TY - JOUR TI - Ev/ اَ وْ Bağlacının İfadeye Kattığı Farklı Anlamların Türkçe Meâllere Aktarımı Sorunu AB - Dilde kullanılan kelimelerin genel olarak bir asıl/temel manası bulunmasının yanı sıra, bu kelimeler zamanla temel anlamının dışında yeni ve özel anlamlar kazanır. Ortaya çıkan bu anlamlar temel anlamdan bütünüyle bağımsız olmaz. Zira yeni ve özel anlamlar temel anlam ekseninde ortaya çıkar. Kur’ân’da da tabii olarak pek çok kelime kendi asıl anlamının dışında yan anlamlarda da kullanılmıştır. Bu nedenle âyetlere doğru anlam verebilmek için öncelikle âyetlerde geçen kelimelerin bağlamdaki anlamının doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada âyetlerde geçen ev bağlacının Türkçe’ye doğru çevrilip çevrilmediği araştırılmıştır. Bu amaçla ilk önce, ele alınan âyetlerde geçen ev bağlacının en doğru anlamları vücûh-nezair eserlerinden ve tefsir kitaplarından tespit edilmeye çalışılmış, ardından bu anlamlar farklı meâllere göre mukayese edilerek çeviri hatalarına dikkat çekilmiştir. İsabetli çevirilere vurgu yapılarak gerektiği durumlarda alternatif çeviriler de sunulmuştur. Arapçada temel anlamındaki ev bağlacı, yargı cümlelerinde konuşanın şüphe ve tereddütte olduğuna; talep/emir cümlelerinde ise muhatabın seçenekler arasında tercihte bulunma imkânının olduğuna delalet etmektedir. Ancak bu bağlaç bazen temel anlamından uzaklaşarak ve bel/hatta, ilâ/-e kadar, illâ/ancak ve hettâ/-e kadar gibi edat ve bağlaçlar yerine de kullanılmaktadır. Kur’ân sözlüğü olarak kabul edilen vücûh ve nezâir kitaplarında Kur’ân’da ev bağlacının ve ile bel bağlacı yerine kullanıldığı hususunda ittifak sağlanmıştır. Dilbilimsel izahların yer aldığı birçok tefsirde ise ev bağlacına çok daha geniş anlamlar takdir edilmiş ve bu bağlacın ilâ, hettâ ve illâ gibi bağlaçlar yerine de kullanılmasının yanı sıra ifadeye tafsil, çeşitlilik, taksim ve ibhâm gibi çeşitli manalar kattığı da belirtilmiştir. Ev bağlacının temel anlamında kullanıldığı yerlerde çok nadir durumlar dışında meâllerin ekseriyetinde çeviri hatası yapılmamıştır. Ev bağlacı ile ilgili çeviri hataları ekseriyetle bu bağlacın kendi anlamı dışında kullanıldığı durumlarda meydana gelmiştir. Bu hataların büyük bir kısmı da Yüce Allah’a izafe edilen ihbârî âyetler ile ilgilidir. Zira ihbârî cümlelerde kullanılan ev bağlacı konuşanın şüphe ve tereddüt içerisinde olduğuna delalet etmektedir. Ancak yüce Allah için böyle bir durum söz konusu olamaz. Zira Yüce Allah, haber verdiği konulardan asla şüphe etmez. Dolayısıyla bu gibi âyetlerde ev bağlacının temel anlamda kullanılmadığı açık ve kesindir. İncelediğimiz meâllerde ekseriyetle bu ayrıntıya dikkat edilmediği saptanmıştır. Yüce Allah’ın ihbârî bir beyanında ev bağlacının temel anlamda olmadığı kesin olmakla beraber, hangi anlamda kullanıldığı bağlamdan her zaman açık ve net olarak anlaşılamaz. Dolayısıyla bu konuda kaynaklarda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu çerçevede ihbârî formda gelen herhangi bir âyetteki ev bağlacını bir âlim ve, biri bel, daha başkası da ibhâm anlamına almıştır. Meâl yazarı bu manalar arasından tercih ettiğini ya da bu manaların dışında karineden yola çıkarak tespit ettiği manayı meâle aktarır. Ancak tercih/takdir edilen mananın meâle aktarılması her zaman mümkün olmayabilir. Örneğin ev bağlacının ve ile bel anlamının Türkçe meâllere yansıtılması mümkün iken, ibhâm anlamının yansıtılması mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla ibhâm anlamını tercih eden bir meâl yazarının bu âyeti lafza bağlı kalarak çevirip kastedileni ilave açıklama kısmında izah etmesi gerekir. Zira böylesi bir durumda salt çeviri yoluyla mananın Türkçe’ye aktarılması mümkün görünmemektedir. Ev bağlacının kullanıldığı bazı âyetlerin Türkçe’ye yanlış çevrilmesinin bir nedeni de Arapçaya özgü bazı ifade tarzlarının lafza bağlı kalınarak aktarılmaya çalışılmasıdır. Böylesi durumlarda öncelikle mana doğru tespit edilmeye çalışılmalı, ardından lafza bütünüyle bağlı kalınmadan en doğru ve düzgün ifadelerle çeviri yapılmalıdır. Çünkü çeviride maksat lafızları değil manayı aktarmaktır. Bu çalışma, meâl yazarının kaynak ve hedef dilin inceliklerine vakıf olması, vücûh/nezâire dair yazılan eserlerden ve tefsir kaynaklarından azami ölçüde yararlanması gerektiğini teyid etmiştir. Ancak bu eserlerde yer alan her bilginin eleştiriye tabi tutulmadan esas kabul edilmemesi gerektiğini de vurgulamıştır. AU - karadağ, ahmet DO - 10.18505/cuid.878995 PY - 2021 JO - Cumhuriyet İlahiyat Dergisi VL - 25 IS - 3 SN - 2528-9861 SP - 983 EP - 1000 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/483298 ER -