TY - JOUR TI - Türkiye'de Göçmen Kadınlar ve Seks Ticareti AB - Türkiye 2000'li yıllarında başından itibaren potansiyel insan ticareti mağdurlarına kötü davranmakla, basitçe sınırın öte tarafına atmakla eleştirildi. Artan endişeler ve uluslararası baskı sonucu Türkiye, 2002 yılında Birleşmiş Milletler'in insan ticaretine karşı sözleşmesini imzaladı ve 2004'ten itibaren insan ticareti mağduru kadınları desteklemek üzere ulusal bir tanımlama ve koruma sistemi kurdu. Ancak bu önlemlerden sonra da Türkiye'ye yönelik eleştiriler bitmedi. İşte bu makalede mevcut fuhuş ve göç rejimlerinin Türkiye'nin seks ticaretine yönelik mücadelesini nasıl etkilediği inceleniyor. Burada sunulan bulgular Mart 2010 ve Haziran 2011 arasında İstanbul ve Ankara'da yapılan bir alan araştırmasına dayanıyor. Araştırma kapsamında insan ticareti ile mücadele alanında çalışan 23 kişi ile yarı-yapılandırılmış görüşmeler yürütüldü. Bu makalede, göçmen kadınların bir yandan devlet-destekli kısıtlayıcı göç yasaları ile kayıtdışı sektörde çalışmaya ve eşitsiz ilişkiler içinde yaşamaya itilirken; diğer yandan fuhuş rejimi tarafından 'yasadışı' fahişe olarak damgalandıkları ve cinsel şiddete karşı savunmasız bırakıldıkları iddia ediliyor. Bu ortamda, özellikle de 'rıza'nın para almak üzerinden tanımlandığı bir fuhuş rejiminde, seks ticareti mağdurlarını tanımlamak hem kağıt üzerinde hem de uygulamada zorlaşıyor. Dolayısıyla sorun göç ve fuhuş ile ilişkilendirilmedikçe Türkiye'nin seks ticareti ile mücadelesinin etkisiz ve yüzeysel kalacağı ileri sürülüyor. AU - ÇOŞKUN, EMEL PY - 2014 JO - Çalışma ve Toplum VL - 0 IS - 42 SN - 1305-2837 SP - 185 EP - 206 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/224301 ER -