TY - JOUR TI - Türk Hukuku’nda anonim şirket yönetim kurulu kararlarının sakatlığı konusunda getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi AB - Mevcut Ticaret Kanunu’nda Yönetim Kurulu kararlarının sakatlığı halinde, yönetim kurulu kararlarına karsı dava açılıp açılamayacağı, açılabilecekse hangi davaların açılabileceği konusunda açık bir hüküm yoktur. TK’da sadece YK üyelerine karsı açılacak tazminat davaları düzenlenmiştir (TK m. 336-341, 309, 346). Mevcut TK açısından, genel hükümlere göre yönetim kurulu kararlarının yokluğu ve hükümsüzlüğünün tespiti mümkün olmakla birlikte TK kanuna, ana sözleşmeye veya afaki iyi niyet kurallarına aykırı genel kurul kararlarının iptalini öngören TK m. 381 hükmünün benzeri bir düzenleme yönetim kurulu kararları için getirilmemiştir. Yeni Ticaret Kanunu’nun 391. maddesinde, yönetim kurulu kararlarının hangi hallerde hükümsüz olacağını ve tespit davasına konu olabileceği sınırlayıcı olmaksızın örneklerle gösterilmiş ve geçersizliğin hüküm ve sonuçlarının genel hükümlere göre saptanacağı belirtilmiştir (m. 391). Yeni Ticaret Kanununda ayrıca halka açık olmayan bir anonim şirketle ilk veya değiştirilmiş esas sözleşme ile, esas sözleşmede belirlenen kayıtlı sermaye tavanına kadar sermayeyi arttırma yetkisi, yönetim kuruluna tanındığı takdirde, yönetim kurulunun, sermaye artırım kararı vermesi, imtiyazlı veya itibari değerinin üzerinde pay çıkarabilmesi ve pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını sınırlandırabilmesi bu kanundaki hükümler çerçevesinde ve esas sözleşmede öngörülen yetki sınırları içinde gerçekleştirebilirler (YTK. m. 460). Bu konularda alınan kararlar kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı ise pay sahipleri ve yönetim kurulu üyeleri, kararın ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde iptal davası açabilirler. Yeni Ticaret Kanunu yönetim kurulu kararlarının butlanını gayet geniş bir şekilde düzenlemiştir. Ancak butlanın istisnai hallerde kabul edilmesi hukuk güvenliği açısından büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü yönetim kurulu kararlarının butlanla sakat olduğunun tespit edilmesi, yönetim kurulu kararının alındığı tarihten itibaren geçersiz sayılması ve bu karara dayanılarak yapılan işlem ve uygulamaların da kural olarak geriye etkili olarak geçersiz olması sonucunu doğurur. Böyle bir yönetim kurulu kararı, ne ortaklığa ne pay sahiplerine ne de alacaklılara karşı hüküm ifade eder. Belli bir süreye tabi olmaksızın her zaman geçersizliği ileri sürülebilir. Kanaatimce, Yeni Ticaret Kanunu’nda yönetim kurulu kararlarının butlanını değil, belirli bazı hallerin gerçekleşmesi halinde iptalinin düzenlenmesi ve bunun da belirli bir süreyle sınırlandırılması gerekir. Mevcut Sermaye Piyasası Kanunu’na paralel bir düzenleme tüm anonim ortaklıklar için kabul edilebilir. Ayrıca, yönetim kurulunun eşit işlem ilkesine, anasözleşme hükümlerine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanımını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilmez yetki alanına giren ve bu yetkilerin devri anlamına gelebilecek kararların da iptalinin talep edilebilmesi, olması gereken hukuk açısından daha savunulabilir gözükmektedir. AU - ÜÇIŞIK, H. Güzin PY - 2011 JO - Finansal Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi VL - 3 IS - 5 SN - 1309-1123 SP - 57 EP - 66 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/128999 ER -