586.456 sonuç

Tarama Sonuç Kümeleri
Tümünü Listeye Ekle
Ekzosiklik dienler; 2,3-bis(metüen)benzonorbornen (5), 2,3-bis(metilen)-7-okzabenzonorbornen(9) ve 2,3-bis(metilen)benzobaralen (13) sentezlendi. Bu dienlerden 5 ve 9 un sentezi l,4-metano-l,4-dihidro naftalin(91) ve 1,4-epoksi-l,4-dihidronaftalin (107) den çıkarak ve onların metoksikarbonillenmesinden elde edilen diesterler dimetil-l,4-metano-l,2,3,4-tetrahidronaftalin-exo-cis-2,3-dikarboksilat ve dimetil- 1,4-epoksi -1,2,3,4-tetrahidronaftalin-exo-cis-2,3-dikarboksilatın oluşumu ile devam eden ve tarafımızdan geliştirilen.yeni bir yolla dört kademede gerçekleştirildi. Dienler 5 ve 9 un singlet oksijenle reaksiyonundan ilk olarak ve tek kademede epoksi-peroksit yapısındaki beklenmedik ürünler olan 1,2,3,4,4a,9,9a,10-oktahidro-9,10-exo-metano-4a,9a-exo-epoksi-2,3-diokzaantrasen (97) ve 1,2,3,4, 4a,9,9a,10-oktahidro-9,10,4a,9a-exo-diepoksi-2,3-diokza antrasen (116) elde edildi ve oluşum mekanizmaları tartışıldı.Bir dienin singlet oksijenle reaksiyonundan epoksi-peroksit oluşumu literatürde bilinen bir reaksiyon değildir ve bu gözlem yenidir. 97 nin X-ray incelemesinden metano ve epoksit köprülerinin aynı yönde olduğu belirlendi. 9.7 nin kobalt(ıı) tetrafenilporfirin (CoTPP) ile reaksiyonundan 1,2,3,4-tetrahidro-2-formil-3-hidroksimetil-1,4-exo-metano-2,3-exo-epoksi naftalin (105) ve onun da yükseltgenmesinden 1,2,3,4-tetrahidro-l,4-exo-metano-2,3-exo-epoksi-2,3-diformilnaftalin (106) elde edildi. Dien 13 ün sentezi literatürde belirtildiği şekilde yapıldı ve singlet oksijenle reaksiyonundan ekzosiklik dienlerden beklenen bir ürün olan 1,2,3,4,9,10-hekzahidro-9,10-eteno-2,3-diokzaantrasen (14) elde edildi.14 ün CoTPP ile düzenlenmesinden de yine beklenen bir ürün olan l,4-eteno-1,2,3,4-tetrahidronafto[b] furan (15) elde edildi.
Solar fotoorganik kimyasal uygulama çalışmalarına yönelik olarak organik fotosensitizörler sentezlenmiştir. Sentezlenen fluoresein metil esteri ve 9,10-diarilantrasen türevlerinde .moleküler asimetrinin kiral özellikleri nmr spektroskopisinde izlenebilmiştir. On adet türevi sentezlenen azlaktonlarda ise çözelti fazında instabilite UV ve emisyon spektrumlarmda izlenmiştir. Literatürde verilen fluoresans kuantum verimlerinin hatalı olduğu belirlenerek gerçek değerler saptanmıştır. Bu bileşiklerin yeterli fotokararlılıkta olmamaları nedeni ile perilen N,N'-diaril diimidler sentezlenmiştir. Sentezlenen altı adet perilen diimid pigmentlerinin olağanüstü termal (350° C üstünde) ve fotokararhlıkları solar fotoorganik kimyasal uygulamalar için en uygun yapılarda olduğunu göstermiştir. Perilen diimid türevlerinin emisyon spektrumlarmdan hesaplanan fluoresans kuantum verimleri, bazı türevlerde triplet enerji düzeylerine geçişin oluştuğunu ve bu türevlerde sensitize fotokimyasal reaksiyonların yapılabileceğini ortaya koymaktadır. Singlet oksijen fotoreaksiyonlann $alpha$ -naftil, p-anisil ve asetil türevli olanlarda yüksek verimle olabileceği anlaşılmıştır. Doğal kolofamn solar radyasyonla dehidrokolofana dönüşümü, endüstriyel kimyasal uygulamalara ilginç bir örnek oluşturmuştur. 250-300° C deki termal endüstriyel proses yerine, dekarboksilasyon yan reaksiyonunun oluşmadığı oda sıcaklığı fotoreaksiyonu solar fotoorganik kimyanın endüstriyel kimyadaki önemini açıklamaktadır. Kolofamn abietik asit bileşeninden çıkılarak hesaplanan sensitize fotokimyasal reaksiyonunun kuantum verimi, 5.5-9.6, verilen mekanizmanın doğruluğunu ortaya koymaktadır. Elektron transfer mekanizması ile benzofenon keti! radikali tekrar benzofenona dönüşerek fotoreaksiyonu katalizlemektedir.
