834 sonuç

Tarama Sonuç Kümeleri
Tümünü Listeye Ekle
This article presents a brief history of blended learning and emphasizes its importance in English language teaching and learning contexts dealing with it as a way of empowering the efficiency of educational activities by promoting learning and its outcomes with the implementation of literature review as a research method to gather the essential data, evaluate, and analyse the existing research studies to develop a solid theoretical framework of blended learning and its importance in English language teaching. Blended learning is regarded as a comparatively new trend in education that integrates traditional way of instruction with computer technologies. The article also reveals that blended learning approach could be implemented effectively to improve students’ speaking, listening, reading, and writing skills along with their pronunciation, vocabulary knowledge, and grammar. It has an undeniable positive impact on learning contexts and more importantly, it could increase students’ motivation, autonomy, engagement, and involvement in educational activities both offline and online resulting in a sense of responsibility and independence.
The current research aims to evaluate the positive and negative effects of electronic word of mouth communication on the digital image of travel agencies. In this context, research data were obtained from the five most-commented travel agencies in Nevşehir registered in the TripAdvisor system. In this study, which adopted the qualitative method, the research design was a case study and phenomenology. This research employing the document review technique and criterion sampling method, identified 7.259 online comments. This study subjected 1.724 online comments from 2022 to content analysis and descriptive analysis and obtained five main themes, twenty one positive sub-themes, eight negative sub-themes, and 4.534 codes. The main themes are tour, tourist guide, transport, eating and drinking, and accommodation. The tour main theme contains the sub-themes of types of tours, places included in the tour, all-inclusive package tours, price alternatives, organization and timing, transfer services, shopping opportunities, re-preference and recommendations. The tourist guide main theme covers the sub-themes of accumulation of knowledge and detailed expression, language skill, personality traits, interest and relevance to tourists. The transport main theme includes the sub-themes of vehicle comfort and cleanliness, captain and safe driving, and in-vehicle catering. The eating and drinking main theme covers the sub-themes of restaurant location, food variety, and food taste. The accommodation main theme contains the sub-themes of referral to a travel agency, accommodation services, and food and beverage services. In the main themes, the most frequently mentioned topics were the tour and tourist guide who represent the travel agency. On the other hand, the most focused themes by the tourists were the tourist guide’s knowledge and detailed explanation and the re-preference and recommendations. Overall, it has been concluded that travel agencies have a positive image, and the determined themes affect digital image formations.
As an online communication technology predating the Internet, Bulletin Board Systems (BBSs) are considered to be precursors of modern-day social media. Despite being a popular technology of its era both in Türkiye and abroad, BBS technologies tend to be entirely overlooked in historical accounts of online communication. This article begins with an overview on the history of BBS technologies both in Türkiye and abroad. It then introduces the HitNet archive, currently the only publicly accessible Turkish language BBS archive in the world. Using applied content analysis, the article then explores whether contents of the HitNet archive align with the findings of international academic literature on global BBS usage. The findings of paint a mixed picture wherein certain aspects of the HiTNet archive present a mixed picture that both affirms as well as contradicts academic literature. On one hand there are elements affirming the hyperlocal nature of BBS networks (message contents, unique topics for each server). On the other, there are mutual elements (humour) that complicate the framing of Turkish BBSs as hyperlocal entities. Accordingly one can tentatively argue that HiTNet users, while bound to their local geographical context, belonged to a relatively homogenous demographic (male university students and computing enthusiasts). Unfortunately, the findings of this article are not generalizable for all HiTNet users due to very limited nature of the sample studied. Furthermore, the lack of accessible archives means that it is increasingly difficult to access BBS content from the period dating from 1990-1997. The article concludes by stressing that archival research needs to be urgently undertaken in Türkiye to catalog what remains from the BBS era. If no action is taken, there is a risk of losing access to all online communication between 1990 and 1997.
