TY - JOUR TI - Müzakereden Muahedeye: Türkiye ile İsviçre İlişkileri Bağlamında Türkiye’deki İsviçreli Göçmenlerin Durumu (1918-1965) AB - Göç ve göçmen konusu henüz Osmanlı Devleti’nde kurumsallaşmış bir meseledir. Osmanlı Devleti hem sahip olduğu topraklar hem de sınır ülkelerde yaşayan insanlar vasıtasıyla sadece Müslüman değil, Gayr-i Müslim ile de ticari, siyasi, iktisadi ve sosyal etkileşim ve iletişim içerisinde bulunmuş ve onyıllar içerisinde bunlara yönelik çeşitli düzenlemeler ortaya koymuştur. Birinci Dünya Harbi’nin sonu ve Cumhuriyet Türkiyesi’nin inşa süreci de göç ve göçmenlere yönelik siyaseti henüz daha Lozan Konferansı esnasında gündeme getirmiştir. Konferansa katılan heyet, Lozan’da bu konuda görüşmelerde bulunmuştur. Söz konusu görüşmeler arasında, esasen konferansa dahil olmayan İsviçreli yetkililer de bulunmaktadır. Osmanlı’dan o yana diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarından daha az sayıda temsil edilen İsviçreliler hakkında görüşmeler bu konferans esnasında başlamış, sonrası süreci de Ankara hükümetinin Lozan sonrası dış politik prensipleri belirlemiştir. Ankara’nın başkent olarak kabul edilmesi, yeni hükümetin uluslararası arenada tam bağımsızlığı ve temel ve resmî anlaşma metinleri anlayışı üzerine kurulu olmasını İsviçre, Almanya ve Avusturya’ya kıyasla daha geç bir dönemde benimsemiş görünmektedir. İsviçre’ye gidecek Türk vatandaşları veya İsviçre’den gelecek İsviçre vatandaşlarına yönelik Ticaret ve İkamet Mukavelenameleri de bu sebeple uzun sürmüş fakat nihayetinde iki ülke arasında mütekabiliyet esasına göre ortaya konup imza edilmiştir. Bu makalede, İsviçre Federal Arşivi (Schweizerisches Bundesarchiv) belgeleri ve T.B.M.M. Zabıt Cerideleri ışığında, İsviçreli göçmenlere yönelik politika süreci temel anlaşma metinleri eşliğinde irdelenecektir. AU - Dumanlı, Çiğdem DO - 10.24186/vakanuvis.1288671 PY - 2023 JO - Vakanüvis Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi (Online) VL - 8 IS - 2 SN - 2149-9535 SP - 1427 EP - 1451 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1201093 ER -