TY - JOUR TI - Alman ulusal kimliğinin dil merkezli inşası1 AB - Benedict Anderson, ulusu, hayal edilmiş bir siyasal topluluk olarak tanımlar. Anderson’ın kalkış noktası milliyetçilik kadar milliyetin de özel bir kültürel yapım türü olduğudur. Dolayısıyla ulusun inşa edilebilmesi için “ortak bir kültürel geçmiş”, “ortak bir tarih” ve yine ortak ve homojen bir kimlikte toplanmışlık duygusunu tesis edecek “bağlayıcı yapı”ların icat edilmesi gerekir. Çeşitli ulusların farklı “bağlayıcı yapı”ları tercih etmiş olduğu dikkat çeker. Tarih yazımı, kültürel özellikler, toprak birliği, etnik köken, dil, mitoloji vb. gibi bağlayıcı bileşenlerin farklı ulusal kimliklerde bir araya geliş biçiminin ve ağırlık derecelerinin de farklılaştığı, bunun da ulusların karakterini de belirlediği görülür. Alman halklarının tarihte uzun bir süre boyunca prenslikler halinde geniş bir coğrafyada dağınık halde bulunması tek bir devlet çatısı altında toplanan bir ulus haline gelmelerini geciktirmiştir. Bunun sonucu olarak Alman ulusal kimliğinin kuruluşunda Alman dili diğer ulusal kimlik modellerinden farklı ve daha merkezi bir konuma yerleşmiştir, ulusal kimliğin temel karakteristiği olarak öne çıkmıştır. Bu çerçeveden hareketle makalenin amacı, ulusal kimlik sorunsalı çerçevesinde Alman ulusçuluğunun karakteristiğini araştırmak ve Anja Stuckenbrok ve Andreas Gardt’ın dil milliyetçiliği/ulusçuluğu kavramını (Bkz. Stukenbrock, 2005; Gardt, 1999b) temel alarak, iki dünya savaşına zemin hazırlayan düşünsel, tarihsel ve siyasi konjonktürün şekillendiği 19. yy.’a kadar Alman dili ile Alman ulusu arasında kurulan özel bağıntının izini sürmektir. AU - Tukel Kanra, Yesim DO - 10.29000/rumelide.1192687 PY - 2022 JO - RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi IS - 30 SN - 2148-7782 SP - 825 EP - 841 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1137791 ER -