584.281 sonuç

Tarama Sonuç Kümeleri
Tümünü Listeye Ekle
-
-
-
-
PTT ARLA'da daha önce zaman bölmeli multipleks TDM prensibi kullanılarak 50, 100, 200 ve 75, 150, 300 hızları için (47+1) Zaman Bölmeli Telgraf Sistemi geliştirilmiştir. Bu sistem yukardaki hızlardan herbirine uygun toplam 47 tane 50 Baud'luk kanal kapasitesinde olup 2400 bit/s hızında çoklama yapmaktadır. CCITT'nin standart 2400 bit/s'lik modemine uygunluk sağlayan sistemde 20mS süreli 48 zaman diliminden oluşan çerçeve kullanılmaktadır. Ancak CCITT son olarak 2400 b/s hızındaki çoklama sisteminde herbiri 1/2400 süreli 47 zaman diliminden oluşan bir çerçeve önermiştir. Bu projede CCITT'ye uymak için 48 kanallı sistem 47(46+1) kanallı sisteme adepte edilmiş ve /47+1) TDM sisteminde bazı değişiklikler yapılarak 46+1 sistemi meydana getirilmiştir. Zaman dilimleri kendi aralarında birleştirilerek 46 adet 50 baud yerine 39 adet 75, 22 adet 100, 15 adet 200 veya 7 adet 300 baud hızında kanal bilgisi ve bu hızların çeşitli kombinasyonlarını göndermek imkanı sağlamıştır.
-
-
-
-
Bu araştırmanın amacı, "modern" ve "klasik" olarak adlandırılan lise fen programlarının eleştirici düşünme gücünün gelişmesindeki rolünü saptamaktır. Araştırmanın Yontemi Bölme örnekleme yöntemiyle gelişmişlik derecelerine göre 6 bölgeden 9 ilde en az beş yıl süreyle modern fen programları uygulanan 10 lise ile bu liselere denk klasik fen programları uygulanan 10 lisede toplam 2536 lise II. ve III. sınıf öğrencisi bu araştırmada yer almıştır. Amaca uygun olarak geliştirilen "Eleştirici Düşünme Gücü Testi" ile bir öğrenci tavrı anketi uygulanarak veriler F, t, ve $X^2$ testleriyle analiz edilerek bulgular özet olarak aşağıda sunulmuştur, Bulgular: (I) Genel olarak, modern fen programlarını izleyen öğrencilerin eleştirici düşünme gücü, klasik fen programlarını izleyen öğrehcilerininkınden manidar biçimde daha yüksektir. (2) Eleştirici düşünme gücü bakımından bölgeler arasında manidar farklılıklar vardır. (3) Modern fen programlarını izleyen lise III. sınıflar eleştirici düşünme gücü bakımından aynı programlardaki lise II. sınıf öğrencilerine kıyasla manidar biçimde daha iyidirler. Bu durum klasik fen programları için geçerli değildir. (4) Her iki program türü içinde fen bölümleri öğrencileri eleştirici düşünme gücü bakımından edebiyat bölümleri öğrencilerinden manidar biçimde daha iyidirler. (5) Eleştirici düşünme gücü bakımından modern fen programları fen bölümleri öğrencileri klasik fen programları fen bölümleri öğrencilerinden manidar biçimde daha iyi iken, her iki programda edebiyat bölümleri öğ-rencileri arasında eleştirici düşünme gücü bakımından, manidar fark yoktur. (6) Kız öğrenciler, sergiledikleri eleştirici düşünme gücü bakımından erkeklerden daha iyidirler. (7) Öğrencilerin fizik, kimya ve biyoloji gibi derslere karşı takındıkları tavırlar ve algılamaları ile izlenen program türleri arasında manidar düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Sonuç: Modern fen programları, eleştirici düşünme gücünün geliştirilmesi bakımından lise II. ve III. sınıf öğrencileri üzerinde klasik fen programlarına kıyasla daha, etkili olmaktadırlar. Eleştirici düşünme gücünün geliştirilmesinde, modern fen programları fen bölümleri programları edebiyat bölümleriprogramlarından daha etkili olmakladırlar Ayrıca, ileri sınıflarda olma, eleştirici düşünme gücü bakımından da ileri olmayı sağlamakta, eleştirici düşünmenin gücünün gelişmesihde deneyimlerin nitelik ve niceliği etkili olmaktadır. Modern