Çevrim içi araçların kullanımı bütün eğitim ve öğretim alanlarında olduğu gibi yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde de yaygınlaşmaktadır. Günümüzde yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde uzaktan canlı dersler yapmak, becerilerin kazandırılması ve geliştirilmesine yönelik yazılı, görsel ve işitsel ders içeriği hazırlamak, öğrencilerin dil yeterliklerini ölçmek ve gelişimlerini takip etmek gibi amaçlar için özel olarak hazırlanmış ya da bu amaçların gerçekleştirilmesinde uygun görülen birçok çevrim içi aracın kullanımı mümkündür. Bu araçların öğretimde etkililiği ise doğru bir şekilde öğrenilmesine bağlıdır. Bunun için yabancı dil olarak Türkçe öğretimde görev alan öğretim görevlileri ve öğretmenlerin çevrim içi araçların kullanım alanları ve yöntemleri, olumlu ve olumsuz yönleri ve sınırlılıkları hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Çalışmada, bu gereklilikten yola çıkılarak yabancı dil olarak Türkçe öğretiminin ölçme ve değerlendirme aşamalarında kullanılabilecek çevrim içi araçlar hakkında öğreticilere detaylı bilgi vermek ve bu alana yönelik yeni çevrim içi araçlar geliştirmek isteyenlere yol göstermek amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi ile uzman görüşleri ile belirlenen Easy Test Maker, Quiz Maker, Quizizz, Socrative, Testmoz ve WatuPRO isimli çevrim içi araçların özellikleri, detaylı ve karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu araçların sahip oldukları ölçek ve ölçüt türleri, soru tipleri, sınav güvenliğine yönelik önlemler, değerlendirme şekilleri, sınav sonuçlarını paylaşım seçenekleri ve diğer teknik özelliklerine ait bulgular tablolar halinde sunulmuş ve yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde ölçme ve değerlendirme bağlamı dikkate alınarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, incelenen noktalar üzerinde çevrim içi ölçme ve değerlendirme araçlarının sahip olduğu özellikler arasında farklılıklar olsa da bütün araçların yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kullanımının mümkün olduğu tespit edilmiştir. Bu araçların özellikle sınavların değerlendirme aşamasında önemli bir zaman tasarrufu sağladığı ve kâğıt israfının önüne geçtiği belirlenmiştir. Ancak çevrim içi araçların aldıkları önlemlerin yeterli düzeyde bir sınav güvenliği sağlamadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle ekstra güvenlik önlemi alınmadığı durumlarda bu araçların sadece öğrencilerin başarı notunu etkilemeyecek alıştırmalarda veya örnek sınav uygulamalarında kullanılması önerilmiştir.
Bu çalışmada Hanefi mezhebinin önde gelen alimlerinden İbn Nü-ceym’in el-Baḥrü’r-Râʾiḳ adlı eserinde Şafiî bir âlim olan Nevevî’ye yapmış olduğu atıflar incelenecektir. Hanefi mezhebine göre yazılan el-Baḥrü’r-Râʾiḳ incelendiğinde İbn Nüceym’in Şafiî Nevevî’nin eserlerine ve dolayısıyla görüşlerine ayrı bir ilgi gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu çalışmada el-Baḥrü’r-Râʾiḳ’de Nevevî’ye yapılan atıfların ortaya konması amaçlanmaktadır. Bu sebeple İbn Nüceym’in el-Baḥrü’r-Râʾiḳ’i istikra yöntemi ile incelenecek ve elde edilen bulgular değerlendirilecektir. Araştırmada Nevevî’ye yapılan atıflarının tamamı ele alınmamış, aralarından İbn Nüceym’in diğerlerine nazaran ayrıntılı bir şekilde ele alarak temayüz edenleri üzerinden bir tahdide gidilmiştir. Ele alınan başlıklarda ise muhteva tahlil ve değerlendirmelerinden öte İbn Nüceym’in hangi konular ekseninde ve nasıl bir referans yöntemi takip ettiği ortaya konmaya çalışılmıştır. Onun Nevevî ile alakalı değerlendirmeleri, atıfların ilgili oldukları ilimlere göre gruplandırılarak üç başlık altında toplanmıştır. Hadis, Fıkıh ve Dil merkezli şeklinde isimlendirebileceğimiz bu başlıklar altında Nevevî’ye yapılan atıflar arasında temayüz edenler zikredilmiş metin içerisine almadığımız diğer atıflara ise dipnotlarda işaret edilmiştir. İbn Nüceym, hadis alanında bu çalışmada ele aldığımız meselelerde zikrettiği bir hadisin zayıf ya da sahih olduğunu