TY - JOUR TI - From Theodosian Harbour to Yenikapı Shipwrecks' AB - Byzantion’un, Anadolu-Balkanlar, Karadeniz-Ege Dünyası arasında, zorunlu bir geçiş noktasında kurulmuş olması, kentin gelişimine büyük katkılar sağlamıştır. Ticaret yollarının kontrolünü elinde bulunduran kent, aynı zamanda tarımsal faaliyetlerin yürütüldüğü geniş bir hinterlanda sahiptir. Ayrıca, Boğaz’da yapılan balıkçılık kent için önemli bir gelir kaynağıdır. Bizanslı Dionysios, Boğaz’ın birinci dönemecinin üç limanı olduğunu yazmakta ve o dönem gemilerini “Byzantion’un beş yüz gemisi vardır ve bazı gemiler çift sıra kürekli, hem pruva hem de kıç tarafında dümeni olan, çift dümenci tarafından kullanılırdı”, ifadesiyle tarif etmektedir.I. Constantinus tarafından 330’da yeniden kurulan şehrin, Haliç kıyısındaki eski limanlarının kapasiteleri, ekonomik canlanma ve artan nüfusun etkileriyle yetersiz kalmaya başlamıştı. Böylece, İmparatorlar İulianus (Julianus) (361-363) ve I. Theodosius (379-395) dönemlerinde kentin Propontis’e (Marmara Denizi) bakan kıyılarında yeni limanlar inşa edildi. Notitia’da Portus Novus (Yeni Liman) olarak geçen, Zosimus’un ise Megistos Limen (En Büyük Liman) olarak adlandırdığı İulianus Limanı’nın kara tarafında yarım daire biçimli, üzeri tonoz örtülü büyük bir sütunlu galeriden oluştuğu düşünülmektedir.Marmara Denizi kıyısında inşa edilen ikinci büyük liman ise, Theodosius Limanı (Portus Theodosiacus) adı verilen, muhtemelen I. Theodosius (379-395) tarafından XII. bölgede, zamanında kıyıya hayli derin bir girinti yapan koyda kurulmuştu. Marmara Denizi bu bölgede büyük bir körfez oluşturan doğal bir liman görünümünde idi ve içine Lykos Deresi akıyordu.Theodosius Limanı, 7. yy ortalarına doğru Mısır’dan yapılan tahıl sevkiyatının sona ermesiyle, işlevini büyük ölçüde yitirmiştir. Ancak, kazılarda ortaya çıkan ve 7-11. yy’lar arasına tarihlenen gemi kalıntılarından anlaşıldığına göre, liman olarak kullanılmaya devam etmiş, bu dönemlerde daha çok yakın mesafelerde kullanılan yük gemileri ile balıkçı teknelerinin barındığı bir liman olarak kullanılmıştır. Tarih öncesi dönemlerden itibaren deniz ticaretine büyük oranda hizmet veren liman, Lykos (Bayrampaşa) Deresi’nin sürekli mil taşıyarak önünü doldurması neticesinde 12. yy’dan sonra terk edilmiş ve bu tarihten itibaren çevreden çıkan molozun döküm yeri olmuştur. AU - BAŞARAN, Sait AU - KOCABAŞ, Ufuk PY - 2008 JO - Colloquium Anatolicum VL - 0 IS - 7 SN - 1303-8486 SP - 1 EP - 22 DB - TRDizin UR - http://search/yayin/detay/81816 ER -