Mimarlıkta yersizleşme, mimari ürününün, herhangi bir coğrafi bölgeye, kültürel yapıya, düşünsel dizgeye ya da zamana ait olamaması; burada ya da orada, bu zamanda ya da o zamanda üretiminin fark etmemesi; kendine bir yer-yurt edinememe-si ve tekil bir öğe olmanın ötesine geçemeyişi olgusudur. Başka bir deyişle mimari tasarımı yönlendiren veriler bütünü olarak yerleri yer yapan niteliklerin giderek ortadan kalkması, çevrenin iletişimsel gücünün azalması, mimarlık kuramında ise söylemlerin anlatımsal bütünlüğünün kalmayışı, kavramların ait olduğu düşünce yurtluklarından kopması sürecidir. Özetle yersizleşme, fiziksel çevreden kültürel değerler bütünlüğüne, tarihsel dönemsellik-ten kuramsal dizgeye çeşitli boyutlarda ya da kavrayışlar altında görülen bir bağlamsızlaşma sorunudur. Bu çalışmada öncelikle böyle bir olgunun varlığı, mimarlık disiplini açısından bir sorun olarak görülüp görülemeyeceği sorgulanmış, sorunun kaynakları, sınırları ve etkileri araştırılmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda mimarlık disiplini açısından "yersizleşme" için yeni bir kavramsallaştırma hedeflenmiştir. Konu, bu çerçevede "Yer", "Yersizleşme" ve "Yerin -Yeniden- Üretimi" olmak üzere üç ana bölüm halinde ele alınmıştır.