9 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin geliştirdikleri metaforlardan yola çıkarak mesleki çalışmalar hakkındakiöğretmen görüşlerini belirlemektir. Mesleki çalışmalar, öğretmenler arasında seminer dönemi diye adlandırılan,haziran ve eylül aylarında ikişer haftalık periyotlarla düzenlenen çalışmalardır. Bu çalışma, nitel araştırma yöntemineuygun olarak tasarlanan betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın çalışma grubunu Antalya İli Muratpaşa İlçesi’ndegörev yapmakta olan 150 öğretmen oluşturmaktadır. Veriler, araştırmacı tarafından geliştirilen “Mesleki ÇalışmalaraYönelik Öğretmen Metaforları Formu” aracılığıyla toplanmıştır. İçerik analizine tabi tutulan veriler “uygulananmesleki çalışmalar” ve “ideal mesleki çalışmalar” diye iki kategoriye ayrılmıştır. Bu kategorilerden “uygulananmesleki çalışmalar” kategorisi kendi içinde on temada, “ideal mesleki çalışmalar” kategorisi de kendi içinde dokuztemada gruplandırılmıştır. Çalışmanın en dikkat çekici bulgusunun, katılımcıların neredeyse tamamının uygulananmesleki çalışmalara yönelik olumsuz metafor geliştirmesine karşın; çok büyük oranda katılımcının ise ideal meslekiçalışmalara yönelik olumlu metaforlar geliştirmeleri olduğu söylenebilir. “Uygulanan mesleki çalışmalar”kategorisinde, “sonuç doğurmayan eylemler olarak mesleki çalışmalar” ve “boşa geçen zaman olarak meslekiçalışmalar” temaları; “ideal mesleki çalışmalar” kategorisin de ise, “fayda veren eylemler olarak ideal meslekiçalışmalar” ve “öğretici olarak ideal mesleki çalışmalar” temaları en çok metafor üretilen temalar olmuştur.
Bu araştırmada öğretmenlerin eleştirel düşünme eğilimlerinin, örgütsel bağlılık düzeylerine etkisi araştırılmıştır. Araştırmanın örneklem grubu Denizli iline bağlı bir ilçede görev yapan 185 öğretmenden oluşmaktadır. Öğretmenlerin eleştirel düşünme eğilimlerini ölçmek amacıyla Eleştirel Düşünme Eğilim Ölçeği’nden, örgütsel bağlılık düzeylerini ölçmek için ise Meyer ve Allen’in geliştirdiği Örgütsel Bağlılık Ölçeği’nden yararlanılmıştır. Eleştirel düşünme eğilimi değişkeninin örgütsel bağlılık üzerinde, kıdem yılının normatif bağlılık boyutu üzerinde ve okulda çalışma süresinin devam bağlılığı üzerinde anlamlı yordayıcı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bilişsel olgunluk boyutunun devam bağlılığı, duygusal bağlılık ve normatif bağlılık boyutlarında anlamlı bir etki oluşturduğu ve katılım boyutunun devam bağlılık boyutu üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmektedir.
