TY - JOUR TI - Din Dilinde Gönderim Problemi AB - Dil felsefesinde tekil terimlerin nasıl gönderimde bulunduğu ve başarılı bir gönderimin hangi şartlarda sağlandığı çerçevesinde tartışılan gönderim problemi, din dilinde dinî ve metafizik ifadelerin anlamlılığı probleminden ayrılmaktadır. Din dilinde gönderim problemi, genelde dinî ve metafizik ifadelerin gönderiminin hangi teoriyle açıklanacağı özelde ise Tanrı teriminin gönderimini hangi teorinin sağladığı ve teorinin teizm açısından tutarlı olup olmadığı çerçevesinde tartışılmaktadır. Tanrı teriminin gönderiminde hangi teorinin esas alınacağı konusunda, teorinin teolojik problemlere ve pratik dinî hayata katkısı önemli bir kıstastır. Ayrıca din dilinde başarılı gönderim için birtakım kıstaslar geliştirilmiştir. Erişilebilirliğe göre, Tanrı teriminin kullanıcıları teorinin gerektirdiği başarılı gönderim kurallarını kolaylıkla sağlayabilmelidir. İkinci kıstas olan kapsama göre din dili kullanıcıları, Tanrı terimiyle eş-gönderimi sağlayabilmelidir. Dolayısıyla din dili açısından daha geniş eş-gönderimi sağlayan teorinin başarılı olduğu söylenebilir. Literatürde din dilinde betimleyici gönderim teorisi ve nedensel gönderim teorisi olmak üzere iki teori ön plana çıkmaktadır. Sözü edilen teorilerin din diline özellikle de Tanrı terimine uygulanması oldukça tartışmalı bir konudur. Bu teorilerin felsefi açıdan tutarlı ve tutarsız yanlarından, gönderim problemi için sağladığı imkânlardan yahut yol açtığı sorunlardan bahsetmek mümkündür. Adın betimle uyumlu olduğu nesneye gönderim yaptığını iddia eden betimleyici teoriye göre Tanrı terimi “var olan her şeyin tek ve mükemmel yaratıcısı” betimiyle eş anlamlı olup bu betim vasıtasıyla gönderimi sağlanır. Felsefe tarihinde ise filozofların Tanrı terimini betimleyici çizgide ele aldıklarını söylemek mümkündür. Göndergenin ilk adlandırmayla belirlenip sonraki kullanıcılara nedensel-tarihsel zincir yoluyla ulaştığını iddia eden nedensel gönderim teorisine göre Tanrı terimi katı belirticidir. Tanrı teriminin gönderiminde nedensel gönderim teorisinin esas alınması durumunda, adgönderge ilişkisi ve nedensel-tarihsel zincirle göndergenin bağlantısının nasıl sağlanacağı hususları ise izah edilmesi gereken temel noktalardır. Bu çalışmada din dilinde gönderim problemine ilişkin olarak nedensel gönderim teorisi incelenecektir. Bu sebeple, çalışmamızda nedensel gönderimi din diline uygulayan ilk kişi olarak Richard B. Miller’in, din dilinde teoriyi geliştiren William P. Alston’ın, teoriye yeni boyutlar ekleyerek teizm için daha tutarlı hale getiren Jerome I. Gellman’ın ve teoriyi semantik gizlilikle ilişkilendirip teolojik halka ekleyen Meghan Sullivan’ın iddialarına yer verilecektir. Ayrıca Tanrı teriminin gönderimi probleminin dini çoğulculuğa dair sonuçları ele alınacaktır. Teoriyi ilk kez din diline uygulayan Miller’in terimin göndergesinin empirik yolla belirlenememesi problemine değinmemesi dikkat çeken bir husustur. Ayrıca nedensel gönderimi din diline uygulayan filozoflardan Gellman’ın teoriyi geliştirerek din diline daha uygun hale getirdiğini ve teorinin din dilinde esas alınmasına yönelik eleştirileri karşıladığını söylemek mümkündür. Gellman’ın başarılı bir gönderim için doğrudan, dolaylı ve ertelenmiş veçheleri ihtiva eden çoklu nedensel gönderim anlayışı, Tanrı’nın gelecekte eskatolojik olarak adlandırılabileceği ihtimalini içermesi açısından önemlidir. Gellman’a kadar terimin göndergesinin belirlenememesi gönderim problemindeki tartışmalara yön verirken Sullivan’ın literatüre eklediği semantik savunmasızlık kavramıyla birlikte nedensel zincirin teizm açısından problemli yönleri gündeme gelmiştir. Ayrıca Sullivan, semantik gizlilik problemi ve ileri sürdüğü çözümüyle nedensel gönderimi savunan diğer düşünürlerden farklılaşmaktadır. Bu çözümüyle Sullivan’ın nedensel gönderim teorisine teolojik halka eklediğini söylemek mümkündür. Ayrıca nedensel gönderim teorisinin en çarpıcı sonucu dinî çoğulculuk için bir temel teşkil etmesidir. Miller ve Alston’ın Hickçi çoğulculuğu desteklerken Sullivan ise Hick’e kıyasla daha tekmil bir çoğulculuk anlayışına sahiptir. Hick’in çoğulculuğunda farklı dinlerin ortaya çıkışı insan algısının sınırlılığından kaynaklanırken, Sullivan farklı dinleri Tanrı’nın kendisini farklı şekillerde ifşa etmesiyle açıklamaktadır. AU - YAVUZ, MERVE DO - 10.18498/amailad.1184204 PY - 2022 JO - Amasya ilahiyat dergisi IS - 19 SN - 2667-7326 SP - 119 EP - 149 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1149466 ER -