5 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
This study carried out quantum chemical investigations on cobaloxime complexes: [Co(dpgH)2Cl(H2O)] (C1), [Co(dpgH)2(Pz)Cl] (C2), [Co(dpgH)2(Im)Cl] (C3), [Co(dpgH)2(py)Cl] (C4) and [Co(dpgH)2 (CH3)(py)Cl] (C5), where dpgH− is diphenyl glyoximate, Pz is pyrazine, Im is imidazole and py is pyridine. The stable molecular geometries of these complexes were achieved using Density Functional Theory (DFT). The values of the geometrical parameters obtained from optimized cobaloxime complexes were compatible with experimental data. In order to predict the chemical reactivity of the complexes, their frontier molecular orbital (FMO) energies and their reactivity parameters based on DFT were calculated for optimized cobaloxime complexes. The interaction of the cobaloximes with different DNA bases and Watson–Crick base pairs (A–T and G–C) were explored on the basis of the different reactivity parameters of density functional reactivity theory (DFRT). The results revealed that cobaloximes studied generally acted as an electron-acceptor agent in their interaction with biomolecules. The order of interaction of cobaloximes with all biomolecules followed the sequence C1 > C2 > C3 > C4 > C5.
İzotopik analiz uygulamalarının temeli karbon, hidrojen ve oksijen atomlarınınizotop oranlarının tespitine dayanır. Bitkilerde izotop atom dağılımının tespitindeyararlanılan en önemli faktör bitkinin hangi fotosentez sistemine dahil olduğu ileilgilidir. Fotosentez sistemi sınıflandırmasına göre bitkiler C3, C4 ve CAMbitkileri olarak gruplandırılmaktadır. Bitkilerin karbon metabolizmalarınınbelirlenmesinde δ13C (13C/12C ) değeri standart değer olarak kabul edilir. δ13Cdeğerleri C3, C4 ve CAM bitkileri arasında farklılık gösterir ve bu farklılıktan yolaçıkarak bir gıdanın gerçekliği/otantikliği veya bir gıdaya başka bir gruptan gıda yada bileşen katılıp katılmadığı tespit edilebilmektedir. Bal da izotopik analizuygulamaları ile gerçekliği belirlenebilen gıdalardan biridir. Arılar bal üretimindeçoğunlukla C3 fotosentez sistemine dahil olan bitkilerin özlerini kullanmaktadır.Hileli bal yapımında ise şeker kamışı ve mısır gibi C4 fotosentez sisteminikullanan bitkiler kullanılmaktadır. Şeker pancarı şekeri ilavesi ile yapılan sahtebalların belirlenmesinde baldan protein ekstrakte edilir ve δ13C değeri belirlenerekbu değer hakiki balın δ13C değeri ile karşılaştırılır. Kabul edilen uluslararası limitegöre, karşılaştırılan balların δ13C değerleri arasındaki fark ‰1’den farklıolmamalıdır. Bu derleme makalesinde izotopik analizler hakkında bilgi verilerekbu yöntemlerin baldaki uygulamaları ile hileli ve gerçek balın tespiti üzerinekatkısının açıklanması amaçlanmıştır.
In this paper, we investigated local spin orientation (up or down) effects on magnetizations of the monolayer nanographene by using effective field theory developed by Kaneyoshi. It is found that the monolayer nanographene and its components have very small magnetization (mC1≈mC2≈mC3≈mMLNG≈2.31x10-18≈0) at T≈0.00 for the Jd1<0 (C1-spin up, C2-spin down and C3-spin up). On the other hand, for Jd2<0, Jd3<0, Jd4<0, and Jd5<0, the monolayer nanographene and its components (C1, C2 and C3 atoms) have very large local spin induced magnetization (mC1≈mC2≈mC3≈mMLNG≈1;1>>2.31x10-18) than those of the Jd1<0. These results clearly indicate that the local spin orientation in the monolayer nanographene has very strong effect on its magnetism.
