60 sonuç

Tarama Sonuç Kümeleri
Tümünü Listeye Ekle
Din eğitimi, bireylerin din, ahlak ve değerlerle ilgili doğru bilgi, tutum ve davranışları kazanmalarını amaçlar. Ayrıca din eğitiminde öğretmenlerin rehberliğinde bireylerin doğru bilgi üzerinde eleştirel ve esnek bir düşünme tarzı geliştirmeleri beklenir. Çünkü din eğitiminin konusu olan İslam, aklın geliştirilmesine ve kullanılmasına büyük önem verir. İslam'da araştırma, düşünme ve tartışma yoluyla elde edilen bilginin, sadece duyum ve/veya geleneksel aktarım yoluyla elde edilen bilgiden daha değerli olduğu kabul edilir. Din eğitimi, bireylerin kendi varlıklarını, değerlerini, içinde yaşadıkları dünyayı, hayatı, ölümü ve ötesini anlamlandırma sürecinde etkilidir. Aynı zamanda bireyler yaşamlarına yön verecek ahlaki değerler ve erdemler kazanırlar. Bu süreçte din eğitiminde özellikle bireylerin düşünme becerileri geliştirilmeli ve sorgulama yapmaları teşvik edilmelidir. Çünkü bireylerin körü körüne iman sahibi olmalarından ziyade bilgiyle, bilinçle, düşünmeyle ve sorgulamayla kendi tercihleri ile ulaştıkları bir imana sahip olmaları istenmektedir. Din eğitiminin hedeflediği bu özelliklerin öğrencilere kazandırılması sürecinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) öğretmenlerinin ve ortaokul-lise düzeyindeki İmam Hatip Okulları meslek dersleri öğretmenlerinin rolü önemlidir. Nitelikli bir din öğretimi öğretmeni, öğrenme-öğretme sürecinde karşılaştığı sorunları çözebilmek ve farklı sorunlara farklı çözümler üretebilmek için bilişsel esnekliğe sahip olmalıdır. Ayrıca din öğretimi öğretmenlerinden, öğrencilerin öğrenme sürecine aktif katılımları için araştırma, keşfetme, problem çözme, farklı çözüm ve yaklaşımları paylaşma ve tartışma fırsatlarının sağlandığı öğrenme ortamları oluşturarak tüm bu becerilerin kazanılmasında öğrencilere rehberlik etmesi beklenmektedir. Öğretmenlerin din eğitimi ve öğretimi ile ilgili bilgi, beceri ve yeterliklerin yanı sıra bilişsel esneklik (BE) ve eleştirel düşünme (ED) becerilerine sahip olmalarının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmada din öğretimi öğretmen adaylarının BE düzeyleri ile ED eğilimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca araştırmada din öğretimi öğretmen adaylarının BE ve ED eğilimlerinin ne düzeyde olduğu belirlenmiş ve bazı demografik özelliklere göre bu düzeylerin farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Betimsel tarama yöntemi ile gerçekleştirilen araştırmanın örneklem grubunda İlahiyat Fakültesi’nde ve Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programının İlahiyat Alanında öğrenim gören 373 öğretmen adayı yer almıştır. Araştırmada din öğretimi öğretmen adaylarına Bilişsel Esneklik Düzeyleri ve Eleştirel Düşünme Eğilimleri ölçekleri uygulanarak veriler elde edilmiştir. Verilerin analizinde parametrik analizler kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre din öğretimi öğretmen adaylarının BE düzeylerinin orta düzeyde ve ED eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmanın diğer bir sonucuna göre din öğretimi öğretmen adaylarının BE düzeyleri ile ED eğilimleri arasında pozitif yönde ve yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada öğretmen adaylarının BE düzeyleri ve ED eğilimlerinin cinsiyet, sosyo-ekonomik durum ve mezun olunan lise türüne göre farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Ancak din öğretimi öğretmen adaylarının yaşlarına göre ED eğilimleri, eleştirel katılım boyutu ve BE düzeylerinde anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma sonuçlarına göre din öğretimi öğretmen adaylarına, ilahiyat fakültesinde ve pedagojik formasyon eğitimi sertifika programındaki eğitim-öğretim sürecinde hem bilişsel esneklik hem de eleştirel düşünme özelliklerini kapsayan uygulamaların yer aldığı etkinlikler düzenlenebilir. Özellikle DKAB ve ortaokul-lise düzeyindeki İmam Hatip Okulları meslek dersleri öğretmenliğine hazırlanan din öğretimi öğretmen adaylarının bu derslerde öğrencilerine düşünme becerilerini kazandırmada etkin rol almalarını desteklemek için öğretmenlik meslek bilgisi derslerinde problem çözme, tartışma, örnek olay vb. yöntem ve tekniklerinin daha fazla kullanılmasına özen gösterilmesi önerilebilir. Bununla birlikte BE ve ED eğilimleri arasındaki ilişkiler hem ortaokul-lise düzeyindeki İmam Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültesi’nde öğrenim gören öğrenciler hem de öğretmen ya da uzman öğretim elemanı örneklem grupları üzerinde benzer içerikli araştırmaların yapılması önerilebilir.
