TY - JOUR TI - Arşiv Belgelerinde Kalan Bir Şaheser: Rize Hamidiye Camii Kebir ve Medresesi AB - Anadolu’da coğrafyası, kültürü ve vernacular sanat anlayışı ile önemli bir yere sahip olan Rize, 1461’den sonra Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Bölgede inşa edilen dini, sivil ve eğitim yapıları yerel ustaların ellerinde şekillenmiş ve karakteristik bir özellik ortaya koymuştur. Güneysu (Potamya) İlçesi’nde inşa edilen Potamya Camii ve Medresesi’de bunlardan birisidir. Araştırmalara göre 1798’de inşa edilen cami ve medrese zamanla kullanılamaz hale gelmiştir. 1907 tarihine gelindiğinde caminin ve medresenin yeniden inşa edilmesi düşünülmüştür. Halkın yardımlarıyla yapılması planan eser için yardımların yetersiz kalması nedeniyle dönemin padişahı Sultan Abdulhamid Han’dan yardım talep edilmiştir. Bunun için hazine nazırı Ohannes’in ve Lazistan Sancağı Mühendisi Ferid isimlerinin bulunduğu, yapıların plan ve çizimlerinin yer aldığı keşif defteri düzenlerek yollanmıştır. Onaltı vesikanın yer aldığı bu keşif defterindeki cami, medrese ve müştemilatı için 184.344 kuruş gerektiği tespit edilmiştir. Ancak belgede planı ve çizimleri aktarılan cami ve medrese, maddi kaynak aktarılmadığı için inşa edilememiştir. Bu sebeple Hamidiye Camii Kebir ve Medresesi, çizimleri ve görüntüleri ile birlikte Rize’nin yapılamamış bir şaheseri olarak kayıtlara geçmiştir. İnşa edilmesi düşünülen cami ve medresenin Rize’de bulunan Osmanlı dönemi eserlerinden farklı planlandığı açıktır. Caminin dış mimari kurgusu ve minare tasarımı ile medresenin U plan şeması, başkent üslubuna yakın özellikler taşımaktadır. Bölgenin yerel mimarisi ve yerleşik sanatı içerisinde irdelendiğinde, her ne kadar inşa edilememiş olsa da, eserler ile ilgili hazırlanan plan ve şemalar, yapı mimarları ve sanatçılarının başkent eserlerine ait birikimlerinin ve başkent üslubunu takip etmeye yönelik çabalarının olduğunu göstermektedir. Bu önemli durumu merkezine alarak hazırlanan bu çalışma ile başkente mesafe açısından uzak olan Rize gibi bir taşra kentinde, Osmanlı sanatının sürekliliğinin ve “yerel”in “ulusal”ı takibinin altı çizilmeye çalışılmıştır. İlgili belgelerin çevirilmesi suretiyle elde edilen bu bilgilerin yanı sıra dönem içerisinde yapılması planlanan eserler ile ilgili devlete gönderilmek üzere hazırlanan “Keşf-i Evvel” defterinin tercümesi de yapılarak okuyucuya bir örnek olması açısından makaleye eklenmiştir. AU - GOKLER, BURAK MUHAMMET DO - 10.31765/karen.1355296 PY - 2023 JO - Karen- Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi VL - 9 IS - 20 SN - 2458-7680 SP - 489 EP - 522 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/1216937 ER -