TY - JOUR TI - Ekosofinin Fenomenolojik Gelenekle İlişkisi Üzerine AB - Derin ekoloji kuramının ve pratiğinin kurucusu olan Norveçli filozof Arne Naess’e göre Husserl düşüncesinde kaynağını bulan felsefi fenomenoloji hem dolaysızca kavranan şeyin hem de kendini-kavrama eyleminin kendisinin betimlenmesiyle ilgilenir ve fenomenolojik bakış açıları doğanın dolaysız deneyiminin araçsal-olmayan, faydacı-olmayan içeriğinin bilincini geliştirmek için değerlidir. Naess, temelde bir içsellik alanı olarak düşünülen bir epistemolojik egonun ya da “kendinde-şey”lerin dünyasından apayrı bir yerde var olan bir öznenin olmadığını söyler. Fenomenolojik gelenek içinde bulduğu biçimde Naess özneyi her daim dünyada, dünya-içinde-olan olarak ele almayı tercih eder. Bu türden bir özne hem kendini hem de kendisi olmayana dair deneyimini zengin bir ilişkisel, yaşamsal doku içinde kavrar. Tam da bu nedenle fenomenoloji, yaşanan deneyimin, spontane deneyimin somut betimlemesine odaklanarak Naess’in asıl aradığı ontolojik temeli ortaya koymayı mümkün kılar. Spontane, öznel ve ilk bakışta çelişkili gibi görünebilecek zengin deneyimlerimizin önemsiz öznel bakış açıları olmaktan fazlası olduğunu, bilakis bu deneyimlerin dünyanın somut mahiyetine katıldığını, onu oluşturduğunu anlatmanın metodu fenomenolojidir Naess için. Bu makalede, derin ekoloji hareketinin fenomenolojik yöntemle kurduğu ilişkinin temel dayanaklarını ele alacağız ve “yaşanmış deneyim”in bütünlüğünü tüm derinliğiyle ve tüm taraflarıyla ortaya koyma iddiası ile deneyim dünyasını maddenin uzamsal niteliklerine indirgemekten ısrarla kaçınan Naess düşüncesinde fenomenolojik geleneğin etkisini tartışmaya açacağız. AU - ÇANKAYA EKSEN, Gaye DO - 10.20981/kaygi.1349263 PY - 2023 JO - Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi VL - 22 IS - 2 SN - 1303-4251 SP - 683 EP - 704 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1200877 ER -