Araştırmanın temel amacı, özel gereksinimli öğrencilerle birlikte kaynaştırma sınıfında görev yapan sınıf öğretmenlerinin onlara yönelik sosyal kabul düzeyleri ve bu süreçteki iş motivasyonu düzeyleri arasındaki ilişkileri incelemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelinde yürütülmüş nicel bir çalışmadır. Kaynaştırma sınıflarında görev yapan toplam 374 sınıf öğretmeni araştırmanın örneklem grubunu oluşturmaktadır. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen “Sosyal Kabul Ölçeği” ve Yılmaz (2009) tarafından geliştirilen “İş Motivasyonu Ölçeği” ile toplanmıştır. Veriler üzerinde aritmetik ortalama, standart sapma, eşdeğer örneklem t testi, Pearson’s korleayon testi ve regresyon testi analizleri yapılmıştır. p<,05 düzeyi fark ve ilişkilerde anlamlılık için yeterli görülmüştür. Araştırma sonunda kaynaştırma eğitimi yapılan sınıflarda görev yapan sınıf öğretmenlerinin sosyal kabul düzeylerinin çok yüksek, iş motivasyonu düzeylerinin ise iyi düzeyde olduğu belirlenmiştir. Sınıf öğretmenlerinin sosyal kabul düzeyleri, iş motivasyonları düzeylerinden anlamlı bir farkla daha iyi durumdadır. Ayrıca bu iki değişken arasında anlamlı ilişkilerin ve birbirini yordama güçlerinin bulunduğu gözlenmiştir. Bu sonuçlar alanyazın eşliğinde tartışılarak önerilerde bulunulmuştur.
The aim of this study is to develop a valid and reliable scale that can be used to determine the level of reflecting the value of compassion on the attitudes and behaviors of primary school children. The sample of the research consists of 300 classroom teachers working in Şanlıurfa. The data were collected with the draft scale form prepared for the thesis study. Data were collected with a draft scale form containing 47 items. First, KMO and Bartlet test analyzes were performed on the obtained data set . Values were examined and construct validity and distinctiveness analysis were performed within the scope of validity analysis, and internal consistency analysis was performed within the scope of reliability analysis. After the analysis, a scale structure consisting of 28 items gathered under a single factor was reached. The scale was named the “Compassion Scale”. The KMO value of the scale was 0.966; Bartlett Test values are x2=5992,493 sd =46; p<0.001. The validity of the scale was examined by exploratory factor analysis and distinctiveness analysis. The factor loads of the scale items are between 0.597 and 0.754. The total amount of variance explained is 54,821%. The item-total correlation coefficients were positive and significant at the p<0.001 level. Within the scope of the reliability examination of the scale, the Cronbach Alpha coefficient was calculated within the scope of the internal consistency examination and was determined as 0.965. These obtained values were evaluated within the scope of the limit values expressed in the literature, and it was concluded that the Compassion Scale is a valid and reliable scale that can be used to determine the compassion levels of primary school students.
Bu araştırma Çanakkale şehri özelinde yeşil alan algısı ve yeşil alanlara olan gereksinimlere yönelik gerçekleştirilmiş uygulamalı bir çalışmadır. Çanakkale şehrinde çok sayıda park alanı bulunmaktadır. Çalışmada yeşil alan ve park algısını ve ihtiyacını ölçmek için, Çanakkale’nin 7 mahallesinde toplam 248 kişiyle yüz yüze anket şeklinde veri toplanarak gerçekleştirilmiştir. Bu anketlerin 227’si değerlendirmeye alınmıştır. Değerlendirmeye alınan anketlerin 107’si kadın, 120’si erkekten oluşmuştur. Çanakkale’de hali hazırda bulunan toplam açık-yeşil alanların alanı 11 746.92 dekar (1.174.692 m2)’ dır. Bu miktar ile kişi başına düşen yeşil alan oranı 9,5 m2 olup, uluslararası normlarda olduğu tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucu Çanakkale şehrindeki yeşil alanların 234 adet semt parkı, 9 adet kent parkı, 129 adet ağaçlık, 65 adet refüj ve kavşak, 5 adet piknik alanı ve 5 adet mezarlık bulunmaktadır. Araştırma sonuçları Çanakkale şehri park ve yeşil alan kullanıcıların ihtiyaç ve isteklerini karşılama düzeylerini, yeni park ve yeşil alanlara ihtiyaç gereksinimlerini ortaya koymaktadır. Çanakkale halkı genel olarak parkları yeterli görse de bunlara erişim ve kullanım konusunda problem yaşamaktadır. Yeşil alanlara ulaşım sonrası çevresinde yeterli otopark olmaması bir diğer sorundur. Halkın oldukça önemli kısmı parkların güvensiz olduğu ve temiz olmadığını düşünmektedir. Özellikle ankete katılan bireylerin verdiği cevaplardan anlaşıldığına göre, eğitim düzeyi arttıkça beklentiler yükselmekte ve memnuniyetsizlik artmaktadır.
