186 sonuç

Tarama Sonuç Kümeleri
Tümünü Listeye Ekle
Amaç: Bu araştırma hemşirelik intörn öğrencilerinin COVID-19 şüphesi olan çocuk hasta ile ilgili verilen örnek vakada belirledikleri hemşirelik tanılarının incelenmesi amacıyla yürütülmüştür. Yöntem: Bu araştırma tanımlayıcı türdedir. Araştırmaya bir üniversitenin hemşirelik bölümüne devam eden ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği İntörn Uygulama dersine kayıtlı öğrenciler alınmıştır. Araştırmada örneklem seçimine gidilmemiş, derse kayıtlı 80 öğrencinin belirlediği toplam 446 adet hemşirelik tanısı incelenmiştir. Öğrencilerin belirledikleri hemşirelik tanıları araştırmacılar tarafından NANDA (North American Nursing Diagnosis Association) hemşirelik tanıları sınıflandırma sisteminde bulunup bulunmaması, tanı yapısının ve belirlenen tanılarının COVID-19 şüpheli çocuk hasta için uygunluğu açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmada her bir öğrenci ortalama 5.57±1.67 adet tanı belirlemiştir. Öğrencilerin belirledikleri tanıların; %76.90’ının NANDA sınıflandırma sisteminde yer aldığı, %35.20’sinde ilişkili faktör belirtildiği ve %13.41’inde tanımlayıcı özellik belirtildiği bulunmuştur. Öğrencilerin belirlediği hemşirelik tanıları incelendiğinde çoğunluğunun sırasıyla hipertermi (%14.87), etkisiz solunum örüntüleri (%14.58), enfeksiyon riski (%7.87), gaz değişiminde bozulma (%6.71) ve anksiyete (%6.41) olduğu görülmüştür. Sonuç: Bu araştırmada öğrencilerin belirledikleri hemşirelik tanılarının çoğunluğunun COVID-19 şüpheli çocuğun bakımına uygun olduğu görülmüştür. Ancak tanıların çoğunluğu NANDA sınıflandırma sisteminde yer alsa da hemşirelik tanı yapıları incelendiğinde çoğunluğunda ilişkili faktör ve tanımlayıcı özellik bulunmamaktadır.
Objective: This study aims to determine the status of nurses’ beliefs in sexual myths and the factors affecting these beliefs in myths. Methods: This descriptive study was conducted in a public hospital operating on the European side of Istanbul with 182 nurses between May-July 2019. In the data collection, “Introductory Characteristics Form” and “Sexual Myth Evaluation Questionnaire” were used. In the evaluation of the data, numerical percentage calculations and chi-square tests were used. Results: It was determined that 31.3% of the participant nurses were living in fear because of hearsay information about sexuality and 69.8% of them had families with no sexual talk. While the most commonly believed myth by the nurses was “As long as spouses love each other, they know how they can get pleasure from sex” (81.3%), the least one was “Sex is managed by the male, it is immoral for the female to start sex.” (90.1%). A statistically significant difference was found between the nurses’ age group, marital status, premarital sexual experience status, having conversations with friends about subjects related to sexuality status and their beliefs about sexual myths (p
Amaç: Bu araştırma, 15-49 yaş evli kadınların aile planlamasına ilişkin tutumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Kesitsel-tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemini, Nisan-Haziran 2019 tarihleri arasında, Türkiye’nin doğusunda bulunan bir ilde çalışmaya katılmayı kabul eden 323 kadın oluşturdu. Veriler, “Kişisel Bilgi Formu” ve “Aile Planlaması Tutum Ölçeği (APTÖ)” ile toplandı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplarda t testi ve tek yönlü varyans analizi kullanıldı. Bulgular: Kadınların “APTÖ” puan ortalaması 109.1±18.7΄dir. “Toplumun Aile Planlamasına İlişkin Tutumu”, “Aile Planlaması Yöntemlerine İlişkin Tutum” ve “Doğuma İlişkin Tutum” alt ölçeklerinden alınan puan ortalamaları sırası ile 48.8±10.1, 35.1±6.5 ve 25.1±5.4΄tür. Okuma-yazma bilmeyen kadınların APTÖ puan ortalamaları 100.2±19.0, üniversite mezunlarının 125.2±18.4΄tür (p