Araştırma alanı olan Ahır, Öksüz ve Berit Dağlan Kahramanmaraş, Binboğa dağı kısmen Kahramanmaraş ve kısmen d e Kayseri il sınırları içerisinde yer alır. Alandan tür ve tür altı seviyesinde 967 takson tespit edilmiştir. Bu taksonlardan üç tanesi (Polygonum ekimianum Leblebici, Duman & Aytaç, Astragalus akmanii Aytaç & Duman, Silene caryophylloid.es (Poiret) Otth subsp. binbogaense Duman & Vural) bilim dünyası için yenidir. 197 takson B6 ve C6 kareleri için yenidir. Alanın vejetasyonu Braun-Blanquet metoduna göre çalışılmıştır. Sonuçta l ordo, 4 alyans ve 13 bitki birliği tanımlanmış ve sınıflandırılmıştır. Bu sintaksonların tamamı bilim dünyası için yenidir. Birlikler ve bağlı oldukları üst kategoriler aşağıdaki gibidir: YÜKSEK DAĞ STEBİNE AİT BİRİMLER ASTRAGALO-MICROCEPHALI-BROMETALIA TOMENTELLI Quezel1973 ASTRAGALO LAMARCKII-GUNDELIETALIA TOURNEFORTII Duman ASTRAGALO LAMARCKII-GUNDELION TOURNEFORTII Duman 1.Astragalolamarckii-GundelietumtournefortiiDuman 2. Phlomidocapitatae-BromeîumtomentelliDuman helleboreîosumvesicariiDuman tanacetosumdensiiDuman campanuletosum glomerataeDuman 3.Hypericokotschyani-AstragaletumakardaghiciDuman 4.Jurineoramulosae-ElymetumhispidiDuman CREPIDO ARMENAE-ONOBRYCHIDION CORNUTAE Duman 5. Crepidoarmenae-OnobrychidetumcornutaeDuman 6. Cousinioeriocephalae-OnobrychidetumcornutaeDuman 7. Achilleokotschyi-AstragaleiummicrocephaliDuman 8.Minuartiodianthifoliae-FestucetumpinifoliaeDuman ASTRAGALO CONDENSATI-ASPHODELINION GLOBIFERAE Duman 9.As-tragalocondensati-AsphodelinetumglobiferaeDuman ConvolvuletosumaşsyriciDuman ElymetosumhispidiDuman 10.Achilleocucullatea-ThymetumsipyleiDuman FERULAGINI BLANCHEANAE-PRANGION PABULARIAE Duman 11.Ferulaginiblancheanae-PrangetumpabulariaeDuman 12. Buniobrachyactinis-CentranthetumlongifloriDuman KAYA VEJETASYONUNA AİT BİRİM 13. Scrophulariorimari-AchilleetumgoniocephalaeDuman
Bu araştırmada Türkiye'nin Boraginaceae (Hodongiller) familyasına ait Alkanna (Hava-civa otu) cinsinin morfolojik özelliklerine dayalı revizyon çalışması verilmiştir. 1978 yılında Huber-Morath tarafından yapılan çalışmadan bu yana ayrıntılı bir araştırma yapılmayan Alkanna cinsinin sistematiği değişik yerli ve yabancı botanikçilerce toplanmış örneklerle tarafımdan yapılan arazi gezilerinde toplanan örneklerin incelenmesi ile tekrar ele alınmıştır. Çalışmada türlerin yeni tanımları, yeni teşhis anahtarı ve şekilleri verilmiştir. Çalışma sonunda Türkiye1 de yetişen 31 Alkanna türüne 4 yeni Alkanna türü (A. duhıanii H. Sümbül, A. milliana H. Sümbül, A. silifkensis H. Sümbül, A. antalyensis H. Sümbül) daha ilave edilmiştir. Ayrıca daha önce tarafımdan A. angustifolia olarak yayınlanan tür yine tarafımdan A. verecunda türünün sinonimi haline getirilmiştir.