Bu çalışmada, Akdeniz ikliminin sulanan koşullarında, kışlık ara ürün olarak yetiştirilebilecek dört biryıllık çim (Lolium multiflorum L.) çeşidinin yem üretim potansiyelleri araştırılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak 2019-2020 ve 2020-2021 yetiştirme sezonlarında yürütülmüştür. Bitki boyu, yeşil ot verimi, kuru ot verimi, ADF, NDF, ham protein oranı, ham protein verimi, sindirilebilir kuru madde oranı, sindirilebilir kuru madde verimi ve nispi yem değeri bakımından çeşitler arasında önemli farklılıklar saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, Akdeniz iklimi koşullarında Teanna ve Alberto çeşitlerinin yüksek verim ve orta düzeyde ot kaliteleri ile başarılı bir şekilde yetiştirilebileceği sonucuna varılmıştır.
Bu araştırmanın amacı, üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarının öğretim yeterliklerini gösterebilme konusunda yaşadıkları zorlukları belirleyerek eğitim ihtiyaçlarına ilişkin tespitlerde bulunmaktır. Ayrıca, katılımcıların öğretim yeterliklerini gösterme konusunda yaşadıkları zorluklara ilişkin görüşleri cinsiyet, eğitim durumu, görev, hizmet yılı, uzmanlık alanı ve pedagojik formasyon eğitimi alma durumuna göre karşılaştırılmıştır. Tarama modelindeki araştırmanın örnekleminde 204 öğretim elemanı bulunmaktadır. Araştırmanın verileri Öğretim Yeterlikleri Sorunları Ölçeği (ÖYSÖ) ile toplanmıştır. Ölçek, katılımcıların sınıf içi öğretim süreçlerinde öğretim yeterlikleri ile ilgili zorlukları yaşama düzeylerini belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatiksel, t-testi, ANOVA, Kruskal Wallis H Testi ve Mann Whitney U Testi kullanılmıştır. Araştırma sonunda öğretim elemanlarının genel olarak öğretim yeterliklerini sergileme konusunda “az” düzeyde sorun yaşadıkları belirlenmiştir. Öğretim elemanlarının sorun yaşama düzeyleri cinsiyet, hizmet süresi ve pedagoji eğitimi alma durumlarına göre farklılaşmazken eğitim durumu, unvanı, uzmanlık alanlarına göre faktörler ve genel olarak bazı farklılaşmalar bulunmuştur. Diğer taraftan hizmet süreleri arttıkça sorun yaşama düzeylerinin arttığı da belirlenmiştir. Bu bulgular çerçevesinde önerilerde bulunulmuştur.
Bu araştırmanın amacı, öğretmen ve öğretmen adaylarının zaman kullanma sitillerini bazı değişkenler açısından incelemektir. Araştırma, tarama modeline yapılmış betimsel ve nicel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubunu, 308’i öğretmen adayı, 187’si ise öğretmen olmak üzere 495 katılımcı oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, “Kişisel Bilgi Formu” ve “Zaman Kullanma Sitilleri Ölçeği” yardımıyla çevrimiçi olarak toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde aritmetik ortalama, t testi, Anova, Scheffe, Pearson’s r korelasyon testleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; (1) Öğretmen ve öğretmen adaylarının en çok planlı ve ekonomik zaman kullanımı, en az ise pasif zaman kullanımı sitillerini tercih ettikleri (2) öğretmen ve öğretmen adaylarının zaman kullanımı sitillerinin farklılaştığı; , (2)Aday öğretmenlerin öğretmenlere göre geçmiş ve gelecek zaman kullanımı ile pasif zaman kullanımı sitillerini daha fazla kullandığı; öğretmenlerin ise aday öğretmenlere göre planlı ve ekonomik zaman kullanımı ve azim-ısrar zaman kullanımı sitilini daha fazla kullandıkları (3) katılımcıların cinsiyetine, medeni durumuna ve yaş grubuna göre; öğretmenlerin mesleki hizmet sürelerine göre; öğretmen adaylarının sınıf düzeyleri ve öğrenim gördükleri bölümlere göre zaman kullanma sitillerinin bazı boyutlarda farklılaştığı belirlenmiştir.
