TY - JOUR TI - HEKİMİN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ İLE SUÇU BİLDİRMEME SUÇU ARASINDAKİ İLİŞKİ AB - Hekimin, meslek etik kuralları ve insani ilkeler çerçevesinde hem hastasına hem devlete karşı yerine getirmekle bağlı olduğu birtakım yükümlülükleri bulunmaktadır. Bunlardan biri olan sır saklama yükümlülüğü hastanın özel yaşam alanına yönelik, hem bedensel hem de manevi bir koruma sağlamaktadır. Hasta teşhis ve tedavi sürecinde hekim ile bazı özel bilgilerini paylaşabilir. Kişilerin sağlık bilgileri kişisel veri sayılır ve tedavi süresi boyunca edinilen bilgiler gizli kalmak zorundadır. Hekim, hastasının gizli kalmasında menfaati olan her türlü bilgiyi sır saklama yükümlülüğü kapsamında saklamakla yükümlüdür. Tıbbi incelemeler neticesinde elde edilen kişisel bilgiler de hekimin sır saklama yükümlülüğü kapsamındadır.Hastaya ilişkin tüm bu bilgilerin başkalarına aktarılması ancak hastanın rızasıyla mümkündür. Bu yükümlülüğe aykırı davranılması halinde ise kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu (TCK m. 136) oluşur.Hekimler, görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen durumu yetkili makamlara bildirmez veya bu hususta gecikme gösterirse TCK m. 280’de düzenlenen sağlık mesleği mensubunun suçu bildirmemesi suçu oluşur.Hekimlerin sır saklama yükümlülüğü ile suçu bildirme yükümlülüğü arasında çelişki olduğu aşikârdır. Bu gibi durumlarda kanun koyucu bildirim yükümlülüğünü daha üstün tutmuş ve bildirim yükümlülüğü sebebiyle sır saklama yükümlülüğünün ihlal edilebileceğini kabul etmiştir. Suç teşkil eden bir fiilin işlendiğini öğrenen bireyin, bununla ilgili olarak yetkili makamlara bildirimde bulunma hakkı vardır.Suçu bildirmeme suçu herkes (TCK m. 278), kamu görevlileri (m. 279), sağlık mesleği mensupları (m. 280) tarafından işlenmesine göre üç ayrı maddede düzenlenmiş olmasına rağmen aynı hukuki değeri korumaktadır. Nitekim söz konusu maddelerin gerekçeleri de birbirini doğrular niteliktedir. Hekimlerin sır saklama yükümlülüğüne dayanarak hastayı ilgilendiren bir durum ile ilgili tanıklıktan çekinebilme hakkı da bulunmaktadır (CMK m. 46/1-b). AU - Aşkın, Uğur DO - 10.32957/hacettepehdf.1011205 PY - 2021 JO - Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi VL - 11 IS - 2 SN - 2146-1708 SP - 1368 EP - 1394 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/500331 ER -