fen programlan bu özelliğin gerçekleşmesinde etkin olurken klasik fen programlari bu özellikleri sağlayamamaktadır! Öğrencilerin belli derslere karşı takındıkları tavırlar ile bu öğrencilerin izledikleri program türleri arasında bir ilişki vardır. Her programda öğrenciler bazı derslere aynı ölçüde tavır takınmamakta, aynı Ölçüde algılamamaktadırlar. Öneriler: Öğretmenler özel kurs ve seminerler yoluyla, düşünme ve düşünme türleriyle ilgili kuralların uygulaması hakkında bilgi, deneyim ve beceri sahibi olarak yetiştirilmelidirler. Özellikle, eleştirici düşünmedeki sosyal, kültürel, ekonomik ve diğer evrensel değer ve standartlar hem öğretmenlere, hem de öğrencilere benimsetilmedi ve şüpheye yer vermeyecek biçimde uygulamalarla yerleştirilmelidir, Öğretmen yetiştiren kurumlarda ders programları yeniden, ele alınmalij öğrenme psikolojisi, ergenlik psikolojisi, gibi derslerle birlikte düşünme süreçlerine de yer verilmelidir.
-
-
-
Bu çalışmada yurdumuzun değişik yörelerinden izole edilerek labaratuarda dondurulmuş olarak muhafaza edilen 2 virülent yerel Theileria annulata suşu sonolayer doku kültüründe üretilmiş ve pasajları yapılmıştır.Gebze T.ann.suşunun doku kültürü 76.pasaja,Diyarbakır ise 38.pasaja kadar sürdürülmüştür.Doku kültürde üretilen Gebze T.ann.şizontları duyarlı danalara inokule edildiklerinde kan pasaj inokulasyonları ile danalrda muhafaza edilen ana suşun oluşturduğu enfeksiyonlardan daha hafif enfeksiyonlar oluşturmuşlardır.Gebze T.ann.suşunun kültürdeki 50.pasaj şizontları ile inokule edilen danaların serumlarının I.F.A.T uygulayarak yapılan muayenelerinde inokulasyondan 28 gün sonra alınan serumarın 1:16 ve 1:64 diluasyonlarında il olarak antikorlar saptanmıştır.
l/kasım/1977 - 3l/Aralık/1978 tarihleri arasında toplam 118 baş sığır, Yabancı cisim hastalıklarının profilaktik sağıtımı yönünde deneme altına alındı. Çalışma altına aldığımız hayvanların 98 i Devlet Kurumu, 20 si halk hayvanı olarak belerlendi.Ayrıca Devlet kurumuna ait ayni doğal koşullarda barındırılan 15 başlık başka bir sığır grubu da elde edilen sonuçları karşılaştırma bakımından örnek olarak ele alındı. Uygulama Öneesi sığırlar 13-15 başlık gruplara ayrılarak 36-48 sattlik bir açlık döneminde bırakıldılar.Herbiri midelerinde yabancı cisim bulunup bulunmamalarını anlama bakımından dedektör araştırılmasından geçirildiler.Madeni cisim algısı, saptananlar Eisenhut manyetik sondası aracılığı ile sondalandılar. İlk sonda uygulamalarında Kurum hayvanlarında % 72.44 ünde yabancı cisim saptandı.Ancak bunların % 11,22 si reticulitis traurnatica'dan bulundu.Sonraki uygulamalarda yabancı cisimli sığır sayısında % 43,87, daha sonraki dönemlerde % 18,22 ye varan azalmalar saptandı. Sondalama öncesi adı geçen hayvanlarda yabancı cisim nedeniyle Reticulitis traumaticaya yakalanma oranı % 12 olarak tesbit edilmiş, bunların en az %10 una Rumenotomie uygulanmıştı,Sondalama uygulamaları sonunda bu oran Kurum hayvanlarında % 2 ye düşürüldü. Ayni doğal koşullarda yaşam sürdüren 15 başlık ;sığır grubunda ise % 12 lik yabancı cisim hastalığı oranı değişmeden 14 aylik sürede sabit kaldı.Halk hayvanlarında % 80 düzeyinde saptanan yabancı cisimli sığır sayısı sonraki dönemlerde %35 ve %16,66 ya düşürülebildi. Sondalamalarla ilgili herhangi bir komplikasyon görülmemiş ve sondalamanın profilaktik yönden sağladığı başarı % 98 olarak değerlendirilmiştir. Toplam 118 hayvandan sondalama Süresi boyunca 330 adet tel ve çivi gibi madeni Cisimler uzaklaştırıldı.