Zaman kullanma stilleri konusunda bireysel farkların bilinmesi iş yaşamında verimin ve motivasyonun artırılması amacıyla alınacak önlemlerde ve yapılacak düzenlemelerde önemli kolaylıklar sağlayacağı gibi psikolojik yardım konusunda da danışmanlara yardımcı olacaktır. Yapılan araştırmanın amacı insanların zaman kullanma stillerini ortaya çıkarabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracının Türk kültürüne kazandırılmasıdır. Bu amaçla Usunier ve Valette-Florence (2007) tarafından 1994 yılında geliştirilip 2007 yılında revize edilen Zaman Sitilleri Ölçeğinin (The Time Styles Scale) uyarlama çalışması yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu %54’ü kadın, %46’sı erkek 145 kişiden oluşmaktadır. Çalışmada verilerin analizinde açımlayıcı faktör analizi (AFA), doğrulayıcı faktör analizi ve madde toplam korelasyon katsayısı teknikleri uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda özdeğeri 1’den büyük olan dört faktör tespit edilmiş; uyum iyiliği değerlerinin de (ki-kare 314.521, sd=258 (p=.009), x2/sd=1.219; NFI= .896; TLI= .976; IFI= .980; RMSEA= .040; GFI= .851; RMR= .062) iyi uyuma işaret ettiği görülmüştür. İç tutarlık katsayıları, alt boyutlardan planlı-ekonomik zaman kullanımı .899; geçmiş ve gelecek zaman baskısı .918; pasif zaman kullanımı .948; azim-ısrar .870 ve ölçeğin geneli için .884 olarak hesaplanmıştır. Bu bulgular Zaman Kullanma Stilleri Ölçeği Türkçe Sürümünün araştırmalarda ve eğitimciler için güvenle kullanabilecek bir ölçme aracı olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler zaman, zaman kullanma stilleri, ölçek uyarlama, öğretmen, öğretmen adayı
Bu araştırmanın amacı, yabancı dil örenen üniversite dil hazırlık sınıfı öğrencilerinin yaşamış oldukları öğrenimsel zorlukları belirlemektedir. Araştırma, tarama modelinde yürütülen betimsel ve nicel bir çalışma özelliği taşıımaktadır. Kırgız-Türk Manas Üniversitesi yabancı dil hazırlık sınıflarında dil eğitimi alan 495 öğrenci araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, “Kişisel Bilgi Formu” ve “Yabancı Dil Öğrenme Zorlukları Ölçeği (YDÖZÖ)” ile toplanmıştır. YDÖZÖ, 5 faktör altında toplanmış 29 maddelik beşli likert tipi bir ölçektir. Ölçeğin KMO değeri 0,937; Bartlett Testi değerlerinin x2=5707,914; sd=406; p<0,001; Cronbach alpha güvenirlik katsayısı ise 0,923’tür. Veriler üzerinde aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, Anova, Tukey ve korelasyon testi analizleri yapılmıştır. Fark ve ilişki testlerinin yorumlanmasında p<,05 düzeyi anlamlılık için yeterli kabul edilmiştir. Araştırma sonunda öğrencilerin en fazla farklılıklara uyum sağlama faktöründeki zorlukları yaşadıkları; cinsiyet, anadil, bilinen dil sayısı, ülkelerinde konuşulan dil sayısı, ailenin Kırgızistan’da yaşıyor olma durumu ve örenim görülecek bölümün niteliği değişkenlerine göre bazı faktörlerdeki zorlukların yaşanma düzeylerinin anlamlı düzeyde farklılaştığı belirleniştir.
Bu araştırma Uluslararası Yarı Kurak Tropik Bölge Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden (ICRISAT) temin edilen kum darısı (Panicum miliaceum L.) türüne ait 11 genotipin Çukurova koşullarındaki performanslarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Kum darısı genotipleri sıra arası 70 cm sıra üzeri 10 cm olacak şekilde 5 m uzunluğundaki sıralara birer sıra halinde ekilmiştir.Araştırmada kum darısı genotiplerinde; % 50 çiçeklenmeye erişme süresi, bitki boyu (cm), kardeş sayısı /bitki , yaprak sayısı/ana sap, kuru ot verimi/bitki, yaprak oranı (%), kuru maddede ham protein oranı (%), ADF oranı (%), NDF oranı (%) , fosfor oranı (%), kalsiyum oranı (%), magnezyum oranı (%) ve potasyum oranı (%) incelenmiştir.İncelenen kum darısı genotiplerinde % 50 çiçeklenmeye erişme süresinin 36-60 gün, bitki boyunun 72,2-142,8 cm, bitki başına kardeş sayısının 5,4-42,2 adet, ana sapta yaprak sayısının +Zeyni DAĞTEKİN’in Yüksek Lisans Tez çalışmasından üretilmiştir7,2-16 adet, yeşil ot veriminin 112,2-790,2 gr, kuru ot veriminin 28,6-165,9 gr, yaprak oranın , %19,7-51,9, ham protein oranının 16,3-20,5, ADF oranının % %28,7-36,3, NDF oranının % %60-70,6, P oranının % 0,373-0,434, Ca oranının %0,58-0,824, Mg oranının % 0,270-0,393 ve K oranının %3.174-3.964 arasında değiştiği saptanmıştır.
