TY - JOUR TI - Beyin Tümörü Olgularında İntraoperatif Ultrasonografi Kullanımının Rezeksiyon Oranına Etkisi AB - Amaç: İntraoperatif ultrasonografi eş zamanlı görüntü sağlayan, kolay erişilebilen, minimum riskli ve uygun maliyetli bir görüntüleme tekniğidir. Bu özelliklerine rağmen halen yaygın kullanılmamaktadır. Bu araştırmada intraoperatif ultrasonografi kullanılan olgularda, ultrasonografi tekniğinin hem preoperatif dönemde cerraha hem de postoperatif dönemde olguya faydasının olup olmayacağının araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif araştırmaya 01 Ocak 2015 ve 31 Aralık 2020 tarihleri arasında, Tekirdağ Namık Kemal Üniversite Hastanesi’nde beyin tümörü tanısı alan olgulara (n=113) ait veriler dahil edildi. Ultrasonografi kullanılmadan opere edilen olgular (n=38) kontrol grubunu (grup 1) oluşturuyorken, ultrasonografi kullanılarak opere edilen olgular (n=75) çalışma grubunu (grup 2) oluşturdu. Randomize olarak seçilen tüm olgularda, cerrahi esnasında gözlemlenen kanama miktarları, cerrahi süreleri ile postoperatif hastanede kalış süreleri ve rezidü tümör miktarları karşılaştırıldı. Elde edilen veriler istatistiksel olarak değerlendirildi. Sonuçlar ortalama±standart sapma ve/veya yüzde (frekans) cinsinden sunuldu. %95 güven aralığında değerlendirilerek elde edilen verilerin gruplar arası karşılaştırmalarında, alfa anlamlılık değeri <0,05 olarak kabul edildi. Bulgular: Grup 1’de yer alan olgulara ait yaş ortalaması 56,7±139 yıl iken grup 2’de bu ortalamanın 57,7±13,2 yıl olduğu görüldü. Gruplar arası karşılaştırmalarda yaş (p=0,61), cinsiyet (p=0,74) ve tümör büyüklükleri (p=0,27) açısından herhangi bir istatistiksel anlamlılık görülmedi (p>0,05). Grup 1’e oranla grup 2’de yer alan olguların cerrahi süre ortalamasının daha az olduğu (p=0,03) ve bu sonucun istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlemlendi (p<0,05). Grup 1’e oranla grup 2’de yer alan olgulara ait kanama miktarlarının da yine istatistiksel olarak anlamlı olduğu raporlandı (p<0,05). Grup 1’de yer alan olgularda gross total rezeksiyon oranı %73,7 olarak hesaplanırken grup 2’de bu oranın %89,3 olduğu görüldü. Grup 2’de rezidü miktarının grup 1’e oranla istatistiksel olarak anlamlı derecede (p=0,03) daha az olduğu anlaşıldı (p<0,05). Tüm bunlara ek olarak ultrasonografi kullanılan olguların yer aldığı grup 2’deki olguların hastanede kalış süresinin, ultrasonografi kullanılmayarak opere edilen grup 1’de yer alan olgulara oranla daha az sürede olduğu anlaşıldı (p=0,01). Sonuç: İntraoperatif ultrasonografi kullanımı ile rezeksiyon sınırı belirleme, çevre nöral ve damarsal yapılarla ilişkiyi ortaya koyarak cerraha yardımcı olup, cerrahi güvenliği artırmaktadır. Aynı zamanda ultrasonografi kullanımı cerrahi süreyi, kanama miktarını, hastanede kalış sürelerini azaltmakta ve gross total rezeksiyon oranlarını artırmaktadır AU - tunçkale, tamer AU - CALISKAN, Tezcan DO - 10.4274/nkmj.galenos.2021.41636 PY - 2021 JO - Namık Kemal Tıp Dergisi VL - 9 IS - 3 SN - 2587-0262 SP - 219 EP - 226 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/512449 ER -