13 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
Araştırmada öğretmen görüşlerine göre, lider üye etkileşimi kalitesi ve duygusal iyi oluş arasında ilişki olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. İlişkisel tarama modelinde tasarlanan araştırmanın çalışma evrenini 2022-2023 eğitim öğretim yılında İstanbul İli Esenyurt ilçesinde bulunan ortaokullarda görev yapan 3400, örneklemini ise, basit tesadüfi örnekleme yoluyla belirlenmiş 342 öğretmen oluşturmuştur. Araştırma verilerinin toplanmasında, Lider-üye etkileşimi Kalitesi Ölçeği ve İş Yerinde Duygusal İyi Oluş Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma verileri normal dağılım göstermediğinden non parametrik testlerden yaralanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, öğretmenlerin lider-üye etkileşim kalitesine yönelik algıları yüksek düzeyde duygusal iyi oluş algılarının sık sık düzeyindedir. Araştırmada, cinsiyet, eğitim düzeyi ve mevcut okulunda çalışma süresi değişkenlerine göre öğretmenlerin lider-üye etkileşimi kalitesi ve duygusal iyi oluşa yönelik algılarında anlamlı farklılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Kıdem değişkeni, öğretmenlerin lider-üye etkileşimi kalitesi algılarında anlamlı farklılık oluşturmazken, duygusal iyi oluş algılarında anlamlı farklılık oluşturmuştur. Araştırmada mevcut okul müdürüyle çalışma süresi farklı olan öğretmenlerin lider-üye etkileşimi kalitesi ve duygusal iyi oluş algılarında anlamlı farklılıkların olduğu; lider-üye etkileşimi kalitesi ve duygusal iyi oluş arasında orta düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla okul yöneticileri okulda lider-üye etkileşimini geliştirecek saygı, işbirliği ve paylaşmanın hakim olduğu bir okul kültür ve ikliminin oluşması için açık, sağlıklı, olumlu ve işlevsel bir iletişim sistemi oluşturmalıdır
This study aims to determine the relationship between school administrators' supportive behaviours and psychological empowerment according to teacher perceptions, relational survey model as a quantitative research method was used. The population of the study consisted of 400 teachers working at primary schools in central Bolu, Turkey in the 2020-2021 academic year. As data collection instruments, Administrator Support Scale (PSS) and Psychological Empowerment Scale (PES) were used. Since the data showed normal distribution, parametric tests were employed in the analysis of the data. According to the results of the study, the fact that the teachers' perceptions of the supportive behaviors of the school administrators in terms of emotional and educational support are at the level of slightly agree shows that school administrators are inadequate at supporting teachers emotionally and educationally. Since the school administrators who should be the closest source of information in the professional development of the teachers have supervision and guidance duties, it should be taken into consideration that they are incapable of supporting the teachers in educational sense. That the teachers’ perceptions of psychological empowerment in the dimension of self-determination are at the moderate level is also a striking result. There is a positive and highly significant relationship between the supportive behaviours of school administrators and teachers' perceptions of psychological empowerment. Supportive behaviors of school administrators are a significant predictor of teachers' perceptions of psychological empowerment.
Araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin kullandıkları motivasyonel dil ile lider üye etkileşimi arasındaki ilişkiyi belirlemektedir. Araştırmada nicel araştırma desenlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini Bolu il merkezinde bulunan ortaokullarda görev yapan toplam 400 öğretmen oluşturmuş, 368 öğretmenden geri dönüt sağlanmıştır. Veri toplama aracı olarak; "Motivasyonel Dil Ölçeği" ve "Lider-Üye Etkileşimi Kalitesi Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma verileri normal dağılıma uygun olduğundan parametrik testlerden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin okul yöneticilerinin kullandıkları motivasyonel dile yönelik algıları motivasyonel ölçeği toplam puanı ile cesaretlendirici dil ve aitlik yaratıcı dil boyutlarında orta düzeyde; yönlendirici dil boyutunda düşük düzeydedir. Okul yöneticilerinin rehberlik ve denetim görevleri de göz önüne alındığında öğretmenlerin okul yöneticilerinin yönlendirici dil kullanmalarına yönelik algılarının düşük düzeyde olması düşündürücü ve dikkat çekici bir sonuçtur. Öğretmenlerin motive edilmesinde ve performanslarının artırılmasında birinci derecede sorumlu olan okul yöneticilerinin yönlendirici dil kullanımına yönelik öğretmen algılarının düşük düzeyde olması, okul yöneticilerinin yeterliklerinin de sorgulanmasını gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda okul yöneticileri motivasyon, iletişim gibi örgütsel davranış konularında yeterlilik sahibi olmalıdırlar. Öğretmenlerin lider üye etkileşimi kalitesine yönelik algıları orta düzeydedir. Okul yöneticilerinin kullandığı motivasyonel dil ile lider üye etkileşimi kalitesi arasında pozitif yönlü yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki vardır. Okul yöneticilerinin kullandığı motivasyonel dil lider üye etkileşimi kalitesini anlamlı bir şekilde yordamaktadır. Okul yöneticilerinin kullandığı motive edici dil yükseldikçe yönetici ve öğretmenler arasındaki etkileşimin kalitesi de artmaktadır. Dolayısıyla okul yöneticilerinin öğretmenlerle kurdukları etkileşimin kalitesini artırmak için motivasyonel dil kullanımına özen göstermeleri faydalı olacaktır.