Bu çalışmanın amacı, Müslüman Türk tarihi birikiminden yola çıkarak modern Türk toplumunda gelişim gösteren sivil toplum kuruluşlarının, yaşamın her alanında daha işlevsel hâle gelebilmesi için gerekli olan tarihî ve kültürel dokuya uygun bir sivil toplum kültürünün ve sivil toplum kuruluşu yapılarının oluşmasına zihinsel açıdan ve değer temelleri açısından katkı sunmaktır. Bu amaçla, tarihî mirasımızda var olan ve bilim insanlarının hemen hepsinin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamda etkin bir yapıya sahip olduğu kabul edilen Ahilik müessesesinin, bir sivil toplum kuruluşu olarak yapılarına ilişkin tespitler yapılmaya çalışılmıştır. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden “doküman analizi” tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda, yapılan incelemeler sonunda şu tespitlerin öne çıktığı söylenebilir: (1) Ahilik, başta Anadolu olmak üzere ülke coğrafyasında meydana gelen dinî ve siyasi olaylar ile savaş, göç, toplumsal bunalımlar gibi kriz dönemlerinde duyulan toplumsal ihtiyaçların doğal bir sonucu olarak çıkmıştır. (2) Modern sivil toplum kuruluşlarının yaşamış olduğu maddiyat ve insan kaynağı problemlerini kendi iç dinamikleri yoluyla aşabilmiştir. (3) Ekonomik ve insan kaynağını yetiştirme konusundaki başarısı, bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olma vasfını güçlendirmiştir. Bu ve benzeri tespitler, alanyazın eşliğinde tartışılmış ve günümüz Müslüman Türk toplumundaki sivil toplum yapılanmaları ve çalışmalarına ilişkin öneriler sunulmaya çalışılmıştır.
Bu çalışmanın amacı, okul öncesi eğitim dönemindeki çocukların sorumlu davranma düzeylerini belirlemek üzere kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmektir. Araştırmanın çalışma grubunu, okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan 271 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma, nicel özellik taşıyan bir ölçek geliştirme çalışmasıdır. Araştırmanın verileri, “Sorumlu Davranışlar Taslak Ölçeği (SDTÖ)” ile toplanmıştır. Toplanan veriler üzerinde yapılan geçerlik ve güvenirlik analizleri, tek faktör altında toplanmış 44 maddeyi içeren bir ölçek yapısını göstermiştir. SDÖ’nün KMO değeri ,935; Bartlett testi değerlerinin ise x2: 3732,870; sd: 465 ve p<0,001 olduğu belirlenmiştir. Ölçekteki maddeler genel varyansın % 49,09’unu açıklamaktadır. Madde-toplam korelasyonu katsayıları tüm maddeler için p<,001 düzeyinde anlamlıdır. SDÖ’nin güvenirlik katsayısı olarak Cronbach alpha katsayısının 0,975; tüm maddelerin iki farklı zamanda uygulanmalarından elde edilen puanlar arasında anlamlı bir farklılaşmanın olmadığı; başka bir ifade ile tutarlı ve kararlı ölçümler yapabildiği belirlenmiştir. Buna göre SDÖ’nün, okul öncesi dönem çocuklarının sorumlu davranma düzeylerini belirlemek amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir.
Bu araştırmanın amacı, yabancı dil öğrenmede üniversite öğrencilerinin yaşadıkları öğrenimsel zorlukları belirlemede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmektir. Araştırma nicel ve betimsel bir çalışma özelliği taşımaktadır. Araştırmanın örneklemi, Kırgız-Türk Manas Üniversitesi Yabancı Dil Hazırlık Eğitimi alan 495 öğrenciyi kapsamaktadır. Veriler 36 maddeyi içeren taslak ölçek formu ile toplanmıştır. Araştırma sonunda 5 faktör altında toplanmış 29 maddeyi içeren beşli likert tipi bir ölçek geliştirilmiştir. Ölçeğe “Yabancı Dil Öğrenme Zorlukları Ölçeği (YDÖZÖ) adı verilmiştir. Ölçeğin KMO değeri 0,937; Bartlett Testi değerlerinin x2=5707,914; sd=46; p<0,001’dir. Ölçeğin geçerlik özelliği açımlayıcı faktör analizi ve ayırt edicilik analizi ile incelenmiştir. Ölçek maddelerinin faktör yükleri 0,45 ve üzerindedir. Açıklanan toplam varyans miktarı ise %54,821’dir. Madde toplam korelasyonu katsayıları p<,001 düzeyinde anlamlıdır. Ölçeğin güvenirlik incelemesi kapsamında ise tutarlık ve kararlılık özelliği incelenmiştir. Ölçeğin Cronbach alpha güvenirlik katsayısı 0,923 olarak belirlenmiştir. Kararlılık analizi ise iki ölçüm arasındaki ilişki incelenerek test edilmiştir. Analiz sonunda her bir madde ve faktörlere ilişkin kararlılık katsayılarının p<,001 düzeyinde anlamlı olduğu belirlenmiştir.
