TY - JOUR TI - Endülüs Sarayları AB - Endülüs yaklaşık sekiz asır boyunca Müslümanların hâkimiyetinde kalmış olan ve Avrupa topraklarında olması hasebiyle ehemmiyet arz eden bir bölgedir. Doğu ve Batı medeniyetlerinin sentezlendiği, Müslüman, Hıristiyan ve Yahudilerin yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığı Endülüs, İslâm Tarihi’nde acı olaylarla hatırlansa da ardında bıraktığı ilmî, edebî, mimarî ve tezyînî mirası ile medeniyet tarihine damga vurmuştur. Hıristiyanlar’ın yüzyıllar boyunca devam eden reconquista emeli 1492 senesinde Gırnata’nın düşmesi ile maksadına ulaşmış, ilk zamanlar Müslümanlar’dan kalan bu miras nisbeten korunmuş olsa da 16. yüzyıldan itibaren Müslümanların izini Endülüs’ten tamamen silme hırsıyla binlerce mimarî eser yıkılmıştır. Günümüzde Kurtuba, İşbiliye, Mâleka, Gırnata şehirlerinde ayakta kalan birkaç eser bize Endülüs’ün mimari ve sanatta ne kadar üst seviyede olduğunu göstermektedir. Endülüs sanat ve mimarisinin en önemli eserlerinden biri de saraylardır. Saray hem hükümdar ve ailesinin yaşadığı mahrem alan hem de devlet işlerinin yürütüldüğü idare merkezi olması itibariyle önemlidir. Estetik ve sanatsal özellikleri ile saraylar, temsil ettiği devletin kültür, medeniyet ve sanat özellikleri yanında siyasi ve ekonomik gücünü de yansıttıkları için her devirde saray mimarisine önem verilmiştir. Bu çalışmada Sarakusta Ca’feriye Sarayı, Mürsiye Dâru’s-Suğra, Gırnata Dârü’l-hürre, Mâleka el-Kasaba, İşbiliye el-Kasr gibi Endülüs’ün daha az bilinen saray yapıları tanıtılacaktır. AU - Ocak, Sümeyra DO - 10.61304/did.1368283 PY - 2023 JO - Diyanet İlmi Dergi VL - 59 IS - 4 SN - 1300-8498 SP - 1373 EP - 1396 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1215000 ER -