Bu çalışmada bir günlükden 60 aylığa kadar erkek ve dişi 40 adet Ankara keçisi materyali üzerinde, postnatal dönemdeki iskelet kemiklerinin ossifieation durumu araştırılmıştır. Araştırma canlı röntgen, maserasyondan sonra kemikler üzerinde makroskopik ve stereomikroskopik incelemelerle yürütülmüştür, Özellikle bulgular yeni doğmuş bir günlük oğlaklarda doğumdan önce ossifiye olan kemiklerle,doğumdan sonra ossifieation'unu tamamlıyan kemikler uzerinde yoğunlaştırılmıştır.Araştırma sonucunda keçilerde ossificasyon erkeklere kıyasla daha uzun süre devam et-mektedir. Postnatal dönemde 60. aya kadar tüm iskelet kemiklerindeki ossificasyon'un tamamlanma süreleri tablo 1 da gösterilmiştir.
Araştırma kaşar peynirinin olgunlaşma döneminde mikroflorası ile ilgili temel bilgileri elde etmek, starter olarak kullanılabilecek mikroorganizmalari belirleyerek kaşar peynirinin yapımında pastörize sütün kullanilmasını sağlamak ve ticari kaşar peynirinin, özellikle, mikrobiyolojik kalitesini ortaya koymak amacıyla yapıldı. Deneysel olarak yapılan 10 kaşar peyniri örneğinin tümü olgunlaşma döneminin 0-3, 15, 30, 90, 180. günlerinde; 6 tanesi 270. gününde ve bu arada devlet ve özel sektör işlek ve fabrikalarından sağlanan 42 ticari kaşar peyniri örnegi mikrobiyolojik ve kimyasal yönlerden araştırıldı. Ayrıca ticari ve olgunlaşmanın 30., 90. ve 180, günlerinde alınan deneysel örnekler lezzet puanları bakımından incelendi. Deneysel ve ticari orneklerin tümünde, genel ve ozel (lipolitik, proteolitik, fekal streptokok, laktik streptokok, lactobacillus-leuconostoc-pediococcus, koliform, staphylococcus, koagulaz pozitif staphylococcus, maya ve küf) mikroorganizma gruplarının koloni sayıları saptandı. Deneysel örneklerde, lactobacillus -leuconostoc-pediococcus mikroorganizmalari dışıda diğer özel mikroorganizma grupları ve genel mikroorganizma sayılarının olgunlaşma ilerledikçe farklı oranlarda azalma gösterdigi bulundu. Lactobacillus -leuconostoc-pediococcus mikroorganizmalarının olgunlaşmanın başlangıcından 90. gününe kadar yavaş ve düzenli bir biçimde artarak maksimum düzeye (1.32x $10^7$ gr.) ulaştığı ve daha sonra giderek azaldığı gözlemlendi. Koliform ve staphylo coccus mikroorganizmaları olgunlaşmanın 30, gününden sonra canlılıklarını yitirmeye başladılar. Ticari örneklerin proteolitik mikroorganizmalar dışında diğer özel mikroorganizma grupları ve genel mikroorganizma sayılarının kaynaklara bağli olarak değişkenlik gösterdiği belirlendi, Ticari orneklerin tümünde koliform grubu mikroorganizmaların bulun- duğu ve örneklerin % 71.2'sinin $1.00x10^4$ /gr'dan fazla mikroorganiz- mayi içerdigi ortaya konuldu. Öte yandan örneklerin % 55.8 inin $1.00x10^3$/gr'i.5 dan az staphylococcus'u, % 11.5'inin de $6,80x10^2$ ile $2.70x10^4$ /gr.arasında koagulaz pozitif staphylococcus'u içerdiği saptandı.Deneysel örneklerden seçici (selektive) besiyerlerini kullanarak elde edilen fekal streptokok, laktik streptokok ve lactobacillus-leuconostoc-pediococcus grubu mikroorganizma izolatlara morfolojik kültürel ve biyokimyasal niteliklerine göre belirlendi. Örneklerde olgunlaşmanın ilk safhalarında S. faecalis ve alt türleri S. lactis ve L.bulgaricus, ileri safhalarinda da S. faecium S.lactis subsp. diacetylactis, L. casei ve alt türlerinin predominant oldugu gözlemlendi. Örneklerde L.plantarum ve leuconostoc, pediococcus turlerine de rastlandı. 