Çok dilli ve çok kültürlü eğitim ortamları, özellikle 20. yüzyılın sonlarından itibaren eğitim bilimleri alanındaki bilim insanlarının gündemini sıklıkla meşgul etmeye başlamıştır. Araştırmanın amacı, farklı anadillerine sahip öğ- rencilerin bulunduğu eğitim ortamlarında, kendi anadillerinde ve farklı anadilinde ders dinleyen öğrencilerin, okul başarılarını artırmak üzere öğretim elemanlarından beklentilerini belirlemektir. Böylelikle, çok dilli ve çok kültürlü ortamlarda verilen eğitimin daha verimli hale gelebilmesi için tespitlerde bulunulması amaçlanmıştır. Araştırma, tarama modelinde yürütülen nitel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubunu, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nin (KTMÜ) farklı bölümlerinde öğrenim gören 28’i kız, 25’i erkek olmak üzere 53 öğrenci oluşturmaktadır. KTMÜ’nde eğitim dili Türkiye Türkçesi ve Kırgız Türkçesi’dir. Araştırmanın verileri, yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Öğrencilerden okul başarılarını artırmak üzere Türkiye Türkçesi ve Kırgız Türkçesi dillerinde ders işleyen öğretim elemanlarından beklentilerini yazmaları istenmiştir. Toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma sonunda kısaca şu sonuçlara ulaşılmıştır: (1) Öğrenci beklentileri 8 temada toplanmıştır. (2) Anadili dışında ders dinleyen öğrencilerin beklentileri daha fazladır. (3) Öğrencilerin en çok beklentisi dil kullanımı ve öğretim yöntemleri; en az beklentileri ise alan bilgisi ve genel kültür temalarında yoğunlaşmıştır. (4) Ölçme değerlendirme, materyal kullanımı ve öğretmen-öğrenci ilişkisi temalarında beklentiler orta düzeyde yoğunlaşmıştır. Bu tespitler, alanyazında var olan Türkiye ve dünyada yapılan çalışmalar eşliğinde tartışılarak çözüm olabilecek yollar belirlenmeye çalışılmış, önerilerde bulunulmuştur.
Bu araştırmanın amacı, resmi ve özel ortaokul müdürlerinin yetenek yönetimini uygulama beceri düzeyleri belirlemek ve ortaokul müdürlerinin yetenek yönetimini uygulama beceri düzeyleri,öğretmen ve okul yöneticilerinin cinsiyet, yaş, branş, okuldaki görev unvanı, mesleki kıdem, görev yaptıkları okuldaki çalışma süresi, öğrenim durumu ve görev yaptıkları okulun türü değişkenleri açısından farklılaşma olup olmadığını ortaya koymaktır. Bu çalışma tarama modelinde tasarlanan, nicel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı betimsel bir araştırmadır. 2017/2018 Eğitim-Öğretim yılında Denizli ilinde bulunan resmi ortaokullarda görev yapan 684, özel ortaokullarda görev yapan 170 olmak üzere toplam 854 öğretmen ve okul yöneticisi araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi "Katmanlı", "Uygun"ve"Tesadüfi" örneklem yöntemleri bir arada kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmanın verileri, araştırmacı tarafından hazırlanan "Kişisel Bilgi Formu" ve Yerlikaya (2017) tarafından geliştirilen "Eğitimde Yetenek Yönetimi Ölçeği" kullanılarak toplanmıştır. Katılımcıların ortaokul müdürlerinin yetenek yönetimi beceri düzeylerine ilişkin değerlendirmeleri ölçeklerden elde edilen puanların aritmetik ortalaması (AO) ve standart sapması (S) hesaplanarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın bağımsız değişkenlerine göre farklılaşma durumları bağımsız örneklem t testi ve tek yönlü ANOVA testi ile analiz edilmiştir. Gruplar arasında anlamlı bir farklılaşma olduğunda, farklılaşmanın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için Scheffe testi kullanılmıştır. İstatistiksel çözümlemelerdeki anlamlılık düzeyi p<,05 olarak kabul edilmiştir. Araştırmanın sonunda, ortaokul müdürleri yetenek yönetimi becerilerini iyi düzeyde uyguladıkları; öğretmenlerin yaş, branş, mesleki kıdem, okuldaki çalışma süresi ve okul türü değişkenine göre ortaokul müdürlerinin yetenek yönetimi becerilerini değerlendirmelerinin farklılaşmadığı; cinsiyet ve görev unvanını değişkenine göre ortaokul müdürlerinin yetenek yönetimi becerilerini değerlendirmelerinin farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çalışmanın amacı İstanbul ili Bahçelievler ilçesindeki park ve yeşil alanların nitelik ve nicelik