Datça Yarımadası Güneybatı Anadolu'da Kerme Körfezinin güneyinde yer alan dar uzun yapıda bir yarımadadır. Geniş verimli orman alanlarına sahip olmamasına karşın bitki örtüsü çeşitliliği açısından oldukça zengindir. Bu çalışmada, S3 örnek alanda yaptığımız vejetasyon alımları değerlendirilmiş ve ortaya çıkan bitki toplumlarının özellikleri incelenmiştir.

Atık kâğıtlar, kâğıt ve kartonların kullanma amaçlarına göre sarf edildikten sonra atılan ve ayrıca kâğıt ve karton işleyen basımevleri, kutu fabrikaları vb. yerlerden çıkan döküntülerin tümü için kullanılmaktadır ve atık kâğıtlar, ormanların korunması, çevre kirlenmesi ve ekonomi açısından toplumu ilgilendirmektedir. Atık kâğıtlardan yazı ve basım kâğıdı yapmaya uygun beyaz selüloz hamuru elde edebilmek için mürekkebin uzaklaştırılması gerekmektedir. Araştırmada deterjan, sodyum hidroksit, sodyum karbonat ve sodyum karbonat + sodyum peroksit kullanılmıştır. Elde edilen geri kazanılmış lifler üzerinde beyazlık ölçmeleri ile çeşitli fiziksel testler uygulanmıştır.

Baskının kaliteli olması için, seçilen kuşe harmanları baz kâğıda uygulanmaktadır. Kuşeli kâğıtlarda, iyi özelliklerin yanısıra kâğıdın kıvrılması gibi bir problemle karşılaşılmaktadır ve bu genel bir problemdir. Kıvrılmayı en aza indirmek için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada da etikettik kâğıtlardaki kıvrılmayı en aza indirmek için bazı denemeler yapılmıştır. Denemelerde kuşe harmanı ile baz kâğıt ilişkisi ele alınmıştır.

Makalede ormancılık sektörünün bir sistem olarak aksadığı noktalar ve bunların temelini oluşturan tarihsel ve güncel nedenler incelenmekte, örnekler verilerek eleştiriye tabi tutulmaktadır. Bu sektörün koşullarını etkileyen öteki sektörlerdeki politikalar ve uygulamalar değerlendirilmektedir. Ormancılık sektörünün ülke kalkınma hedef ve stratejisi ile uyumunun sağlanması üzerinde durulmakta, bu yolda kullanılabilecek teknik, ekonomik, örgütsel ve eğitsel yenilikler belirtilmektedir. Bu bağlamda kararların makroekonomik değişkenlerle ilişkiye getirilmesi, orman işletmelerinin amaçlandırılması, işletmelere bağımsızlık verilmesi, başarı düzeylerinin saptanması, matematiksel programlamaya dayalı amenajman planları yapılması... vb. konularda öneriler sergilenmektedir.

Sürekli rejimde iki boyutlu reaktif türbülanslı akışlara ait matematik bir yanma odası modeli geliştirilmiştir. Değişken hız ve sıcaklık alanlarında aynı anda gerçekleşen bir dizi olayın bir sonucu olarak ortaya çıkan yanma işleminin karmaşık yapısı üç alt modelin toplamı şeklinde düşünülmüştür. Alt modelleri sırasıyla hidrodinamik akış, yanma ve ışınım modelleri oluşturmaktadır. Hidrodinamik akış modeli özellikle t lirbulansın etkilediği konvektif ve difüzif akışkan hareketlerini, yanma modeli kimyasal reaksiyonları ve ışınım modeli ışınımla olan ısı geçişini kapsamaktadır. Alt modeller benzer kısmi diferansiyel denklemler ile ifade edilebilmektedir. Bu nedenle sayısal çözümde ortak bir algoritma kullanılmıştır. Alt modellerin performansları gerek sunulan çalışma kapsamında gerçekleştirilen bir dizi deneye ait bulgularla, gerekse literatürden alman verilerle karşılaştırılarak ayrı ayrı irdelenmiştir. Yanma odası modelinin çözüm stratejisini alt modeller arasında gerçekleştirilen bir "süper-iterasyon" işlemi oluşturmaktadır. Yanma odası modeli reaktör içindeki akım fonksiyonu, hız, sıcaklık ve aralarında bazı radikallerin de bulunduğu yanma ürünlerinin dağılımlarını verebilmektedir. Modelin sonuçları IFRF'in M-2 deney serisinden olan 29 no.lu difüzyon alevine ait bulgularla ve sunulan çalışma kapsamında gerçekleştirilen deneysel çalışmaya ait verilerle karşılaştırılmıştir. Bu amaçla tasarlanan küçük ölçekli, ön karışımlı bir reaktörde sıcaklık ve birtakım kararlı yanma ürünlerin derişiklikleri ölçülmüştür. Yapılan karşılaştırmalar sonucu geliştirilen yanma odası modelinin gerçekçi sonuçlar verdiği belirlenmiştir.

-

-

-

Kuruya ayrılan ineklerde mastitislerden korunmak ve laktasyonun sonunda subklirük mastitis belirlenen meme bölümlerinin tedavisi amacıyla uygulanan meme içi antibiyotik infüzyonlarının etkinliğini araştırmak üzere yapılan bu çalışmada materyal olarak toplam 36 baş İsviçre Esmeri inek kullanıldı. Antibiyotik olarak, yavaş salınan bir baz içinde hazırlanmış Sefaleksin(250 mg) ve Neomisin sülfat (250 mg) kombinasyonu kullanıldı. CMT (Kaliforniya Mastitis Testi), SHS (Hücre sayımları) ve mikrobiyolojik kontrollarla belirlenen 38 adet subklinik mastitisli ve 34 adet sağlıklı meme bölümünden, karşılıklı olarak, bir kısmında sağ ,diğer kısmında sol yarımdaki meme bölümleri ilaçlanırken, karşı yanındakiler kontrol olarak bırakıldılar. Süt örnekleri, uygulama öncesinde ve doğumu izleyen 3., 7. ve 30. günlerde toplanarak mikrobiyolojik yoklamalar ve SHS yapıldı.Genel olarak, ilaç uygulanan memelerde tedavi olma ve korunma oranı laktasyonun üçüncü gününde % 83.3, yedinci gününde % 69.4 ve otuzuncu gününde % 58.3 olarak bulunurken, kontrol bırakılan memelerde korunma oranları, üçüncü günde % 44.3, yedinci günde % 49.8 ve otuzuncu günde % 44.3 olarak belirlendi.Sonuç olarak, kuru döneme geçerken uygulanan antibiyotik kombinasyonunun, subklinik mastitislerin sağırımı yönünden başarılı olduğu ancak yeni enfeksiyonlara karşı yeterli korunmayı sağlayamadığı kanısına varıldı.

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-