Elazığ çevresinde geniş yayılım gösteren ve Karabakır Formasyonu olarak tanımlanan genç volkanitlerde yapılan arazi ve laboratuar çalışmaları ; sonucunda, birim; volkanoklastitler, lav akıntıları ve jölsel kireçtaşları şeklinde haritalanmıştır. Petrografik ve jeokimyasal çalışmalar sonucunda, volkanoklastitlerin epiklastit ve piroklastitlerden meydana geldiği, lav akıntılarının ise esas olarak değişik bileşimli andezitler ile dasit ve bazaltlardan oluştuğu belirlenmiştir. Lav akıntılarında yapılan jeokimyasal çalışmalar sonucunda volkanitlerin, Doğu Anadolu Bölgesinde oluşan kabuk kalınlaşmasına bağlı olarak, manto-kabuk geçişinde ve kabuğun kısmi ergimesi ile oluşmuş magmanın farklılaşması ile meydana geldikleri belirlenmiştir.
Bu çalışmada, Göksu Vadisi'nden Uludağ'a kadar olan Batı ve Güney Anadolunun yüksek dağ vejetasyonu çalışılmıştır. Çalışmada daha önce belirtilmiş olan birliklere ilaveten, birçok yeni birlik ve bitki gurubu tanımlanmıştır. Bölge çok değişik vejetasyon tiplerine aittir. Bunlardan kaya vejetasyon Aspetinletea trichomanis sınıfı bünyesinde toplanmaktadır. Sınıf Uludağ ve Şaphane dağlarında Poteutilla speciosa ordosu ve Aubretion olympiacae alyansı. Batı ve Güney Anadolu'da Silcnetalia adontopetale ve Campanulion davisii alyansı ile temsil edilmektedir. Hareketli kaya vejetasyonu Violetatia(ea) farmosae ordo ve sınıfı ile Jurinion depressae alyansları bünyesinde toplanmaktadır. Çakıllı yamaçlar ve kalker tepelerin vejetasyonu Draba-Androsacetalia ordo ve sınıfı ile Alopecurion lanate, Pronychion lyciae ve Silenion oreades alyanslarına dahildir. Ekorşe çayırlar ve subalpin çalılıklar Daphno-Festucetales üst sınıfı ile Batı Anadolu'da Daphno-eloides-Festucetalia(ea) variae Güney Anadoluda'da Astragalo microcephali Brometalia(en) tometeli ordo ve sınıfları bünyesinde toplanmaktadır. Bunlardan ilki Brukenthalion spiculifoliae, Asperulion sintenessi. Minuartia juniperiana. Sideriton sipyleae, Jurinion cadmeae, ikincisi Tanacetiou parateriti ve Agropyro-Stachyon alyanslarını içermektedir. Çayır vejetasyonu, Kuzey Batı Anadolu'da ekorşe çayırlarla aynı üniteler içinde yer alırken, Güney Anadolu'da Trifolia-Polygonetalia(ea) ordo ve sınıfı bünyesinde toplanmaktadır. Higrofil vejetasyon ise Isoetalia(es) ordo ve sınıfına aittir.
