TY - JOUR TI - HMK Döneminde Yargılama Usulünün Yanlış Tespit Edilmesinin Doğurduğu ve Doğuracağı Sonuçlar AB - 6100 sayılı HMK'nın getirdiği yeni kurumlardan birisi olan ön inceleme aşaması, HMK'nın belkemiği olarak gösterilmektedir. Elbette, doğru ve hızlı bir şekilde yargılama yapılabilmesi için, ön inceleme aşamasının mutlak suretle etkin bir şekilde çalıştırılması gerekmektedir. Ancak, ön inceleme aşamasına geçmeden önce, uygulamada davacının dava dilekçesini mahkemeye sunduktan sonra, mahkemece düzenlenen tensip tutanağıyla, dava dilekçesindeki uyuşmazlığın tabi olduğu yargılama usulünün tespiti yapılmaktadır.Çalışma konumuz, işte bu noktada başlamaktadır. Ön inceleme aşaması, HMK'nın bel kemiğiyse; yargılama usulünün doğru bir şekilde tespitini de, HMK'nın oluşturduğu yargılama aşamalarının (davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm) doğru ve sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlayan bir kontrol mekanizmasına benzetmek mümkündür.Yargılama usulünün yanlış tespit edilmesi ve yargılamanın bu düzlemde devam etmesi, yargılamanın tüm kimyasını bozmakta ve HMK sistematiğinde düzenlenen yargılama usullerinden olan yazılı yargılama ve basit yargılama usullerinin davada doğuracağı sonuçları bizzat etkilemektedir. Çalışma konumuzu incelerken, yazılı yargılama usulü ile basit yargılama usulü arasındaki farkları özet halinde belirttikten ve yargılama usulünün yanlış tespit edilmesi hususunda Yargıtay'ın vermiş olduğu kararları irdeledikten sonra, yargılama usulünün yanlış tespit edilmesinin, yazılı yargılama ve basit yargılama usulleri açısından davada doğurduğu ve doğuracağı sonuçları değerlendireceğiz. Ardından da, bu soruna ilişkin görüşümüzü ifade etmeye çalışacağız. AU - Karamercan, Fatih PY - 2014 JO - Terazi Hukuk Dergisi VL - 9 IS - 100 SN - 1306-9802 SP - 255 EP - 260 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/249739 ER -