While organizations have a power struggle with their environment and with other organizations in the globalised world, employees who are the most important resource of the organization also have power struggle among themselves. To be successful in this power struggle, employees, especially managers, use a number of political games in the organization. Developing the scale of power base games that school principles use is the aim of this study to detemine how and how much school principles use power base games in schools which are educational organizations. The sample of this study consists of 213 teachers working in Yeşilova and Karamanlı districts of Burdur city in 20152016 educational year. In the evaluation of the scale by authorities, Lawshe technique was used and then, Exploratory Factor Analysis (EFA) and Confirmatory Factor Analysis (CFA) were used. After the analyses, it was found that this scale is a reliable and valid measurement tool which consists of 41 items and six dimensions as sponsorship, making alliance building, empire building, budgeting, expertise and lording
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin bitişik eğik yazı uygulamasına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Bu amaca ulaşabilmek adına öğretmenlere yöneltilen araştırma soruları çerçevesinde betimsel tarama modeli kullanılmıştır.Bu araştırmanın katılımcı grubunu Denizli ili Serinhisar ilçesindeki devlet ilkokullarında görev yapmakta olan 52 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada on sorudan oluşan bir veri toplama aracı kullanılmıştır. Verilerin analizinde aritmetik ortalama ve standart sapmalara yer verilmiş; cinsiyet ve kıdeme ilişkin sınıf öğretmenlerinin bitişik eğik yazı uygulamasına ilişkin görüşleri belirlenmeye çalışıldığı bölümde Independent Samples T-Testi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; ilkokul sınıf öğretmenleri bitişik eğik yazı uygulamalarında öğrencilerin genel anlamda sorun yaşadıklarını düşünmektedirler. Öğretmenlerin cinsiyetleri açısından bitişik eğik yazı uygulamasına ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunmazken, kıdemlerine göre bitişik eğik yazı uygulamasına ilişkin görüşleri arasında kıdemli ve genç öğretmenlerin arasında anlamlı bir farkın olduğu anlaşılmaktadır. Meslekte 15 yıl ve üzeri görev yapan öğretmenler, genç öğretmenlere göre öğrencilerin bitişik eğik yazı konusunda daha az sorun yaşadıklarını düşünmektedirler
Bu çalışma, okul yöneticilerinin, kadın okul yöneticiler hakkındaki görüşlerini ortaya koymayı amaçlayan bir çalışmadır. Çalışmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 101 okul yöneticisinden oluşmaktadır. Araştırma için gereksinim duyulan verileri derlemek amacıyla araştırmacılar tarafından geliştirilen 20 sorudan oluşan bir ölçme aracı kullanılmıştır. Okul yöneticilerinin görüşleri; yöneticilerin cinsiyet, branş ve mezun olduğu okul gibi iki kategorili değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediği t-testi ile test edilmiştir. Yöneticilerin görüşlerinde okul türü ve kıdem özelliklerine göre farklılık olup olmadığı ise, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile sınanmıştır. Ayrıca verilerin analizinde aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri verilmiştir. Araştırmaya katılan yöneticilerin, kadınların yöneticilik rollerini yerine getiremedikleri anlamını taşıyan olumsuz maddelere genel anlamda az katıldıkları görülmektedir. Katılımcılar, kadın okul yöneticilerininduygusal bir yapıya sahip olduğunu düşünmemektedirler. Ayrıca olaylara daha duygusal yaklaştıkları, herhangi bir kriz anında yeterince soğukkanlı olmadıkları, çoğunlukla yönetici olmaktan kaçındıkları fikrine de çok fazla katılmadıkları anlaşılmaktadır. Kadınların yöneticilik için teşvik edilmeye, cesaretlendirilmeye, belki de pozitif bir ayrımcılığa gereksinimlerinin olduğu söylenebilir. Bu nedenle; kadın çalışanları potansiyel yönetici olarak görüp, ilerlemeleri için gerekli olanaklar sağlanmalıdır
