M. Scott Peck, din ile bilim, özellikle de psikoloji bilimi arasındaki ilişki konusunda otorite olarak kabul edilen isimlerden birisidir. 1992 yılında Peck, APA tarafından “psikiyatri alanında bir eğitimci, araştırmacı ve klinisyen olarak gösterdiği üstün başarı nedeniyle” seçkin bir psikiyatrist öğretim görevlisi olarak seçilmiştir. Çalışmalarının ortak vurgusu, bilim ve din düalizmi arasında kalan ve manevi krizlerine çözüm arayan insanlara bilim ve dini birleştirmenin mümkün olduğunu ve sevginin iyileştirici gücünün maneviyat ve anlam krizleriyle mücadele etmekte kullanılabilecek en güçlü silah olduğunu göstermektir. Manevi açıdan gelişmek isteyen insanların hangi aşamalardan geçtiğini göstermek için ise Fowler’in İnanç Gelişim Aşamaları teorisinden esinlenerek Manevi Tekamül Aşamaları’nı geliştirmiştir. Bu modele göre insanlar, ilke ve düzenin olmadığı ve benmerkezciliğin yaygın olarak görüldüğü kaotik-anti- sosyal aşamadan kurumsal yapılara ve organizasyonlara bağlanılarak teslimiyetçi bir anlayışla bireysel kaoslarından kurtulmaya çalıştıkları düzenli- kurumsal aşamaya geçmektedirler. Daha sonra ise zihinsel olgunlaşma ve bilimsel perspektifin etkisiyle bir tür agnostik ya da ateistik görünüme sahip olan şüpheci-bireysel aşamadan tabiattaki dengeyi fark etmeye başladıkları ve iyi ve kötü, bağışlama ve merhamet, şefkat ve sevgi hakkında daha derin bir kavrayışa sahip oldukları mistik-toplumsal aşamaya doğru ilerlemektedirler. Bu çalışma ile dünya genelinde derin bir iz bırakan M. Scott Peck’in hayatı ve eserleri üzerinden tanıtılması ve Manevi Tekamül Aşamaları teorisinin nitel araştırma yöntemlerinden doküman/metin analizi tekniği kullanılarak açıklanması amaçlanmaktadır.