The purpose of this study is to determine the prediction level of teachers' psychological empowerment perceptions on their job satisfaction and organizational citizenship behaviors. The research is designed in the relational survey model. 400 teachers working in primary schools in Bolu, Turkey participated in the study and out of 356 teachers participating in the study voluntarily, 314 scales were delivered back and evaluated. Psychological Empowerment Scale, Job Satisfaction Scale and Organizational Citizenship Scale were used as data collection instruments. The findings indicated that teachers’ perceptions of psychological empowerment were moderate in self-determination, and high in other dimensions and the whole scale. The moderate level of teachers’ perceptions of job satisfaction and organizational citizenship is a striking and concerning result. When teachers do not have high level of job satisfaction, their performance will decrease, and it will be difficult for these teachers to exhibit organizational citizenship behavior. Inthestudy, that theteachers’ perceptions of psychological empowerment affect both job satisfaction and organizational citizenship behaviors necessitates the importance of psychological empowerment in increasing teachers' job satisfaction and organizational citizenship behaviors. In this sense, it is an important finding that teachers’ job satisfaction and organizational citizenship behaviors will be increased by means of them having selfdetermination over their work, increasing their competence, making them influential by allowing to think, talk about and intervene the incidents that occur inthe school, and ensuring their participation in work-related decisions. The finding indicating that teachers’ perceptions of psychological empowerment play an important role in increasing their job satisfaction and organizational citizenship behavior reveals the authenticity of the research.
Öğretmenlerin sınıf yönetimine yönelik algılarını belirlemeyi amaçlayan ve nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasının kullanıldığı araştırmanın çalışma grubunu Bolu ili Yeniçağa ilçesinde bulunan üç ilkokulda görev yapan ve gönüllülük esasına göre belirlenen 25 öğretmen oluşturmaktadır. Çalışma grubu kolay ulaşılabilir durum örneklemesi kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmada verilerin toplanmasında görüşme yöntemi ve yapılandırılmış sorulardan oluşan görüşme formu kullanılmıştır. Veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sorularının her biri kategori olarak ele alınmış ve elde edilen veriler çözümlenerek her kategoriye uygun kodlar oluşturulmuştur. Araştırma sonucuna göre, öğretmenlerin sınıf yönetiminde en çok karşılaştığı güçlüklerden bazıları; farklı hazır bulunuşluk düzeyinde öğrencilerle ders yapma, sınıf içi disiplini sağlama, öğrencilerle etkili iletişim kuramamadır. Öğretmenlerin sınıf yönetiminde karşılaştıkları güçlüklerle baş etmede en çok kullandıkları yöntemlerden bazıları; ilgi ve yeteneklere göre sorumluluk verme, zamanı etkili kullanma, güdülemeyi iyi yapma, derse etkileyici giriş yapmadır. Tükenmişlik, stres, motivasyon düşüklüğü-isteksizlik, öfkelenme, iş doyumunun azalması, gerginlik, üzüntü, öğretmenlerin sınıf yönetiminde karşılaştığı güçlüklerin etkilerinden bazılarıdır. Öğretmenlerin bazıları kalabalık grupların yönetimi, zaman yönetimi, sabırlı ve sakin olma, olumlu bir sınıf ortamı oluşturma, dikkat çekme, güdüleme, sorun çözme becerisi gibi bazı konularda kendilerini yeterli görmekte iken; bazı öğretmenler en çok iletişim, öfke kontrolü, zaman yönetimi, sınıf kurallarını uygulama, davranış yönetimi, yenilikçi öğretim yöntem teknikleri, güdüleme, öğrenci sorunlarını çözme konularında kendilerini yetersiz görmektedirler.
