TY - JOUR TI - Lisa Tuttle’ın “Ev Kadınları” başlıklı kısa öyküsünde kadın ve bellek AB - Ataerkil kültürün içselleştirdiği cinsiyet rolleri toplumsal cinsiyet hiyerarşisini de beraberinde getirmiş ve bu sınıflandırmadan doğan cinsiyet eşitsizliği pek çok kurgu yazarının ele aldığı bir konu haline gelmiştir. Bu eserlerden biri olarak Amerikalı feminist-bilim kurgu yazarı Lisa Tuttle’ın 1979 yılında kaleme aldığı “Ev Kadınları” adlı kısa öyküsü sadece ataerkil yapının dayattığı cinsiyet rollerine değil, aynı zamanda kadının toplumsal konumuna da eril bakışın içselleştirilmesi ve bedenin belleği üzerinden eleştiri sunar. Öyküde dünya gezegeninden gelen erkekler kolonileştirdikleri yeni gezegendeki varlıkların kültürel belleklerine toplumsal cinsiyet rollerini aşılar ve zamanla onları “mükemmel” ev kadınlarına dönüştürür. Bu çalışma erkeklerin bir başka evrendeki canlıları fiziksel ve kültürel olarak biçimlendirmelerini Michel Foucault’nun disiplin ve güç kavramları ışığında ele alarak cinsiyet rollerinin bu varlıkların belleklerine erkek egemen sistem yoluyla nasıl işlendiğini Susan Bordo ve Sandra Lee Bartky’nin görüşleriyle tartışmayı amaçlamaktadır. Eser aynı zamanda bir feminist-distopya örneği olduğundan kurgu ve gerçeklik arasındaki çizginin silikleşmesi açısından da önemlidir. Bu nedenle kurgu/gerçeklik çatışması da Donna Haraway’ın görüşleri ışığında tartışılacaktır. AU - Demir, Elif DO - 10.29000/rumelide.1193094 PY - 2022 JO - RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi IS - 30 SN - 2148-7782 SP - 1208 EP - 1218 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1137826 ER -