Kent tarihi insanoğlunun belirli bir coğrafi alanda düzenli ve sistematik kurallar çerçevesinde yaşadığı devirlere kadar götürülebilmektedir. Tarihsel süreçte, özellikle Sanayi Devrimi sonrasında, yaşanan teknolojik, ekonomik ve sosyolojik değişim ve dönüşüm süreci kırdan kente göç dalgalarının hız kazanmasına ve yeni kentlerin inşa edilmesine neden olmuştur. Kentlerdeki nüfus artışı, altyapı ve çarpık kentleşme gibi çeşitli sorunları ortaya çıkarmıştır. Söz konusu kentsel sorunlara, Sanayi Devrimi sonrasında işletmelerin kar etme güdüsü çerçevesinde fabrikasyon sistemlerini yoğunlaştırmaları ve işletmelerde oluşan enerji ihtiyaçlarını fosil yakıtlarla karşılamaya başlamaları sebebiyle küresel ısınma ve iklim değişikliğini tetiklemiş ve 19. yüzyılın başından itibaren dünya için küresel bir tehdit olmaya başlamıştır. İklim değişikliğinin kentsel alanlarda ortaya çıkarmış olduğu en büyük sorunların başında sel felaketleri gelmektedir. Günümüzde gerek dünyada gerek de ülkemizde sel felaketlerinin kentsel alanlardaki olumsuz etkilerini azaltmak ve su gücünü olumlu yönde kullanabilmek maksadıyla çeşitli politikalar oluşturulmaya başlanmıştır. Bu politikaların en önemlilerinden birini de sünger kent (sponge city) anlayışı oluşturmaktadır. Bu kapsamda çalışmada sünger kent uygulamaları Çin, Almanya ve Türkiye özelinde incelenmiş ve ülkemizde uygulanmakta olan sünger kent uygulamalarının gerek hukuksal düzenlemeler gerek de sorumlu aktörler arasındaki işbirliği noktasında geliştirilmesi gerektiği görülmüştür.