TY - JOUR TI - TÜRK BORÇLAR KANUNU'NUN 603. MADDESİNİN KIYMETLİ EVRAK HUKUKUNDA UYGULANABİLİRLİĞİ - AVALDE EŞİN RIZASI ARANMALI MI ? AB - Kanun koyucu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin hükümlerinde, mehaz İsviçre Borçlar Kanunu'nda ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda karşılığı bulunmayan ve kefalet sözleşmesinin uygulama alanını genişleten 603'üncü madde hükmünü mevzuata dâhil etmiştir. Buna göre; eşin rızası da dâhil olmak üzere, kefil olma ehliyetine ve kefaletin şekline ilişkin hükümler, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacaktır. Böylece, mezkûr hükmün kapsamı belirsiz bir şekilde oldukça genişletilmiş ve kural olarak kişisel güvence sözleşmelerinin hepsinin madde lafzında geçen ek şartlara tâbi olduğu yönünde yorumların yapılmasına yol açılmıştır. Tam da bu noktada, mezkûr madde hükmünün Türk Ticaret Kanunu'nun Kıymetli Evrak Kitabı'nda düzenlenen aval kurumunu da kapsayıp kapsamadığı sorusu, öğretide ve yargı kararlarında farklı şekilde cevaplanmıştır. Kefalet bakımından mücerret ve daha ağır bir sorumluluk getirmesinin yanı sıra, kişisel güvence sözleşmesi niteliğini haiz olan aval için de söz konusu hükmün uygulanması gerektiği her zaman ve kolaylıkla söylenebilecek bir savdır. Hatta, ehliyetsizin korunmasına ilişkin kuralların, kambiyo senedinin tedavül gücünün ve işlem güvenliğinin korunması ihtiyaçlarına nazaran öncelikli olduğu ön kabulü karşısında, TBK m. 603 düzenlemesinin avali de kapsadığını ileri sürmek, sınırlı ölçekteki ilk bakışta mantıklı da gözükmektedir. Ancak söz konusu düzenlemeyi aval kurumu ile bağdaştırılabilmek ve kambiyo senedi üzerinde tatbik etmek imkân dâhilinde olmadığı gibi; aksi düşünce, TTK m. 701'in uygulama kabiliyetini ortadan kaldırmaktadır. AU - CAN, MEHMET ÇELEBİ PY - 2017 JO - Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi VL - 21 IS - 3 SN - 1302-0013 SP - 35 EP - 73 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/274362 ER -