TY - JOUR TI - Salgınların Sosyal-Psikolojik Görünümü: Covid-19 (Koronavirüs) Pandemi Örneği AB - Salgın ve benzeri felaketler insanlar için sağlık anlamında bir tehdit oluşturmasının yanında insanları sosyal psikolojik olarak da etkilemektedir. Kaygı, panik, belirsizlik ve risk; bireysel, toplumsal ve evrensel anlamda bir korku kültürü oluşturmaktadır. Mevcut salgın, ulaşım olanakları aracılığı ile birçok ülkeye kısa sürede yayılmış durumdadır. Salgının yayılım hızı sağlık ile birlikte sosyal anlamda da küresel krizleri kaçınılmaz kılmıştır. Çok daha hızlı yayılması riskleri arttırmış durumdadır. Bu sebeple bu çalışmada Covid19 salgınının bireysel ve toplumsal etkileri üzerine bir eğilim gösterilmiştir. Bu çalışmanın amacı genel olarak salgınların, odak olarak Covid-19 salgınının sosyal psikolojik görünümünü uzman görüşleri ile değerlendirerek ortaya koymaktır. Bu kapsamda sosyoloji, psikoloji, felsefe, sosyal hizmetler ve ilahiyat alanlarından toplamda 10 uzman ve akademisyen ile nitel görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada katılımcılara yöneltilen sorular için etik kurulundan onay alınmıştır. Görüşmelerde salgının ortaya çıkışına dair değerlendirmeler, salgının sosyal ve psikolojik etkileri ve salgın sonrası sürece dair öngörülere ait sorulara yanıt aranmıştır. Araştırmada, nitel görüşme tekniği kullanılarak verilerin içerik analizi yöntemi ile çözümlemeleri yapılmıştır. Kuramsal olarak Ulrich Beck’in “Risk Toplumu” kavramsallaşması üzerinden salgınların nitelikleri değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına bakıldığında salgının açıklanma biçimi; nedensellik ilkesi çerçevesinde, özelikle Sanayi Devrimi sonrası süreçte insan-doğa mücadelesinde olagelmiş tahribatlar sebep olarak öne sürülmüştür. İnsan doğa ilişkisinde üretim ve tüketim odaklı doğanın sömürülmesi ile evrensel boyutta risklerin kaçınılmaz olduğu görüşü dile getirilmiştir. Bu kapsamda dini bağlamda açıklamalar da nedensellik ilkesini destekler niteliktedir. Dinsel söylem ek olarak doğanın tahribatı ile birlikte insan hakları ihlallerinin ve dünya odaklı yaşam sürmeye karşılık salgın gibi felaketlerin ibret, ceza ve hikmet bağlamında değerlendirilebileceğini öne sürmektedir. Salgının toplumsal görünümü noktasında belirsizlik ve kaygının oluşturduğu korku kültürünün modern risklerin ortak özelliği olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda mevcut kısıtlamaların sürekliliği ile toplumsal ilişkilerin dönüşümü noktasında belirleyici olacağı ve bu sebeple evrensel olarak kolektif şuurun inşa edilmesinin gerekliliği dile getirilmiştir. Ayrıca, salgının sağlık açısından kontrol edilmesinin yanı sıra, oluşan ve oluşması muhtemel olan sosyal problemlerin belirlenip önlenmesi açısından da “Sosyal Destek Kurulu”nun inşa edilmesi önerilmektedir. AU - YILDIRIM, Sait DO - 10.7827/TurkishStudies.43585 PY - 2020 JO - Turkish Studies (Elektronik) VL - 15 IS - 4 SN - 1308-2140 SP - 1331 EP - 1351 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/430588 ER -