Bu araştırma Geyik Dağının florasını kapsamaktadır.Araştırma alanından1991-1993 yılları arasında yaklaşık 1500 bitkiörneği değerlendirilmesiyle65 edilmiştir.Taksonsayısı C4karesiiçinyenidir. (% 29.3)vebunların 8 Türlerin fitocoğrafik toplanmıştır.Toplanan bu örneklerin Familya, 299 Cins,ve 703 tür tesbit 729 dur. Toplam 703 türün 65 adedi Türkiye için Endemik tür sayısı 206 adedi sadece .Geyik dağına özgüdür, bölgelere dağılımları ve oranları şöyledir: Akdeniz elementleri 204 (% 29), Iran-Turan elementleri 138 (X 19.6), Avrupa-Sibirya elementleri 26 (% 3.7). 4 tür Pteridophyta divizyosuna ait 699 tür ise Spermatophyta divizyosuna aittir. Gymnospermae alt divizyosu 4 türe,Angiospermae divizyosu 695 türe sahiptir.Angiospermlerden 590 tür,Dicotyledones,105 tür iseMonocotyledones sınıfındandır. içerdikleri tür sayısına göre alandaki büyük familyalar sırasıyla ;Asteraceae (92), Fabaceae (66), Lamiaceae (62), Brassicaceae (57),Caryophyllaceae (46), Apiaceae (32), Boraginaceae (29),Scrophulariaceae (29),Poaceae (29) dır. Tür sayılarına göre en zengin cinsler ise ;Astragalus (29),Alyssum (17),Silene (16),0nosma (13),Campanula (12),Centaurea (ll),Hyperieum (10),Veronica (10),Allium (9),Galium (9) dur.
Bu araştırma İç Anadolu'nun kuzeydoğusunda Çorum-Amasya ve Yozgat illeri arasında kalan ( Kırlar dağı, Karadağ ve Buzluk dağ) bölgenin Flora ve Vejetasyonunu ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma bölgesi yarı-kurak, çok soğuk Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Araştırma bölgesinden toplanan 1200 bitki örneğinin değerlendirilmesi sonucu 541 bitki türü tespit edilmiştir. Toplanan bu türler 61 familya ve 296 cinse aittir. Türlerin floristik bölgelere dağılımı ve oranları şöyledir; Irano-Turanien; 116 (45.4), Medit 45( 8.3), Euro-Sib. 68 (12.5), End Anadolu 39 (7.2), Geniş yayılışlı 246 (45.7), Bilinmeyen 27 (4,9). Bölgenin vejetasyonu BRAUN-BLANQUET metodu ile analiz edilmiştir. Habitat ve floristik özelliklerine göre, bölgede tanımlanan step formasyonlarına ait bitki birlikleri Onobrychido armenae-Thymetaiia leucostomi ordosunun Phîomido armeniaceae alyansına, ormansal bitki birlikleri ise Quercetea pubescentis sımanın Quercion anatolicae alyansına bağlanmıştır.
Oniki iyi gözlenmiş yakın çift yıldız sisteminin yayınlanmış tüm minimum zamanları kullanılarak dönem değişimleri incelendi. Sistemlerden altı tanesi için Ankara üniversitesi Gözlemevi'nde ek gözlemsel veri üretildi. Yedi sistem için iyi belirlenen dönem değişimi karakterleri birkaç sinüs değişiminin toplam etkisinden kaynaklanan sürekli ve çevrimsel değişimler göstermektedir. Literatürde iddia edilen hiçbir dönem atlaması gözlenememiştir. Bu sistemlerde ikinci minimumların konumları çevrimli dönem değişimi nedeninin eksen dönmesi olamayacağını göstermektedir. Böyle değişimler ya sistemlere çekimsel olarak bağlı ilave cisimlerin çekim etkisi ile ya da soğuk bileşenlerin çevrimli manyetik etkinliği ile oluşabilir. Her iki hipotezi de ayrı ayrı uygulayarak dikkate alınan sistemler için bazı model parametreleri tahmin ettik, ilk modelin doğru olması halinde U Cep, TX UMa, R CMa, ,RW Per, XZ And ve AB And yakın çift sistemlerinin etrafında en azından birer ilave yıldızın farkedilmesi gerektiğini tahmin ettik. Çevrimli manyetik etkinliğin, yakın çift yıldızların çevrimli dönem değişiminde, olasılığı zayıf bir etken olduğunu gösteren kanıtlar bulduk.