yönünden,kullanıcı memnuniyetine dayalı anket çalışmasını kullanarak, tarama modeli, mülakat vegözlem yöntemleriyle değerlendirmelerde bulunmaktır. Ayrıca dünyanın farklı bölgelerindeki ve ülkemizdekişehirler ile Bahçelievler ilçesindeki kişi başına düşen yeşil alan miktarlarını karşılaştırıpçıkarımlarda bulunulmuştur. Örneklemleri çalışma alanı içerisinden seçilen 15 adet park ve anketsırasında parkta bulunan rastgele örneklem yöntemi ile seçilmiş 473 kişi oluşturmaktadır. Anketinörnekleme uygulanması sonucunda bulunan veriler IBM SPSS 23.0 (Statistical Package for SocialSciences) programına girilerek değerlendirmeye alınmıştır. Katılımcıların park ve yeşil alan kullanımınıölçmeye yönelik betimsel istatistikler sunulmuş, devamında kikaretesti ile demografik özellikleregöre park kullanım alışkanlıkları arasındaki farklılıklar belirlenmiştir. Parklardan duyulan genelmemnuniyet düzeyi ve demografik özelliklere yönelik çarpık dağılım gözetilerek uygun olan KruskalWallis H testi ve MannWhitneyU testleri ile değişiklikler irdelenmiştir. Çalışmanın sonuç kısmındakentlerin vazgeçilmez bir parçası olan rekreasyonel alanların nitelik ve nicelik yönünden değerlendirmesiyapılarak önemi ortaya konulmuş ve bazı öneriler getirilmiştir.
Araştırmanın temel amacı, okul öncesi öğretmenlerinin sorumluluk eğitimi uygulamalarına yer verme sıklıklarını belirlemede kullanılmak üzere geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmektir. Araştırma tarama modelinde yürütülen betimsel ve nicel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubu Nevşehir ili okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan 195 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, Sorumluluk Eğitimi Uygulamaları Taslak Ölçeği ile toplanmıştır. Oluşturulan taslak ölçeğin geçerlik özelliği açımlayıcı faktör analizi ve madde-toplam korelasyonları; güvenirlik analizi ise iç tutarlılık ve kararlılık katsayılarının incelenmesi ile test edilmiştir. Yapılan geçerlik analizi sonunda 4 faktör altında toplanmış 28 maddeden oluşan ve Sorumluluk Eğitimi Uygulamaları Ölçeği (SEUÖ) adı verilen bir ölçek geliştirilmiştir. SEUÖ’nin KMO değeri .83 olarak belirlenmiştir. Ölçekteki maddeler genel varyansın %43,49’unu açıklamaktadır. Ölçeğin genelinin Cronbach Alpha katsayısı .87’dir. Maddelerin kararlılık katsayıları da p<,001 düzeyinde anlamlıdır. Buna göre SEUÖ’nün, okul öncesi öğretmenlerinin sorumluluk eğitimine yönelik uygulamalarının sıklığını belirlemek amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir.
“Sivilleşme” kavramı, özellikle son elli yıl içerisindeen dünyada en çok tartışılan kavramlardanbiridir. Sivilleşme, demokratik kültürün bir yansımasıdır. Bu araştırma, öğretmen adaylarınınsivilleşme kavramının anlam ve işlevine ilişkin algılarını belirlemek üzere geçerli ve güvenilir birölçek geliştirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma tarama modelinde yürütülen betimsel ve nicel birçalışmadır. Araştırmanın çalışma grubunu, eğitim fakültesinde öğrenim gören 498 öğretmen adayıoluşturmaktadır. Oluşturulan taslak ölçeğin geçerlik analizi açımlayıcı faktör analizi ve madde-toplamkorelasyonlarının; güvenirlik analizi ise içtutarlılık ve kararlılık katsayılarının incelenmesi ile testedilmiştir. Araştırma sonunda Sivilleşme Algısı Algısı Ölçeği’nin (SAÖ) 3 faktör altında toplanmış34 maddeden oluştuğu belirlenmiştir. Ölçeğin KMO değeri 0,942; Bartlett Testi değerlerix2=6797,770; sd=561; p<0,000’dır. Ölçek kapsamına alınan maddeler, toplam varyansın%47,910’unu açıklamaktadır. Ölçeğin her bir maddesi ile madde-toplam puanlar arasındakidüzeltilmiş korelasyon değerleri anlamlıdır (p<,001). Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı olarakhesaplanan ölçeğin iç tutarlılık katsayısı 0,922’dir. STKAÖ’ndeki maddelerin yest-tekrar test yöntemiile hesaplanana kararlılık katsayıları pozitif ve anlamlıdır (p<,001). Buna göre ölçeğin, bireylerinsivilleşme algılarını ölçmek için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir.Anahtar Kelimeler: Sivilleşme, algı, öğretmen adayı, ölçek geliştirme.
