Amaç: Beklenen yaşam sürelerinin artması ile birlikte yaşlı nüfusu giderek artmaktadır. Yaşlılarda ruhsal hastalıkların tanınması ve tedavi edilmesinin zorluğu göz önünde bulundurulduğunda risk faktörleri açısından klinisyenlerin dikkatli olması gerekmektedir. Bu çalışma kronik hastalıkların depresyon ve anksiyete düzeyleri ile ilişkisini araştırmak ve bu yaş grubunda ruhsal hastalıklara yönelik farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma 65 yaş üstü olan 100 hasta ile yapılmıştır. Son 6 aydır psikiyatrik hastalık tanısı olan ve psikotrop ilaç kullanımı olan hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir. Çalışmanın örneklemi oluşturulduktan sonra, hastalara araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan sosyodemografik veri formu ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Kadın hastalarda anksiyete düzeylerinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur (p=0,032). Yaş ve depresyon düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı bir korelasyon olduğu saptanmıştır (r=0,225, p=0,025). Kronik hastalığı olan ve olmayan hasta grupları arasında anksiyete ve depresyon düzeyleri bakımından istatiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (sırasıyla, p=0,122 ve p=0,668). Sonuç: Kronik hastalıklar, hastalığın süresi ve ilaç kullanımı anksiyete ve depresyon düzeyleri ile ilişkili bulunmazken kadın hastalarda anksiyete düzeyi daha yüksek bulunmuş ve ayrıca yaşla depresyon düzeyleri arasında da pozitif yönde anlamlı bir korelasyon saptanmıştır. Ruhsal bozukluklar yaşlı hastalarda detaylı bir şekilde incelenmesi gereken bir konudur. Yaşlı hastaların ruhsal hastalıkları göz ardı edilmemeli ve klinisyenler tarafından her zaman dikkate alınmalıdır.