Bu araştırmanın amacı, öğretmenlerin davranışsal güçlendirilmesi ile örgütsel adanmışlık algılarını belirlemek ve bunlar arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını ortaya koymaktır. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini Bolu ili merkez ilçede bulunan resmi ilkokul, ortaokul ve liselerde 2020-2021 eğitim-öğretim yılında görev yapan öğretmenler oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak "Kişisel Bilgi Formu", "Öğretmenlerin Davranışsal Açıdan Güçlendirilmesi Ölçeği" ve "Öğretmenlerin Örgütsel Adanmışlık Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin davranışsal güçlendirilme algıları ölçek genelinde ve boyutlarında "çoğu zaman" düzeyinde; örgütsel adanmışlık algıları, ölçek genelinde ve boyutlarında "yüksek" düzeydedir. Davranışsal güçlendirme ölçeği ve boyutları ile örgütsel adanmışlık ölçeği ve boyutları arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki vardır.
Araştırmanın amacı, öğretmenlerin okul yöneticilerinin dönüşümcü liderlik özellik ve davra nışlarına yönelik görüşlerini tespit etmektir. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasınınkullanıldığı araştırmanın çalışma grubunu, 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Bolu ili Yeniçağaİlçesinde 3 ilkokul, 2 ortaokul ve 1 lisede görev yapan 32 öğretmen oluşturmaktadır. Veriler yarıyapılandırılmış sorulardan oluşan görüşme formu kullanılarak toplanmış olup, betimsel analizyöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre okul yöneticilerinin ideal leştirilmiş etki boyutundaki dönüşümcü liderlik özellikleri ve davranışları rol-model, etkileme,sevgi ve güven veren davranışlar şeklindedir. Okul yöneticileri rehberlik ederek, teşvik edici vedestekleyici olarak ve olumlu atmosfer oluşturarak öğretmenlere ilham verip motivasyonlarınıartırmaktadırlar. Okul yöneticilerinin entelektüel uyarım boyutundaki özellik ve davranışları de ğişime açıklık, sorun çözme, etkileme ve ikna etme olurken; bireysel ilgi boyutunda değer verme,destekleme ve rehberlik etme şeklindedir. Araştırma sonuçları doğrultusunda okul yöneticile rinin öğretmenleri motive eden, öğretmenlere ilham veren, destek ve rol model olan, yenilikçi,değişime açık dönüşümcü liderler olmaları önerilmektedir.
The aim of this study was to investigate the relationship between school leadership'sethical leadership behaviors, teachers' perceptions of trust in school principal andorganizational commitment. The study group of the study, which was used in therelational screening method, consists of 103 teachers working in the 1st term of2016-2017 academic year in Yeniçağa district of Bolu province. Ethical LeadershipScale, Multi Purpose T Scale and Organizational Commitment Scale were used tocollect data. The mean, standard deviation, Mann-Whitney U test, Kruskal-Wallis testand Pearson correlation coefficient were used to analyze the data. Organizationalcommitment of teachers from different gender, branch, age and seniority, ethicalleadership behaviors of school principal and trust perception of school principal aresimilar. Teachers 'perceptions of the ethical leadership of school principals andteachers' perceptions of the school principal trust; between the ethical leadershipbehaviors of school principals and the organizational commitment of teachers; It wasfound that there was a positive and high level of relationship between teachers'perceptions of trust and organizational commitment. In the light of the results of thestudy, when teachers' perceptions of the ethical leadership behavior of the schoolprincipals, teachers' perceptions of trust in the school principal and a positive andhighly significant relationship between teachers' organizational commitment,teachers' school principals' behaviors should be at the ethical level in order toincrease their trust and organizational commitment. The school principals can beprovided with universal trainings in the field of education and school managementand the development of leadership skills.