Amaç: Bu araştırma, klinisyen hemşirelerdeki COVID-19 korkusunu ve mesleğe bağlılık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu araştırma Türkiye genelinde çalışan 86 hemşire ile yürütülmüştür. Araştırma verileri online ortamda, Tanıtıcı Bilgi Formu, COVID-19 Korkusu Ölçeği ve Hemşirelikte Mesleğe Bağlılık Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veriler Mann-Whitney U testi, Kruskal Wallis testi, bağımsız t testi, tek tönlü varyans analizi, Pearson ve Spearman Korelasyon analizleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Klinisyen hemşirelerde COVID-19 Korkusu Ölçeği puan ortalaması 20.01±6.91, Hemşirelikte Mesleğe Bağlılık Ölçeği puan ortalaması 68.02±12.88 olarak bulunmuştur. COVID-19 korku düzeyinin kadınlarda anlamlı şekilde daha yüksek olduğu saptanmıştır. Mesleğe bağlılığın alt boyutlarından “Çaba Gösterme İstekliliği”’nin kadınlarda ve çocuk sahibi olanlarda, mesleğe bağlılık toplam puanlarının ise çocuk sahibi olanlarda anlamlı şekilde daha yüksek olduğu saptanmıştır (p0.05). COVID-19 korkusu ölçeği puan ortalaması ile “Çaba Gösterme İstekliliği” puan ortalaması arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki olduğu (p0.05). Sonuç: Klinisyen hemşirelerdeki COVID-19 korkusu ve mesleğe bağlılığın orta düzeyde olduğu, COVID-19 korkusunun mesleğe bağlılığı etkilemediği saptanmıştır. Hemşirelerin pandemi sürecinde yaşadıkları korku ve diğer psikolojik sorunların, mesleğe bağlılığa etkisini belirlemeye yönelik daha büyük gruplarda çalışmaların yapılması önerilmektedir.
Amaç: 0-2 yaş bebeği olan ailelerde baba-bebek bağlanması ve bağlanmayı etkileyen faktörleri belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılan çalışma; Ocak ve Haziran 2018 tarihlerinde, İstanbul’daki bir Aile Sağlığı Merkezi’nde yürütüldü. Araştırma 0-2 yaşında bebeği olan 150 baba ile tamamlandı. Veriler; Baba- Bebek Bağlanma Ölçeği ve Baba- Bebek Tanıtım Formu kullanılarak toplandı. Çalışma verileri, tanımlayıcı istatistiksel metodlar, bağımsız örneklem t testi, Tek Yönlü Varyans analizi (ANOVA), Tukey Testi ve Pearson Korelasyon Testi ile yapıldı. Anlamlılık ise p
Amaç: COVID-19 pandemisi nedeniyle hepimiz olağanüstü günler yaşamaktayız. Ancak sağlığın kazanılması ve korunması için emek veren sağlık çalışanlarının çocukları bu süreçten en çok etkilenen gruplar arasında yer almaktadır. Çalışma ile pandemi hastanesinde aktif görev alan hemşirelerin 7-11 yaş arasındaki çocuklarının COVID-19 pandemisine ilişkin algılarının açık uçlu sorulara verdikleri cevaplar ve çizdikleri resimler değerlendirilerek belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırmada çocuklara resim çizdirilerek açık uçlu sorular formu ile COVID-19 pandemisine ilişkin düşünceleri elde edilmiştir. Elde edilen demografik veriler SPSS programına aktarılarak değerlendirilmiştir. Açık uçlu her soruya çocukların verdiği cevaplar kendi ifadeleriyle benzer olanlar ile gruplandırılmıştır. Resimlerin yorumlanması, “Resim Analizi ve Psikolojik Testler Değerlendirme” sertifikasına sahip araştırmacı ve dış bağımsız çocuk gelişimi uzmanı tarafından yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya 17 çocuk katılmıştır. Değerlendirme sonuçlarına göre çocuklar tarafından yapılan resimlerde maske takma, el yıkama, dezenfektan kullanma ve evde kalma kurallarına uyum sağladığı görülmüştür. Çizdikleri resimlere ve kullandıkları ifadelere göre çocuklardan 11’inin oldukça kaygılı olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Çalışmaya katılan hemşirelerin çocukları ebeveynleri ile ilgili endişe duymaktadırlar. Çocukların endişelerini anlamak ve azaltabilmek için sosyal ve psikolojik destek almaları önerilebilir.

/ 10
11 / 10