TY - JOUR TI - TÜKETİCİNİN KORUNMASINA İLİŞKİN MODELLER, TKHK’UN AMACI VE AVRUPA BİRLİĞİ TÜKETİCİ YÖNERGELERİNİN KAPSAMI (6502 SAYILI TKHK’UN YORUMU VE TKHK’DA DÜZENLEME BULUNMAYAN KONULARDA TÜKETİCİ İŞLEMLERİNDEN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIKLARDA GÖREVLİ MAHKEME-I) AB - Sözleşme özgülüğü ilkesi, tüm özel hukuk sisteminin temelini oluşturan vazgeçilmez bir ilkedir. Tüketicinin korunmasının sebeplerini açıklayan çeşitli model ve teoriler bulunmaktadır. Bunlardan tüketicinin tabiatı gereği zayıf olduğu için korunduğuna ilişkin sosyal model, toplumda her gerçek kişinin tüketici olduğu, dolayısıyla herkesin zayıf olduğu bir toplum düzeninden hareket edilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmektedir. Tüketicinin korunmasının sebebi, belli sözleşme kurma durumlarında piyasa aksaklığı sebebiyle yeterince bilgi sahibi olmadığı için sözleşme özgürlüğünü kullanamamasıdır. Tüketici hukukunun sözleşmeye müdahale etmesi, sözleşme özgürlüğünün fiilen kullanılamadığı önceden yapılan ampirik araştırmalarla tespit edilen durumlarda kabul edilmektedir. Sözleşme özgürlüğüne müdahale sadece maddi sözleşme özgürlüğünü gerçekleştirmek için yapılırsa ancak o zaman Anayasaya uygun olur. Duruma göre koruma modeli veya bilgilendirme modeli olarak nitelendirilen bu teori hâkimteoridir. Sözleşmenin kurulması sırasında gerekli iş yeterliği veya bilgiye sahip olan kişilerinin korunmasını reddeden duruma göre koruma modeli, birleştirici model ile tamamlanmaktadır. Birleştirici model, sözleşmeye müdahalenin gerçekleşmesi için müdahaleyi haklı kılan durumların belirlenmesi ile birlikte, her olayda müşterinin iş yeterliliğinin veya bilgisinin araştırılmaması için tüketici ve onun karşısında satıcı/sağlayıcı tanımlarının yapılmasını ve böylece belli adresler oluşturulmasını kabul etmektedir. 4077 sayılı 23.2.1995 tarihli TKHK, tüketicinin korunması yanında, Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesi için mevzuatını uyumlaştırmak amacıyla kabul edilmiştir. 28.4.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı TKHK, Avrupa Birliği mevzuatına tam uyumun sağlanması amacıyla yeniden kaleme alınmış ve yeni bir kanun olarak kabul edilmiştir. Avrupa Birliği ortak pazarda malların ve hizmetlerin serbestçe dolaşmasını sağlamak temel amacıyla kurulmuş bir Birliktir. Bu amacı gerçekleştirmek ve serbest rekabeti sağlamak için yaptığı bir dizi düzenlemelerin yanında tüketicilerin korunmasını da amaçlamaktadır. Tüketicilerin korunması konusunda Avrupa Birliğinin çıkardığı yönergelerin bir kısmı üye ülkelerin mevzuatlarında tam uyumu gerçekleştirme amacını taşımakta, bir kısmı ise minimum uyum ile yetinmektedir. Minimum uyum, Yönergenin belirlediği seviyenin üzerinde tüketici lehine düzenleme yapılabilmesini ifade etmektedir. Ancak bu durum, Birliğin ortak pazara ilişkin temel ilkelerini ihlal edecek ölçüde olamaz. Avrupa Birliği yönergelerinde tüketici, işletmeci veya satıcı-sağlayıcı tanımları ayrı ayrı yapılmakta, yönergelerin kapsamına hangi sözleşmelerin hangi konularda girdiği açıkça ifade edilmekte, hangilerinin girmediği belirtilmektedir. Bu sistemde tüm tüketici işlemelerinde tüketicinin korunması gerektiğine ilişkin bir ilke bulunmamaktadır AU - KIRCA, ÇİĞDEM PY - 2017 JO - Yargıtay Dergisi VL - 43 IS - 2 SN - 1300-0209 SP - 285 EP - 342 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/257614 ER -