Bu çalışmada, koyunlarda östrus senkronizasyonuyla ilişkili olduğu bildirilen koyun-koyun etkileşiminin, preovulatör LH salnımına etkili olup olmadığını araştırmak amaçlanmıştır. Bu amaçla, anöstrustaki koyunlardan her bir grupta 6 koyun olacak şekilde 4 grup oluşturuldu ve ovulasyonlarını uyarmak için koyunlara 13 gün süreyle intravajinal süngerler takıldı. Süngerlerin çıkarılmasından sonra, grupların bir tanesine başka bir koyun katılmazken (n = 6; kontrol grubu), bir gruba 4 adet koç (n = 6; koç grubu), diğerine folliküler dönemdeki 4 adet koyun (n = 6; folliküler grup) ve son gruba ise luteal dönemdeki yine 4 adet koyun (n = 6; luteal grup) katıldı. Deneme öncesi koyunlar tartıldı ve vücut kondisyon skorları belirlendi. Tüm dört grup arasında canlı ağırlıkları ve vücut kondisyon skorları yönünden anlamlı bir fark gözlenmedi. Kan örnekleri süngerlerin çıkarılmasından sonraki 96. saate kadar 2 saat aralıklarla, bundan sonra 10. güne kadar ise günde iki kez toplandı. LH analizleri, alınan kan örneklerinde enzimimmunoassay yöntemiyle yapıldı. Analizler'sonucu elde edilen verilere göre, süngerlerin çıkarılmasını takip eden 96 saat içinde folliküler ve luteal gruplarda LH salınımı gözlenmedi. Luteal, folliküler, koç ve kontrol gruplarında preovuiatör LH salınımları sırasıyla 162,7 ± 46,2, 224,0 ± 21,5, 58,7 ±4,6 ve 69,7 ± 6,7 saatlerde gözlendi (P < 0,001). Koç ve kontrol grupları arasında LH salınımı yönünden anlamlı bir fark olmasa da, bu gruplardaki LH salınımı luteal (sırasıyla P < 0,05 ve P = 0,075) ve folliküler gruplara (her iki grup için P < 0.001) göre anlamlı şekilde daha erken oluştu. Sonuç olarak, dişi koyunların preovuiatör LH salınımını koç ve kontrol grubuna göre geciktirebileceği ve dişi-dişi etkileşimiyle preovuiatör LH salınım merkezlerinin hastalanabileceği anlaşılmıştır.