Bu araştırma projesinde, çeşitli Schiff bazlarının geçiş metalleriyle verdikleri komplekslerin kristal yapılarının ve bazı fiziksel özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Burada incelemeyi düşündüğümüz azometin bileşikleri, koordinasyon kimyasında büyük öneme sahiptir. Bunlar çeşitli komplekslerin hazırlanmasında ligand olarak kullanılmaktadır. Bu ligandların çeşitli metaller ve özelliklede ağır metallerle kompleksler meydana getirmeleri, bu bileşiklerin çeşitli çözeltilerden ağır metallerin uzaklaştırılması işlemlerinde kullanılmasına neden olmuştur.Burada incelemeyi düşündüğümüz ONO ve ONNO tipi ligandların geçiş metalleriyle verdikleri bileşiklerin kristal yapıları çözümlenmemiştir. Bu nedenle, metal atomlarının nasıl bir koordinasyona sahip olabilecekleri ve bunun bileşiğin özelliklerine etkisi araştırılmıştır.
L ile X=YUZ , $(YcapZ =Phi)$ kümesi üzerindeki serbest Lie süpercebirini, $L_n ve L_{n1,...,nk}$ ile L nin alt merkezi ve polisentral serilerinin terimlerini gösterelim.Bu proje kapsamında önce $L/L_{n+1}$ serbest nilpotent Lie süpercebirlerinin n $leq$ 5 için bazları belirlenmiş ve bu cebirlerin boyutlarını IYI ve IZI cinsinden ifade eden formüller bulunmuştur. Daha sonra $L_n ve L_{n1,...,nk}$ için serbest doğuray kümeleri inşa edilmiş, $n, n_1,n_2,...,n_k inZ$için $L/L_{n+1} ve L/L_{n1...,nk}$ nilpotent ve polinilpotent Lie süpercebirlerinin bazları belirlenmiştir. $Y = Phi, IZI > 1$ özel durumu için ise daha genel sonuçlar ispat edilmiş ve formüller elde edilmiştir. Bir serbest nilpotent Lie süpercebiri L nin altcebir olarak serbest nilpotent olan bir öz idealinin abelyen olduğu ispatlanmış, bir altcebirin L ile aynı sınıftan nilpotent olabilmesi için gerek ve yeter koşullar saptanmıştır.
Bu çalışmada Henderson (1961) Kareleme Sistemi'nin Al, A2, ve B7 karelerinde yer alan; Marmara, Batı Karadeniz ve İçbatı Anadolu Ciğerotları araştırılmıştır. Araştırılan 27 türün üzerinde taksonomik ve ekolojik gözlemler yapılmıştır. Bunlar 17 familyaya ait 19 cinsten oluşmaktadır. Belirlenen bitkilerden 12 tür Al, 5 tür A2 ve 8 tür B7 kareleri için yeni kayıttırlar.
