplikasyonlarla seyredebileceğini düşündürmektedir. AU - Öz, Murtaza AU - Elaldi, Nazif AU - turan, meral AU - Kurt, Begum AU - BÜYÜKTUNA, SEYİT ALİ AU - KOÇ, TÜLAY AU - TURGUT, İsmail DO - 10.5578/mb.20229611 PY - 2022 JO - Mikrobiyoloji Bülteni VL - 56 IS - 4 SN - 0374-9096 SP - 740 EP - 748 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1135583 ER -