TY - JOUR TI - SUALTI ARKEOLOJİSİ VE MARMARA DENİZİ AB - Sualtı Arkeolojisi 20. yüzyılın başlarında keşfedilen sanat eserleri taşıyan batıkların keşfiyle dikkat çekmeye başlamıştır. 1960 yılında gerçekleştirilen Gelidonya Batığı kazısı ile ise bilimsel kimlik kazanmıştır. Zaman içinde popülaritesini arttıran arkeolojik sualtı çalışmaları Anadolu kıyılarında gün geçtikçe artmış ve keşfedilen Uluburun Batığı ve Antalya Batığı gibi batıklar ile Anadolu kıyılarındaki denizcilik tarihini değiştirmiştir. Uzun yıllar Akdeniz ve Ege kıyılarında yoğunlaşan arkeolojik sualtı çalışmalarının Marmara Denizi’ne ulaşması ancak 1980’lerde olmuştur. Marmara Denizi, Neolitik Dönem’de çevresinde kurulan yerleşimler için besin kaynağı olarak oldukça önemli bir konumdadır. Birinci bin içindeki kolonizasyon hareketleri esnasında kıyılarına birçok yeni koloni kenti kurulduğu bilinmektedir. Fakat, Marmara Denizi’nin denizcilik tarihi büyük oranda gizemini korumaktadır. Geç Roma Dönemi ve Bizans Dönemi’ne tarihlenen batıkların çokluğu başkente ev sahipliği yapan Marmara Denizi’nde artan denizcilik faaliyetlerine işaret etmektedir. Bu çalışmanın amacı, Marmara Denizi’ne dikkatleri çekmektir. Yenikapı Kazıları buluntu grubu bakımından Sualtı Arkeolojisi konusuna girse de kullanılan teknik farklılığı nedeniyle çalışma kapsamına dâhil edilmemiştir. AU - Gündüz, Serkan DO - 10.21550/sosbilder.791422 PY - 2021 JO - Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi VL - 22 IS - 40 SN - 1302-2423 SP - 633 EP - 662 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/432611 ER -