Bu çalışma Türkiye Allium (Soğan) türlerinin endemik türler yönünden bir revizyonudur. Davis'in hazırladığı "Türkiye Florası"na göre yurdumuzda 146 Allium türü yetişmektedir. Bunların 55'i, yaklaşık %38'i endemiktir. Bu çahşma sırasında bilim dünyası için 7 tür, l alttür tanımlanmıştır. Bu türler : A.roseum L. subsp. gulekense Koyuncu, A.aksekiense Koyuncu (Sect. Molium); A.goksunense Koyuncu (Sect Brevipatha); A.karacae Koyuncu (Sect Scorodon); A.sulcalum Koyuncu, A.dumanii Koyuncu (Sect Codonoprasum); A.hadimense Koyuncu & Coşkun, A.ekimii Koyuncu (Sect Allium)'dur. Buna göre yurdumuzdaki Allium türü sayısı 154'e, endemik tür sayısı da 63'e, endemizm oram ise %40'a çıkmıştır. Aynca bir tür (A.lacerutn Freyn) sinonimden ayn türe, bir tür (A.armerioides Boiss.) de sinonime değiştirilmiştir. Tip örneğinden bilinen birçok tür yeniden toplanmış, Türkiye'deki varhklan kesinleşmiştir. Bazı türlerin, yeni örnekler toplanmasıyla yayılış alanlan genişlemiştir. Bütün endemik türlerin morfolojik ve ekolojik özellikleri yazılmış, tip örnekleri belirtilmiş, yurdumuzdaki genel yayılışları il bazında verilmiştir. Türlerin tamamının morfolojik şekilleri ile tepal ve filament şekilleri çizilmiş, tablolar halinde verilmiştir. Bazı türlerin renkli resimleri konmuştur. Bütün endemik türlerin yayılışları düzenlenen haritalarla gösterilmiştir.
Inulin, B-2,1 bağlı ve molekül sonunda bir glukoz ünitesi bulunan fruktoz polimeridir. İnulin polimerinin enzimatik hidrolizi inulinaz-invertaz enzimleri ile gerçekleştirilmektedir. Bu enzimler çeşitli maya, bakteri ve küf mantarları tarafından üretilebilmektedir. A. nlger kullanılarak inulin içeren (% l, yerelması) üreme ortamında, 28°C sıcaklıkta, 120 saat üretim 1 sonunda inulinaz aktivitesi 50 Uml ve sakkaroza karşı aktivitesi 15 Uml" olan enzim preparatı üretilmiştir. Üretilen inulinaz 50°C sıcaklıkta ve pH 5.O'da maksimum aktivite göstermektedir. 60°C sıcaklıkta substratsız olarak bir saatte aktivitesinin % 80'ini koruyabilmektedir. Termal stabilizörler*den polipropilen glikol ve sorbitol ise inulinazın termal stabilitesini yaklaşık 2 kat arttırmaktadır. Hg ve Ağ enzim aktivitesi 'üzerine kuvvetli inhibitor etki yaparken Na potansiyel .aktivatör etki göstermiştir. A. niger enzim preparatı 50 C sıcaklıkta pH 5.O'de, 6 saat süre sonunda % 14 (toplam şeker) yerelması ekstraktının % 12'sini hidrolizlerken A. niger ve K. marxianus kullanılarak karışık kültür yöntemi ile üretilen enzim preparatıyla aynı koşullarda % 88 hidroliz gerçekleştirilmiştir, înulin polimerinin hidrolizlenerek düşük polimerizasyon derecesinde ürünlere dönüştürülmesi ile ülkemizde yaygın olarak bulunan ancak bugüne kadar endüstriyel boyutta kullanımı söz konusu olmamış yerelmasından gıda sanayinde doğal tatlandırıcı olarak kullanılabilen ürünlerin üretilmesi mümkün olurken, biyoteknolojik proseslere de alternatif kaynak oluşturulacağı inancı taşınmaktadır.
Yüksek sıcaklık süperiletkenleri için temel maddelerden biri olan antiferromagnetik (AF) $La_2Cu0_4$ 'te, $Cu^{+2}$ latisinin diamagnetik $Zn^{+2}$(S=0) ve magnetik $Ni^{+2}$ (S=1) iyonları ile katkılanmasının, Neel sıcaklığı (TN) ve $Cu^{+2}$ latis-altı magnetizasyonu gibi statik magnetik özellikler ile spin dinamiği üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla $La_2Cu_{1-x}Zn_xO_4$ (x = 2.5,5,7.5%) ve $La_2Cu_{1-x}Ni_xO_4$(x=1,2%) örneklerinde,1.4K-250K sıcaklık aralığında 139 La Nükleer Kuadrupol Rezonans (NQR) spektrum ve durulma ölçümleri yapılmıştır. (±1/2<->±3/2) NQR çizgisinin karışık Zeeman düzeyleri ile ilgili ekstra ikili yardımı ile, ucu (x.T->O), Cu latis-altı magnetizasyonunun x katkı laması ile fazla değişmediği, sıcaklığa bağlılığının ise LasCuOv'e göre önemli ölçüde değiştiği gözlenmiştir. Durulma hızlarında, hareketli spin boşlukları katkılanmasının sözkonusu olduğu $La_{2-x}SrxCuO_4$ e göre makul bir değişim gözlenmiştir. Bu sonuçlar kuramsal modeller çerçevesinde nötron saçılması ve suseptibil ite ölçümleri ile karşılaştırılarak tartışılmıştır.
