TY - JOUR TI - Anonim ortaklık yönetim kurulunun temsil yetkisinin sınırları ve temsil yetkisinin/gücünün kötüye kullanılması sorunu AB - Anonim ortaklık yönetim kurulu üyelerinin şirketi temsilinde temsilcinin sahip olduğu dış temsil yetkisi ticari hayatın gerektirdiği hızlılık ve güven dolayısıyla temsil olunanın müdahale olanağına son derece sınırlı ve ancak belirli şartları yerine getirmesi koşuluyla sahip olabileceği şekilde (temsil yetkisinin birlikte temsil suretiyle veya yetkinin merkez ya da şube işlerine hasredilmesi ve bu sınırlandırmaların da ticaret siciline tescil ve ilân edilmeleri şartına bağlı olmasıyla) düzenlenmiştir. Bununla birlikte Yargıtay, 6762 sayılı Ticaret Kanunu döneminde, kanunda açıkça yer almayan bir temsil yetkisi sınırlamasını kabul eder çizgi izlemiştir. Yüksek mahkeme, anonim ortaklığın bazı malvarlığı değerlerinin, özellikle malvarlığı arasında tek bir taşınmaz bulunduğu durumlarda, bu taşınmazın devrinin yönetim kurulu üyeleri tarafından genel kuruldan herhangi bir yetki alınmaksızın gerçekleştirilemeyeceğini, böyle bir işlemin geçerliliğinin genel kurulca verilecek özel yetkiye bağlı olduğunu kabul etmiştir. Yargıtay’ın bu yaklaşımından hareketle 6102 sayılı TK m. 408/2-(f)’de önemli miktarda malvarlığının satışı için genel kurul kararının gerekliliğine yönelik yeni bir hüküm kaleme alınmıştır. Bunun yanında yine eTK’da yer alan “ultra vires” ilkesi yeni kanunda kendisine yer bulamamış, ancak kanunda, konu dışı işlemin şirketi bağlamayacağı bir olasılık da düzenlenmiştir. Bu makalede, yönetim kurulu üyesinin iç temsil yetkisi ile dış temsil yetkisinin neyi ifade ettiği tespitine yer verilmekte; eTK döneminde Yargıtay’ın oluşturduğu içtihadın organ temsil hükümleri kapsamında isabeti sorgulanmakta ve yeni TK’da yönetim kurulu üyesinin dış temsil yetkisinin sınırları belirlenmeye çalışılmaktadır. Bu kapsamda incelemenin merkezinde yer alan bir konu olarak Yargıtay kararlarıyla çözüme kavuşturulmak istenen sorunun aslında “temsil yetkisinin/gücünün kötüye kullanılması” öğretisi ile rahatlıkla giderilmesi imkânı bulunduğu ve böyle bir çözümün hukuk ve işlem güvenliği yönünden benimsenmesi gerekliliği savunulmaktadır. AU - AYDIN, Alihan PY - 2014 JO - Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi VL - 30 IS - 1 SN - 1300-1396 SP - 120 EP - 188 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/165714 ER -