Su kıtlığı koşulları, tarımsal alanların kullanılabilirliğini azaltmakta ve tarımsal ürünlerde verim kayıplarınaneden olmaktadır. Bu araştırmanın amacı, tüm dünyada tarımsal üretim için önemli bir problem olan su kıtlığınınbuğday (Triticum aestivum L.) ve mısır (Zea mays L.) bitkileri üzerindeki etkisini fotosentetik açıdan incelemektir.Buğday ve mısır bitkileri fotosentezi iki farklı metabolik yolla gerçekleştirdiğinden, su kıtlığında C3 ve C4bitkilerinin fizyolojik ve metabolik davranışları arasındaki farklar gerçek su içeriği, lipid peroksidasyonu, klorofila fluoresansı, fotosentetik pigment içeriği, RuBisCo aktivitesi ve toplam çözünür şeker içeriği parametrelerinceortaya konulmaktadır. Bu amaçla C3 bitkisi olan buğday ve C4 bitkisi olan mısır bitkilerine ait iki çeşit (Geliboluve Ada-9516, sırasıyla) 8 gün boyunca kontrollü iklim kabininde 25°C’de, % 40-50 nemde, 16 saat ışık/ 8 saatkaranlık fotoperiyodunda, 250 µmol m-2s-1 ışık yoğunluğunda ½ kuvvet Hoagland çözeltisi kullanılarak perlitortamında büyütülmüşlerdir. Ardından stres grupları 7 gün boyunca -0.6 MPa PEG 6000 çözeltisi ile sulanmış vesu kıtlığı koşulları oluşturulmuştur. Su kıtlığı incelenen tüm parametrelerce tahılları olumsuz yönde etkilemiştir.Tüm çeşitlerin su içerikleri azalmış, zar hasarları artmış, fotosentetik aktiviteler azalmıştır. Bununla beraber,toplam çözünür şeker oranındaki artış su kıtlığına karşı koruyucu bir mekanizma olarak değerlendirilmiştir. Buaraştırma sonucunda mısırın buğday bitkisine göre tüm parametrelerce su kıtlığı koşullarına daha dayanıklı olduğubelirlenmiştir.
Tüketicilerin tavuk eti tercihiyle ilgili tutum ve davranışlarını belirlemek ve tavuk eti tüketiminde etkili olan faktörleri analiz etmek amacıyla, bu çalışma planlanmıştır. Araştırmada kullanılacak birincil veriler, Erzurum ilinde ikamet eden 385 hane halkından sağlanmıştır. Elde edilen bu veri setine dayalı olarak; tüketicilerin tavuk eti niteliklerine göre tüketiminde etkili olan ana faktörler Principal Component Analiz, tüketicilerin tavuk eti tüketim sıklığına göre segmentlerinin oluşturulmasında Kümeleme Analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; yoğun bir şekilde tavuk eti tüketen tüketiciler (C1), bölge orijini ile tescillenmiş genişletilmiş mamul karması altında bölgesel ve kırsal kalkınmaya katkı sağlamaya istekli, ürün imajı yanında fiyata karşı duyarlı tüketici grubunu oluşturmuştur. Diğer taraftan orta düzeyde tavuk eti tüketicileri (C2), duyusal ve temel kalite niteliklerini ve tavuk etinin hastalık taşıma riskini göz önünde bulundurarak diyetlerini şekillendiren bir anlayış üzerine odaklanırken; düşük düzeyde tüketiciler (C3) ise, jenerik markalı ürünleri tercih etme yoluyla toplam faydalarını maksimize etme yoluna gitmişlerdir. Bu yüzden C1 için genişletilmiş ürün karması altında bölge orijinli yerel markalı, C2 için ISO 9001 ve HACCP standartlarında özel markalı ve C3 için ürün imajına uygun bölge orijinli jenerik markalı ürünler stratejileri uygulanabilir. Bu şekilde hem üretici hem de tüketici memnuniyeti sağlanarak, kırsal ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlanabilir.

/ 1
2 / 1