0lgunlaşma ilerledikçe örneklerin lezzet puanlarının arttığı saptandı. Örneklerin lezzet puanları ile lipolitik mikroorganizmaların sayısı ve hem lactobacillus-leuconostoc-pediococcus mikroorganizmaların sayısı ve hem de türleri arasında bir ilginin olduğu sonucuna varıldı. Peynirin lezzetinin oluşumunda, genellikle lipolitik mikroorganizmaların, L.bulgaricus, L. casei ve alt türlerinin brevis/ L. buchneri'nin katkısı olduğu anlaşıldı, Ticari örnekler kaynaklarına göre lezzet puanları yönünden oldukça önemli ayırımlar gösterdi. Deneysel örneklerin rutubet içeriği olgunlaşma dönemi boyunca sürekli bir bicimde azaldi, bu yönden en hızlı kaybın ilk 15 günde olduğu belirlendi. Olgunlaşmanın 90, günündeki yüzde rutubet miktarı 37.522 $pm$ 2.536 olarak saptandı. Ticari örneklerin yüzde rutubet miktarının 36.428 ile 4.7.458 sınırlari arasında değiştiği ve ortalama % 40.919 $pm$ 5.157 olduğu anlaşıldı, Örneklerin pH degerleri ilk 15 günde azaldi; daha sonraki günlerde pH'nın örnekten örnege düzensiz degişimler gosterdigi gözlemlendi. Örneklerin pH'sının staphylococcus mikroorganizmalarının sayisal azalmasında bir dereceye kadar etkili olduğu görüldü. Sonuç olarak, kaşar peynirinin yapımında kullanılacak starter kültürlerinde L. bulgaricus ve/veya L. casei ve alt türlerinin bulunmasının yararlı olacağı, ticari kaşar peynirlerinin kalitelerinin önemli derecede ayırımlar gösterdigi ve halk saglığı yönünden potansiyel bir tehlike arz ettiği kanısına varıldı.
F.hepatica ile yapay enfekte edilen dokuz aylik merinos kuzularında, fascioliasis'in teshisi indirekimmunofloresan (IFAT) ve immunoperoksidaz (IPT) testleriyle mukayeseli olarak araştırılmıştır, Her iki test arasında fascioliasis'in teshisinde önemli bir fark bulunamamiştir, Düşük antikor seviyelerinin tesbitinde IPT daha hassas görülmus , ayrica preparatlarin ışık mikroskobu ile degerlendirilmesi bu test için bir tercih nedeni olarak saptanmiştir.
Pendik mezbahasina kesim için getirilen degişik irk, cins ve yaştaki sağlıklı sığırlardan 200 ince barsak içerigi Clostridium wolchii mikroorganizmaları bakımından bakteriyolojik yöntemlerle muayene edilmiştir. 53 ince barsak içeriğinden Cl.welchii mikroorganizmalari izole ve tip A olarak idantifiye edilmiştir. İzole edilen suşların, hayvanların ırk, cins ve yaşları üzerinden değerlendirilmesi yapılmıştır.
Sığırların naganol, antrycide pro-salt ve pyrimethamine kullanarak Theileria annulata'dan ileri gelen Theileriosis'den korunmaları üzerine araştırmalar

/ 29215
29162 / 29215