Painleve VI denklemine ait Schlesinger dönüşümlerini veren bir yöntem elde edilmiştir. Bu yön-tem, uyumluluk şartı Pairileve VI denklemini veren lineer denklem sistemlerinin çözümlerine ait monodromy parametrelerini aynı bırakan dönüşüm matrisleri için Riemann-Hilbert sınır değer prob-leminin inşa edilmesini içermektedir.
Amorf $Ni_{76-x}Mn_{24}Pt_x (x=0,2,5) ve Ni_{72-xMn_{28}Ptx$ (x=0,4,10) alaşım ince filmlerinde, T=1.9K-400K sıcaklık aralığında, elektriksel direnç ve magnetodirenq ölçümleri gerçekleştirildi. Magnetik alan H'in, akım yoğunluğu J'ye dik olduğu geometri için (H±.J), doyum direnç değerinin (örneği teknik doyum mıknatıslanma değerine götürecek kadar yeterince büyük dış bir magnetik alan içindeki direnç değeri), magnetik alan jf' nin, kolay eksene (tek-eksenli anizotropi alanının oluştuğu doğrultu) göre yönelimine bağlı olarak değiştiği gözlenmiştir. Buradan, dirençteki ferromagnetik anizotropi (DFA) ile tek-eksenli anizotropinin ayni simetriye sahip oldukları saptanmıştır. Bazı Ni atomlarinin Pt atomlarıyla yer değiştirmesi, DFA'nın azalmasına neden olmuştur. Bu davranış iki-akım modeliyle açıklanmıştır. Ayrıca , her örnek düşük sıcaklıklarda bir direnç minimumu göstermiştir. Direnç minimumunun altında, azalan sıcaklıkla direncin logaritmik arttığı gözlenmiştir. $Ni_{62}Mn_{28}P_{10}$ örneği, Curie sıcaklığı, Tc civarında ikinci bir minimum vermiştir. Daha önemlisi, Pt atomları, farklı rejimlerde hazırlanan örneklerin logaritmik davranışları üzerinde farklı roller oynamıştır; örneklerden bazıları üçlü kritik noktanın (Mn konsantrasyonu %24 civarında) kristal parça örneklerden, diğerleri bu noktanın üstündeki kristallerden hazırlanmıştır. Direnç minimumunun orijini mevcut teorilerin ışığı altında tartışılmıştır. Son olarak, aynı ölçümler $Cr_{1-x}Fe_x$ (x=0.176, 0.22, 0.26) amorf ince filmler üzerinde tekrarlanmıştır. Dirençte gözlenen kare-kök sıcaklık (v/T) davranışı Al'tshular and Aranov(1) tarafından sunulan Coulombic elektron-elektron etkileşmesi modeline dayalı olarak tartışılmıştır.
Bu çalışmada Akgöl-Paradeniz, Dalyanında yaşayan Mugil cephalus , Liza ramada ve Dicentrarchus labrax'in büyümeleriyle ilgili olarak yaş kompozisyonları, yaş-boy, yaş-ağırlık ve boy-ağırlık ilişkileri ile kondisyon faktörleri incelenmiştir. Bu türler için eşey oranı, eşeysel olgunluğa ulaşma yaşı, üreme zamanı ve fekonditesi ortaya çıkarılmıştır. Beslenme alışkanlıklarını saptamak. amacıyla yapılan mide analizleri sonucunda çıkan besinsel organizmaların sayı ve ağırlıkça yüzde dağılımları belirlenmiştir. Buna göre Mugil cephalus , Liza ramada'nın besin tercihlerini birinci sırada Bacillariophyta örnekleri oluşturmaktadır. Dicentrarchus labrax'ın besininin çoğunluğunu Crustacea ve balıklar oluşturmaktadır.