Bu çalışmanın amacı, her yönüyle üstün niteliklere sahip bireylerin yetiştirilmesinde başarılı birmodeli ortaya koyan, tarihî süreci içerisinde faaliyetleri ve ürünleri ile bunu ispat etmiş olanAhilik Teşkilatı’nın uygulamaları yardımıyla oluşturduğu değerler eğitimi modelininçerçevesini çizerek; günümüz şartlarına uyarlanmış, Türk toplumuna özgü bir değerler eğitimimodelinin kurgulanmasına katkı sunmaktır. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden “dokümananalizi” tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, Ahilik konusu ile ilgilialanyazında yer alan bilimsel nitelikli eserler, tezler, araştırma raporları, sempozyum ve kongrebildirileri türündeki çalışmalar, araştırmanın amaçları doğrultusunda incelenerek analizedilmiştir. Bu bağlamda öncelikle, Ahilik Teşkilatı’nın yansıttığı değerler eğitimi modeli, bireğitim modeli bileşenleri bakımından ortaya konulmuştur. Çalışma neticesinde ulaşılan sonuçlarşu şekilde özetlenebilir: Ahilik sisteminde uygulanan eğitim, belirli bir noktada tamamlanan biranlayış yerine, modern eğitim sistemlerinde hayat boyu öğrenme olarak bilinen yaklaşımabenzer şekilde, ömür boyu süren bir faaliyet olarak icra edilmiştir. Ahilik Teşkilatı; insanı, enyüce ve benzersiz bir varlık olarak kabul edip, yalnızca mesleki bilgi boyutunu önceleyentekdüze bir eğitim anlayışını yeterli görmemiş; ahlaki, dinî ve toplumsal bilgileri dekazandırmayı amaçlayan çok boyutlu bir eğitim modelini uygulamıştır. Ahilik Teşkilatı’nın,bireylerin eğitiminde, günümüz değerler eğitimi yaklaşımlarına benzerlik gösteren, gözlem vemodel alma yoluyla öğrenme, sohbet ile eğitim, örnek olma ve soru cevap tekniği gibiyöntemleri etkili biçimde kullanarak, değerlerin muhatapları tarafından benimsenip davranışadönüştürülmesi sürecini başarıyla uyguladığı araştırma sonucunda görülmüştür. Bu tespitlerışığında, günümüz değer eğitimi uygulamalarına dönük olarak önerilerde bulunulmuştur.
Yirminci yüzyıldan itibaren yaşanan siyasal, sosyal, kültürel veekonomik gelişmeler ülkeleri bir taraftan vatandaşlarına yabancı dilöğretmeye diğer taraftan da kendi dillerini yabancı insanlara öğretmeyedönük politika ve uygulamalar geliştirmeye zorlamaktadır. Bu çerçevedeTürkiye’de özellikle son yıllarda, Türkçeyi yabancılara öğretebilmekonusunda önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bu araştırmanın amacı,Türkçeyi yabancı bir dil olarak öğrenen öğrencilerin öğrenmeuygulamalarını belirlemede kullanılacak bir ölçek geliştirmektir.Böylelikle, öğrencilerin yabancı dil olarak Türkçeyi öğrenirken yaptıklarıöğrenme uygulamaları ile ilgili eksikleri ve alınabilecek önlemleribelirlemede kullanılacak geçerli ve güvenilir bir veri toplama aracınıilgililerin kullanımına sunmak amaçlanmıştır. Araştırma nicel vebetimsel özellik taşıyan bir ölçek geliştirme çalışmasıdır. Araştırmanınörneklemini, Kırgız-Türk Manas Üniversitesi’nde (KTMÜ) Türkçe dilhazırlık eğitimi alan 653 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri,42 maddelik taslak ölçekle toplanmıştır. Toplanan veriler üzerindengeçerlik güvenirlik analizleri yapılmıştır. Geçerlik çalışmasında açımlayıcıfaktör analizi ve ayırt edicilik analizleri yapılmıştır. Güvenirlik analizleriiçin ise iç tutarlılık ve kararlılık özellikleri incelenmiştir. Yapılan analizlersonunda; 6 faktör altında toplanmış 30 maddelik “Yabancı Dil ÖğrenmeUygulamaları Ölçeği (YDÖUÖ)” geliştirilmiştir. YDÖUÖ’nün KMO değeri0,881; Bartlett Testi değerleri x 2 =3949,698; sd=435; p<0,000’dır.Ölçekteki maddeler toplam varyansın %49,65’ini açıklamaktadır. ÖlçeğinCronbach alpha güvenirlik katsayısı 0,880’dir. Buna göre YDÖUÖ’nün,öğrencilerin Türkçeyi yabancı bir dil olarak öğrenirken yaptıkları uygulamaların nitelik ve yeterliğini belirlemede kullanılabilecek geçerli vegüvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir.

/ 3
2 / 3