TY - JOUR TI - Şüphelinin susma hakkının güvenilir kişiye başvurulması yöntemiyle ihlaline Alman yargıtayı kararları ışığında kısa bir bakış AB - Soruşturma evresinde kendini hukuk pratiğinde gösteren önemli sorunların arasında, şüphelinin susma hakkının hangi hallerde soruşturma organlarının başvurduğu yöntemlerle çiğnenebileceği sorusu da gelmektedir. Keza şüphelinin susma hakkı ile soruşturma organlarının işlenen suçu aydınlatmak için ellerinde olan soruşturma yöntemleri (kanunda düzenlenmiş olan ya da pratikte uygulanan), farklı amaçlara hizmet etmektedir. Kanunda susma hakkıyla şüpheliye, kendisini yürütülen soruş- turma kapsamında zor durumda bırakmama, soruşturma organlarına kendi aleyhine delil elde etme yardımında bulunmama hakkı ve ifade verme özgürlüğü tanınırken, soruşturma organlarına işlenen suçu aydınlatma ödevi yüklenmiştir. Bu haliyle şüphelinin susma hakkının, soruşturma evresinde başvurulan soruşturma yöntemleriyle ihlal edilebileceği açıktır. Çünkü şüphelinin susma hakkını kullanması, soruşturma konusu suçun aydınlatılmasını geciktirici bir faktör olabilir. Şüphelinin ifade verip vermemede özgür olmasına, ifade vermeye zorlanmasının hukuk devletine aykırı olmasına rağmen, soruşturma organlarının öyle ya da böyle şüpheliyi ifade vermeye yönlendirmede (zorlamada) ısrarcı olmasının sebebini, şüphelinin ifadesinin, hâkimin karar vermesinde en etkili delil araçlarından biri olması oluşturmaktadır. Öyle ki davaya bakan hâkim, kararını sadece şüphelinin yapmış olduğu itirafa göre bile verebilir. Şüphelinin susma hakkının ihlali kapsamında bahsini ettiğimiz yöntemler arasında, şüphelinin polis tarafından planlanmış, polise yardımcı olan güvenilir kişiyle yaptığı özel görüşmelerin polis tarafindan dinlenmesi de gelmektedir. Soruşturma aşamas ında güvenilir kişi kullanımı Alman Ceza Usul Hukukunda açık bir şekilde düzenlenmi ş olmamakla birlikte, pratikte başvurulan yöntemlerden biridir. Çalışmamızın konusu, bu yönteme başvurulmasının yasal olup olmadığı tartışmasından öte, bu yöntemin sınırları ve güvenilir kişiye başvurulmasının hangi hallerde susma hakkı- nın ihlalini teşkil edebileceği oluşturacaktır. Bu çalışmada öncelikle, şüpheli kavramıyla, şüphelinin ifade verme özgürlüğü konular ına değinilerek, Alman Yargıtayı`nın (BGH`nın yani Bundesgerichtshof`)2 güvenilir kişi kullanımına ve bunun sonucu ortaya çıkabilecek susma hakkı ihlallerine dair tutumu, BGH`nın somut bir olaya dair vermiş olduğu kararların ışığı altında ele alınacaktır. BGH`nın pozisyonuna karşı literatürde sergilenen tutum da ana başlıklar ıyla çalışmamızın konusunu oluşturacak; son olarak tartışmalara dair düşüncemiz eleştirel bir şekilde sunulmaya çalışılacaktır. Ayrıca, BGH tarafından geliştirilmiş olan itiraz çözümünün, şüphelinin susma hakkının ihlali neticesinde elde edilen delillerin değerlendirilebilmesindeki etkisine değinilecektir. AU - TOPRAK, Ufuk PY - 2011 JO - Türkiye Adalet Akademisi Dergisi VL - 0 IS - 7 SN - 1309-6826 SP - 257 EP - 286 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/127150 ER -