belirtmek için Nevevî’ye atıf yapmıştır. Bunun yanında onun, bir hadisin açıklanması, aynı hadis metninin farklı lafızlarla ifade edilmesinde hangi lafzın daha uygun olduğunun belirlenmesi ve hadis metni içerisinde yer alan kelimenin harekeli olarak nasıl okunacağı konusunda da atıflar yaptığı görülmektedir. Fıkıh ilmi özelinde ise genellikle Şafiî mezhebinin görüşünün ifade edilmesinde Nevevî’ye başvurmuştur. Bunun yanında İbn Nüceym, kendi görüşünü desteklemek, kendisi ile aynı fikirde olduğunu beyan etmek, Nevevî’nin bir konuda icmâ bulunduğunu ifade ettiği yerlerde kimi zaman onu eleştirmek kimi zaman da icmânın bulunduğunu temellendirmek gibi çeşitli saiklerle Nevevî’ye atıf yapmıştır. Dil ilmi konuları içerisinde ise bazen bir ıstılahın anlamını açıklamak, bir kelimenin okunuşunun nasıl olması gerektiğini belirlemek ve kelimenin asıl harflerini belirlemek için Nevevî’ye başvurmuştur. Sonuç olarak Hanefi olan İbn Nü-ceym, birçok konuda ona göre Şafiî mezhebini temsilen en liyakatli isim olan Nevevî’yi referans göstermiştir
Kur’ân Arapçası ya da Klasik Arapça (CA), empatik konsonantları açı-sından oldukça zengin bir yapı arz eder. Fonetik keyfiyetleri yönüyle diğer konsonlardan daha farklı bir husûsiyet arz eden bu fonemler; fonolojik görevleriyle de Kur’ân’ın derin semantik dünyasının şekillenmesinde mühim bir role sahiptirler. Kur’ân-ı Kerîm kıraatinin en önemli konularından birini oluşturan empatik sesler ya da diğer bir söyleyişle tefḫīm ve istiʿlā sıfatlarına sahip konsonantlar içerisinde /ض/ ve /ظ/ fonemleri, artikülasyon mekaniği açısından birtakım benzerlikler arz etmeleri sebebiyle karıştırılsalar da fonolojik görevleri dolayısıyla da birbirlerinden ciddi farklılıklarla ayrılırlar. Söz konusu /ض/ ve /ظ/ fonemleri, Arap dili tarihinin ilk dönemlerinden beri, hem fonetik ve hem de fonolojik özellikleri açısından geniş araştırmalara konu edilmiş ve hemen her devirde bu sesler üzerine müstakil kitapçıklar kaleme alınmıştır. Bu araştırmada da aynı konunun modern dilbilim bulguları ve kıraat bilimi çerçevesinde yeni bir analizi yapılacaktır. Söz konusu sesler hem fonetik açısından karşılaştırılacak hem de bu seslerin değişimleri neticesinde oluşabilecek fonolojik farklılıklar üzerinde durulacaktır.
Outdoor free play encompasses unstructured, self-directed play in the outdoors and has been shown to support children’s health and development. Accurate and reliable measures are required to conduct research on children’s outdoor free play and examine cross-sectional and longitudinal variation. This study systematically reviews and evaluates measurement approaches for children’s outdoor free play used in existing literature. A scoping review was conducted to identify English-language peer-reviewed and grey literature that included measurements of the occurrence, frequency or duration of outdoor free play with children aged 2 to 17 years old. Studies were excluded if the outdoor free play measure included structured settings or activities, or focused on a specific location or play activity. Quantitative and qualitative content analysis was used to consider outdoor free play terminology, definition, and operationalization; positioning in relation to other variables and the topic of interest; and data collection context. A total of 4,860 unique studies were identified. After screening and full-text review, 184 papers were taken forward for analysis. Parent-recall questionnaires were used in 70.1% of included studies to measure outdoor free play, often using a single question to capture the variable. A lack of differentiation between outdoor play emanating from structured and unstructured settings was common, as was limited consideration of contextual factors such as season, school or non-school days, and time of day. The implications of existing approaches to measuring children’s outdoor free play and the need for valid and reliable measures to further research examining children’s outdoor free play are discussed.
