TY - JOUR TI - COVID-19 Pandemisinde Sağlık ÇalışanlarınınAntikor Taraması ve Risk Değerlendirmesi AB - Dünyada 15 Ocak 2021 tarihi itibarıyla 364102 sağlık çalışanı şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs-2 (SARS-CoV-2) ile enfekte olmuş ve 1253’ü ölümle sonuçlanmıştır. Pandemi ile mücadelenin ön saflarında hizmet veren sağlık çalışanları yüksek risk grubundadır. Ülkemizde sağlık çalışanları ile ilgili koronavirüs-2019 (COVID-19) verileri kısıtlıdır. Bu çalışmada, sağlık çalışanlarının anti-SARS-CoV-2 IgG seroprevalansının araştırılması, çalışırken karşılaştıkları risklerin değerlendirilmesi ve bunların antikor pozitifliği ile ilişkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamıza hastanemizin çeşitli birimlerinde hizmet veren toplam 572 sağlık çalışanı katılmıştır ve 18 Mayıs 2020-30 Haziran 2020 tarihleri arasında toplanan serum örneklerinde kemilüminesan mikropartikül immünoanaliz (SARS-CoV-2 IgG testi, Abbott Laboratories Diagnostics, ABD) yöntemi ile anti-nükleokapsit IgG varlığı araştırılmıştır. Demografik özellikleri, tıbbi özgeçmişleri, çalışma koşulları, uyguladıkları tıbbi işlemler ve olası risk faktörleri anket formu ile sorgulanmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 33.5 ± 9.2 (19-61) yıl ve %62.9 (360/572)’u kadın olarak tespit edilmiştir. Çalışmamızda anti-SARS-CoV-2 IgG seroprevalansı %3.7 (21/572) olarak saptanmıştır. Antikor pozitifliğinin yaş, cinsiyet ve meslek grubu ile ilişkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p> 0.05). Seropozitif olan sağlık çalışanlarında hipertansiyon (%19) ve diyabetes mellitus (%14.3) gibi komorbit durumlar istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p< 0.05). Yüksek (%52.4) ve orta riskli (%33.3) alanlarda çalışanlarda, şüpheli veya pozitif COVID-19 olan hastalara tedavi uygulayan ve/veya muayene edenlerde (%66.7), COVID-19 hasta odalarında 30 dakikadan daha uzun süre geçirenlerde (%76) antikor pozitifliğinin anlamlı derecede daha yüksek olduğu gözlenmiştir (p< 0.05). Semptom öyküsü olan sağlık çalışanlarında (%46) seropozitiflik ile ilişkili bulunan belirtiler koku kaybı (%23.5), tat kaybı (%20.0) ve solunum sıkıntısı (%16.7) olmuştur (p< 0.05). Hastalığa yakalanma ihtimalinin, hastanede COVID-19 olan iş arkadaşı varlığı ile 12 kat, kaldığı ev/lojmanda hasta varsa ihtimalin dört kat, sosyal çevrede enfekte kişi varsa altı kat arttığı gözlenmiştir (p< 0.05). Katılımcılar arasında grip aşısı yaptıranların oranı %10.8 (62/572) olup, bunların %9.7’sinde anti-SARS-CoV-2 IgG pozitif bulunmuştur (p< 0.05, %95 GA= 1.31-9.48). Sigara içmeyenlerde (%4.8), içenlere (%0.0) göre anlamlı derecede daha yüksek seropozitiflik saptanmıştır (p< 0.05). Çalışmamızda ayrıca riskli temas nedeniyle hidroksiklorokin profilaksisi aldığını belirten sağlık çalışanlarında seropozitiflik oranının, profilaksi almayanlara göre 12 kat daha yüksek olduğu saptanmıştır (p< 0.05, %95 GA= 4.11-40.64). Eldiven, maske, gözlük/yüz siperliği ve tulum kullanım sıklıklarına “her zaman” cevabını veren personellerin oranı sırasıyla %85.7, %96.9, %62.1 ve %65.4 olmuştur. Sonuç olarak COVID-19 pandemisinde sağlık çalışanlarına düzenli aralıklarla ve geniş ölçekli seroepidemiyolojik taramaların yapılması, bulaş dinamiklerinin ve risk faktörlerinin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak pandeminin kontrolüne katkı sağlayabilir. AU - karagun, ozlem AU - ALISKAN, HIKMET EDA AU - DEMİROĞLU, YUSUF ZİYA AU - CEYLAN, ÖZGÜR AU - POÇAN, AHMET GÜRHAN AU - ödemiş, ilker AU - Gumus, Hatice Hale DO - 10.5578/mb.20219806 PY - 2021 JO - Mikrobiyoloji Bülteni VL - 55 IS - 3 SN - 0374-9096 SP - 357 EP - 373 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/445443 ER -