Biyofilm oluşumunun temel basamaklarından biri, mikroorganizmaların katı yüzeylere yapışmasıdır. Materyal yüzeylerine hücre yapışmasının desteklenmesi veya engellenmesi, çok sayıda biyotıp ve biyoteknolojik uygulamada önem arzetmektedir. Sunulan proje, insan vücuduna implante edilen polimerik biyomateryal yüzeylerinde biyofilm oluşumu üzerinde yoğunluk kazanmıştır. Bu nedenle çalışma kapsamında değişik yüzey yükleri ve serbest enerjilerine sahip çeşitli polimerik biyomateryaller (PHEMA ve bunun çeşitli akrilik monomerlerle kopolimerleri, PU, PP, PLA-PGA kopolimerleri) uygun polimerizasyon teknikleriyle hazırlanmıştır. Bu polimerik yapıların yüzey özellikleri, denge su içeriği, yüzey serbest enerjisi, SEM fotoğrafları, ESCA analizi ve ATR-FTIR spektrumlarıyla karakterize edilmiştir. Mikroorganizmaların (C.albicans, çeşitli E. coli suşları, L. acidophilus, S.epidermidis, S.aureus) ve doku hücrelerinin (fibroblastlar ve epitel hücreler) yüzeylerle etkileşimi durgun kültür koşullarında incelenmiştir. Böylelikle, çeşitli parametrelerin, örneğin, mikroorganizma türü ve metabolik faaliyetleri, çevresel koşullar, ve biyomateryalin fizikokimyasal özelliklerinin biyofilm oluşumu üzerindeki etkileri ayrıntılı olarak çalışılmıştır, mikroorganizmaların yüzey hidrofobisitesi, hidrokarbonlara yapışma, hidrofobik etkileşim kromatografisi ve değme açısı yöntemleriyle saptanmıştır. Üropatojenik E.coli ve C.albicans suşlarımn yaklaşık 40 erg/cm2 yüzey serbest enerji değeriyle, normal E.coli susuna nazaran (yüzey serbest enerjisi 61 erg/cm2) daha hidrofobik olduğu bulunmuştur. Üropatojenik suşlar hidrofobik yüzeylerde mükemmel yapışma gösterirken, hidrofilik yüzeylere çok az yapışmışlardır. Hidrofilik suşlar ise tam tersi bir davranış gösterirler. Ayrıca, çalışmada mikroorganizmalar ve doku hücreleri arasındaki "yarışmalı yapışma" da incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, negatif yüklü yüzeylerin, yani AA içeren PHEMA yüzeylerin, mikroorganizma ve doku hücresi yapışmasını desteklemediğini göstermiştir. Gelişmeler istenilen biyofilm karakteristiklerine sahip polimerik biyomateryal dizaynına yöneliktir.
Bu çalışmada alkil imidat hidroklorürlerin ve alkil imidatlarm tert-butil karba-zat ile reaksiyonundan, sırasıyla, ester tert-butoksikarbonilhidrazori lar ile amid tert-butoksikarbonilhidrazon1 lar sentezlenmiştir. Ester tert-butoksikarbonilhidrazon1 ların hidrazin ile reaksiyonu incelenerek 3-alkil(aril)-4-amino-4,5-dihidro-lH-l,2,4-triazol-5-on1 lar elde edilmiştir. Ayrıca amid tert-butoksikarbonilhidrazon1 ların, ısıtılmakla, 3-alkil(aril)-4,5-dihidro-lH-l,2,4-triazol-5-on' lara dönüştüğü belirlenmiştir.

/ 29323
29161 / 29323