Bu araştırmanın amacı, Türkiye'deki ilk, ortaöğretim ve liselerde görev yapmakta olan öğretmenlerin örgütsel bağlılık ve işle bütünleşme düzeyleri hakkındaki görüşlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini, Denizli ili Kale ilçesinde faaliyet gösteren resmi ilk, ortaöğretim ve liselerde görev yapmakta olan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini evrenin tümü oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama aracı üç bölümden oluşmuştur. Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin işle bütünleşmede etkili olan ilk üç alt boyut önem sırasıyla; Dinçlik (yüksek enerji seviyesi ve zihinsel dinçlik), adanmışlık (coşku, ilham, gurur ve mücadele duygularıyla bir işe güçlü bir şekilde dâhil olmak), ve içinde olmadır (işi yaparken kişinin işine tamamen konsantre olması, zamanın nasıl geçtiğini anlamaması). Örgütsel Bağlılıkta ise etkili olan ilk üç alt boyut önem sırasıyla; Normatif (kişinin örgütte çalışmayı kendisi için bir görev olarak görmesi), Devamlılık, (örgütten ayrılması halinde daha az seçeneği olacağı fikri) ve Duygusal bağlılıktır. (değerlerini, hedeflerini ve amaçlarını benimsemek). Öğretmenlerin işle bütünleşme düzeyleri, örgütsel bağlılık düzeyinden daha yüksektir
Bu araştırma, EYTPE alanında yüksek lisans yapan öğrencilere göre denetimin öneminin tespit edilmesi ve ders denetimi hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu özel bir vakıf üniversitesinin EYTPE alanında yüksek lisans yapan 43 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak üzere katılımcılara açık uçlu sorular içeren görüşme formları verilmiştir. Verilerin analizi içerik analizi tekniği ile yapılmıştır. Çalışmanın sonucuna göre denetim, eğitimdeki eksikliklerin tespit edilmesi, giderilmesi ve öğretmenin mesleki gelişimi açısından önemli görülmüştür. Denetim olmayınca kaos ortamının oluşacağı görüşü ağırlıklı olarak ifade edilmiştir. Elde edilen sonuçlara dayalı olarak, yapılan yasal değişikliklerden sonra kendisinden ders denetimi yapması beklenen müdürlerin bu konuda yeterliliklerini arttırmak için gerekli eğitimleri almalarının sağlanması önerilmiştir.
Özet Bu araştırmanın amacı, müfettişlerin demografik ve sosyo-ekonomik özelliklerini, yaşam ve tüketim alışkanlıklarını, akademik niteliklerini ortaya koymak; toplumsal, ekonomik, siyasal ve mesleksel konulardaki görüşlerini belirlemektir. Araştırma tarama modelindedir. Çalışmanın örneklemini 651 denetmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak 39 sorudan oluşan bir anket kullanılmıştır. Denetmenler, çoğunlukla Türk Halk Müziği dinlemektedirler. En çok okudukları kitap türü, romandır. Yıllık izinlerini daha çok deniz kenarında geçirmektedirler. Yabancı dillerinin iyi düzeyde olmadığını belirtmektedirler. Araştırmaya katılanların çoğunluğu eğitim işkolundaki bir dernek ya da sendikaya üyedir. Tamamına yakını ücretleri yeterli bulmadıklarını, daha iyi bir ücret karşılığında başka bir kuruma geçebileceklerini, çocuklarının müfettişlik mesleğini seçmesini istemediğini belirtmektedirler.
Araştırmanın amacı, siyasal partilerin eğitim söylemleri ve siyasalarına ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Çalışmanın evrenini, Türkiye’de yasal olarak faaliyet gösteren siyasal partiler, örneklemini ise TBMM'de grubu bulunan partiler oluşturmaktadır. Araştırmada doküman incelemesi tekniği kullanılmıştır. Çalışma için gerekli veriler, parti programları ve seçim bildirgeleri analiz edilerek toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre siyasal partilerin eğitime yönelik görüşlerinde, savundukları siyasal ideolojilerinin ve kimliğini belirleyen unsurların ön plana çıktığı; vaadlerin, sorunların kökenine inerek çözümler üretmekten daha çok, genel ve soyut ifadelerle açıklandığı görülmektedir. AKP’nin temel konu alanları çerçevesinde eğitim sorununa yaklaştığı, MHP’nin vaadlerinde “milli” ve “manevî” unsurların ön planda olduğu, BDP’nin “etnik kimliğe” vurgu yapan bir eğitim anlayışına sahip olduğu görülmektedir. CHP’nin diğer partilere oranla eğitime ilişkin görüşlerinin daha eyleme dönük, daha somut projeler olduğu gözlenmektedir.

/ 1
2 / 1