TY - JOUR TI - Kenan Hulusi koray’ın korkutan öyküleri AB - Korku edebiyatı metinleri, işlevlerini yerine getirebilmek için daha çok ait oldukları kültürün insanlarının korkularını, uygun atmosferi yaratarak anlatırlar. Dünya edebiyatında bu, daha çok tabi- atüstü varlıklar ve olaylar, şeytan, drakula, vampir gibi öğeler kullanılarak yapılmıştır. Bilindiği gibi Hıristiyanlıkta şeytanın, Tanrı’ya karşıt bir güce ve etki alanına sahip olduğuna inanılması, Hıristiyan dünyada şeytanı en önemli korku figürlerinden biri haline getirir. Kendi kültürümüze baktığımızda ise, korkularımızı besleyen şeylerin garip yaratıklar, tabiatüstü varlıklar, tuhaf ölümler, herhangi bir sebeple geriye döndüğüne inanılan ölüler, büyü gibi tılsımlar, her hangi bir şeyin uğursuzluğa inan- mak olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan bugün bu korkularına yenileri eklenmiş, büyük felaketler, endişeler, yalnız kalmak da insanların büyük korkuları haline gelmiştir. Bilindiği gibi, ilk Türk roman- larında, masal, halk hikâyeleri ve divan şiirindeki doğaüstü unsurlar, pozitivizmin ve Aydınlanmacı düşüncenin etkisiyle ayıklanmış ve ortadan kaldırılmıştır. Bu durum çoğu zaman korku edebiyatının temel dayanak noktası olan doğaüstünü ortadan kaldırdığı için Türk edebiyatında korku türünde bir gelenek oluşması mümkün olmamış ve uzun yıllar bu türde eser yazılmamıştır. Türk edebiyatında korku türünün ilk temsilcilerinden Kenan Hulusi Koray ise, bu türün öyküde en önemli temsilcisi ve belki de ilk özgün korku yazarımızdır. Bu makalede Koray’ın öykülerinde korku metninin nasıl kurul- duğu ve korkutucu yapının nasıl işlediği, ayrıca Kenan Hulusi’nin bu bağlamda nerelerden beslendiği üzerinde durulmaktadır. AU - YUMUŞAK CANBAZ, Firdevs PY - 2013 JO - Milli Folklor Dergisi VL - 12 IS - 97 SN - 1300-3984 SP - 135 EP - 144 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/149676 ER -