Araştırmada ilkokul öğrencilerinin çevre sorunları ve çevre eğitimine yönelik algılarını belirlemek amaçlanmıştır. Çalışma grubunu Yeniçağa'da eğitim öğretim gören 50 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre öğrenciler çevre kavramını can dost, yuva, oksijen, hayat, yaşam alanı, ağaç, dünya ve doğa olarak ifade etmişlerdir. Öğrenciler çöp atıklarını, ağaçların yok edilmesini, toprak kirlenmesini, sulara çöp DOI: atılmasını, atık pillerin çevreye atılmasını, hava ve ses kirliliğini, orman yangınlarını çevre sorunu olarak ifade etmişlerdir. Belediyelerin, Çevre İl Müdürlüklerinin, okulların ve okul müdürlerinin, öğretmenlerin, Orman İşletme Müdürlüklerinin, ormancıların, Halk Eğitim Merkezlerinin, TEMA'nın çevre eğitiminde görevli kişi veya kurumlar olabileceğini belirtmişlerdir. Öğrenciler fidan dikerek, çöpleri çöp kutusuna atarak, dönüşüm kutuları kullanarak, piknikten sonra ateşi söndürerek, fabrika bacalarına filtre takılarak, göl ve derelere çöp atmayarak, insanları çevre konusunda eğiterek, sokaklara çöp kutuları konularak, atık pilleri toplayarak çevre sorunlarının önlenebileceğini ve çözülebileceğini ifade etmişlerdir. Öğrenciler okullarında pil toplama projesi yapıldığını, TEMA ile işbirliği yapılarak çevre eğitimlerinin yapıldığını, ağaç dikme çalışmalarının yapıldığını belirtmişler ve bu çalışmaların devam etmesini istemişlerdir. Ayrıca geri dönüşüm kutularının konularak kâğıt ve kapak toplandığını belirtmişlerdir. Öğrenciler okullarında çevre eğitimi ile ilgili insanlara çevre eğitimlerinin verilmesini, çevre projelerinin yapılmasını, çevre eğitimiyle ilgili tiyatrolar yapılmasını, çevre ile ilgili müzik yayınlarını yapılmasını, doğa defterlerinin oluşturulmasını, çevre temizliği ile ilgili yarışmaların düzenlemesini, çevre dergisinin oluşturulmasını istemişlerdir. Araştırma bulgularından anlaşılacağı gibi ilkokul öğrencileri çevre ve çevre sorunlarına oldukça duyarlıdır. Bu bağlamda ilkokullarda çevre eğitiminin önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Araştırmanın amacı ilköğretim okulu öğretmenlerinin içsel motivasyonları ve örgütsel kimliklerine yönelik görüşlerini belirlemek ve bu iki değişkene yönelik görüşleri arasında anlamlı ilişki olup olmadığını saptamaktır. İlişkisel tarama modelinde gerçekleştirilen araştırmanın evrenini 2011-2012 eğitim-öğretim yılı Düzce ili Kaynaşlı ilçesi ilköğretim okullarında görev yapan 166 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Örgütsel Kimlik Ölçeği ile İçsel Motivasyon Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmaya göre öğretmenlerin örgütsel kimlik ve içsel motivasyon algıları yüksek düzeydedir. Öğretmenlerin örgütsel kimlik ve içsel motivasyon algıları arasında düşük düzeyde pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Cinsiyet, yaş ve kıdem öğretmenlerin örgütsel kimlik algılarında anlamlı fark ortaya çıkarmıştır.
Bilimsel doğa arştırması için en iyi felsefî yöntem nedir? Düşünce tarihi boyunca bu soruya verilen cevaplar, iki temel kategori altında sınıflanabilirler: Doğaya yapılan Teleolojik ve Mekanik yaklaşımlar. Bu yaklaşımların çeşitli izahlarından anlaşılmaktadır ki her bir yaklaşım, onunla çatıştığı gerekçesiyle, diğerini dışlayan bir alternatif olarak sunulmaktadır. Fakat, Aydınlanma felsefesinin köşe taşlarından biri olan îmmanuel Kant, bilimsel doğa araştırması için en iyi felsefi yöntemin bu iki yaklaşımın her ikisinin de doğaya uygulanması olduğunu ve bunu gerçekleştirmenin de zannedildiği gibi çatışkılı/çelişkili bir durum olmadığını ileri sürmektedir. Bu makale, Kant'in bu işi, yani, görünürde çatışkılı olan bu iki yaklaşımı doğaya uygulama işini, niçin ve nasıl gerçekleştirdiğini analiz etmeyi amaçlamaktadır.
-
-

/ 1
2 / 1