TY - JOUR TI - İfk Hadisesini Ahlaki Panik Teorisi ve Psikotarih Işığında Yeniden Ele Almak AB - Bir topluluğu etkileyen ve güvenliği sağlamak için ölçüsüz veya düşüncesiz tepkilere yol açan telaş veya endişe duygusu panik olarak tanımlanır. Ahlaki panik toplumun dini, ahlaki, kültürel yapısına tehdit olarak algılanan bir kişi, olay ya da olguya karşı gösterilen orantısız tepkidir. Günümüzde medya araştırmalarında kullanılan bu kavram tarihsel olarak farklı alanlarda karşımıza çıkmaktadır. Ahlaki panikler, yoğunluğu, sürekliliği ve sosyal etkisi açısından çeşitlilik göstermektedir. Kimileri küçük ve etkisiz olaylarken kimisi de toplumlarda ciddi problemlere sebep olan büyük hadiselerdir. Olayların tesiri dönem, şahıs ve kültüre göre değişiklik gösterir. Ahlaki paniğin oluşumunda beş ögenin etkisi incelenir: Paniğe konu olan olay ve kişilere dair kamuoyu ve medyanın gösterdiği ilgi; biz ve onlar ayrımı yapmaya, sınır koymaya yönelik düşmanlık; panik nedeni olarak gösterilen olay ve kişilere yönelik toplumsal tepkiyi anlamlı kılan uzlaşma, abartıya dayalı orantısızlık ve ahlaki paniğin sönmesini içeren geçicilik. Ahlaki panik, toplum önemli değişikliklere ayak uyduramadığı ve bu tip değişikliğin normal sosyal yapı içerisinde kontrol kaybı korkusuna sebep olduğu zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Esasında bu tepki, değerlerini tehdit eden hususlarda toplumun duyarlılığını gösterir ve yeni toplumsal düzenlemelerin potansiyelini taşır. Fakat toplumun değerlerinde bir bozulma varsa tehditin sembolü haline getirilen kişi ya da kişilere yönelik yıkıcı müdahalelerle de sonuçlanabilir. Bu nedenle ahlaki paniğin sebepleri, etkileri ve sonuçlarına ilişkin yürütülecek tartışmayla mevcut toplumun yapısı ve kültürel kimliğine ilişkin bilgiler elde etmek mümkündür. Hz. Peygamber’in eşi Hz. Âişe’ye iftira atılmasıyla başlayan ve İslam toplumunda pek çok yansıması olan İfk hadisesi bu bağlamda ele alınabilecek olaylardan biridir. Bu çalışmada, İfk hadisesi bir psikotarih okuması ile ahlaki panik teorisi açısından incelenmiştir. Araştırmanın birinci bölümünde ahlaki panik ve ilgili görülen bazı teori ve kavramlar; damgalama, sapma ve etiket teorisi, sosyal linç ve psikolojik savunma mekanizmaları ele alınmıştır. Daha sonra İfk hadisenin panoraması literatür tarama yöntemi kullanılarak izah edilmiştir. Son bölümde ise ahlaki panik bağlamında İfk hadisesi, kişiler ve olaylar üzerinden analiz edilmiştir. Bu amaçla konuyu bir tarih problemi değil psikolojik bir olgu olarak incelemek için disiplinlerarası bir yaklaşımla psikotarih metodundan yardım alınmıştır. Psikolojik bilgi birikiminin oluşturduğu ışıkla geçmiş olaylara daha fazla bir anlam ve derin bir perspektif kazandıran psikotarih, siyasi ve dini grupları bir araya getiren ve birlikte hareket etmelerini sağlayan ortak motivasyonları analiz ederken özellikle çocuklar, kadınlar gibi dezavantajlı grupların maruz kaldığı olguları önceler. Tarihi bir olayı psikososyal yönleriyle daha anlaşılır kılmak için ahlaki panik teorisinin projektör olarak kullanılmasının birtakım güçlükleri de bulunmaktadır. Dikkat çekilmek istenen nokta toplumun ahlaki yapısını tehdit ettiği hassasiyetiyle mercek altına alınıp tepki gösterilen her olayın göründüğü gibi olmayacağı kişisel ve toplu bilinçaltından kaynaklı saldırı motivasyonları taşıyabileceğidir. İfk hadisesinde hedef her ne kadar Hz. Peygamber olsa da söz konusu olan bir kadının, Hz. Âişe’nin iffeti ve onurudur. Münafıklar aslında kendi ahlaki yapıları için pek de önem taşımayan kadın erkek ilişkileri hususunda bir fırsat yakalayarak hem müslümaları itham altında bırakıp hem de Peygamber eşine iftira atmak suretiyle kaos ortamı hazırlamışlardır. Olay her ne kadar vahiyle aydınlatılmış olsa da müslümanlar belirsizlik ortamında ikileme düşmeleri ve temel değerlerine bağlı kalamamaları hususunda uyarılmıştır. Normal koşullarda ahlaki değerlerle çelişen olaylara toplumun gösterdiği tepkiyle ahlaki yapıyı koruma fonksiyonu gören ahlaki panik, toplumun kendi ahlaki yapısı bozulduğunda genelde dezavantajlı bir hedef üzerinden yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir. Çağımızın ahlaki panik çağı olduğu kabulüne dayanarak İfk hadisesinde hem paniği tetikleyen toplumsal değişime karşı direncin, hem günümüz medyasının rolünü üstlenen ve paniği körükleyen aktörlerinin hem de ötekileştirilen, kurban edilen figürün psikososyal analizinin potansiyel ahlaki paniklerin anlaşılmasına ve doğru yöne kanalize edilmesine katkıda bulunacağı umulmaktadır. AU - YILMAZ, SEMA AU - kalli, halit DO - 10.51450/ilmiyat.1266184 PY - 2023 JO - Tokat ilmiyat dergisi VL - 11 IS - 1 SN - 2717-6134 SP - 367 EP - 390 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1185036 ER -