Bu araştırmanın amacı, beden eğitimi ve spor öğretiminde kullanılan öğretim yöntemleri yelpazesi üzerine yapılan çalışmaların eğilimlerini bibliyometrik analiz ile belirlemektir. Nicel araştırma yöntemle-rinden olan bibliyometrik analiz araştırmanın desenini oluşturmaktadır. Web of Science veri tabanı aracılığıyla farklı kelime kombinasyonları oluşturularak, spor bilimleri kategorisinde taranan 42 çalış-maya ulaşılmış ve bu çalışmalar bibtex formatında dışa aktarılmıştır. Çalışmanın istatistiksel analizleri için R 4.2.2 (Core Team) programlama dilinin bibliometrix paketi tercih edilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, konu alanına yönelik en çok yayın yapan ve en çok atıf alan yazarın Mark Byra olduğu; araştırmaların genellikle üç veya daha fazla yazarın iş birliğiyle gerçekleştirildiği; en çok yayın kabul eden derginin Journal of Teaching and Physical Education olduğu; physical education, teachers, perceptions, students ve knowledge gibi kelimelerin anahtar kelime olarak sıklıkla tercih edildiği tespit edilmiştir. Ek olarak, araştırma alanında motor beceriler üzerine daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu araştırma, öğretim yöntemleri yelpazesi alanına yönelik önemli bulgular sağlamakta ve konu alanına ilgi duyan araştırmacılar ve uygulayıcılar için önemli bilgiler sunmaktadır. Araştırmacılar ve alan uzmanları konu üzerine araştırma yapmak için Mark Byra'nın çalışmalarını inceleyebilir; Journal of Teaching and Physical Education dergisini değerlendirebilir; education, teachers ve students gibi anahtar kelimeleri kullanabilir ve öğretim yöntemleri ile motor beceriler arasındaki ilişkiyi araştırabilir.
Bu çalışmanın amacı, harmanlanmış öğrenme ortamlarını oluşturan ve yöneten öğretmenlerin hazırbulunuşluk düzeylerini incelemek için bir ölçek uyarlamaktır. Araştırmada, Archibald, Graham ve Larsen (2021) tarafından hazırlanan "Blended Teaching Readiness Survey" ölçeği kullanılarak Fen Bilimleri Öğretmenlerinin çevrimiçi ve harmanlanmış öğrenme yetkinliklerini belirlemek amaçlanmıştır. Orijinal ölçekte hesaplanan Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı α= 0.85 olarak bulunmuştur. Ölçek uyarlanma sürecinde, öncelikle yabancı dil alanında uzman ve yurtdışında deneyime sahip üç uzmandan görüş alınmıştır. Ölçek daha sonra Türkçe'ye çevrilmiş ve hem orijinal hem de Türkçe versiyonları, yabancı dil uzmanlarının yanı sıra Türk dili uzmanlarının görüşüne sunulmuştur. Uzmanlardan gelen geri bildirimlere göre düzenlemeler yapılmış ve son halini verilmiştir. Ölçek bu haliyle, 260 Fen BilimleriÖğretmenine uygulanmıştır. Ölçeğin faktör analizi sonucunda, dört bileşenli bir yapıda olduğu belirlenmiştir. Dört bileşen ve güvenirlik katsayıları şu şekildedir: (1) Çevrimiçi entegrasyon α= 0,95, (2) Öğretimin kişiselleştirilmesi α= 0,94, (3) Eğilimler α= 0,91, (4) Çevrimiçi etkileşim α= 0,93. Toplamda 43 madde içeren ölçeğin genel güvenirlik katsayısı α= 0,98 olarak hesaplanmıştır. Orijinal ölçek beş faktörden oluşurken, uyarlanan ölçek dört faktörlü bir yapıya sahiptir. Uyarlanmış ölçek, Fen Bilimleri öğretmenlerinin harmanlanmış öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluk düzeylerini ölçebilecek yüksek güvenirlik değerine sahip bir yapıya sahiptir. Güvenirlik ve geçerlik çalışmaları tamamlanan bu ölçek ile Fen Bilimleri öğretmenlerinin hazırbulunuşluk düzeyleri çeşitli değişkenler açısından incelenmiş, sonuçlar ve öneriler sunulmuştur.
Tasarım odaklı yapılan çalışmalar, keşfetmek, üretmek, farklılık ve yenilik arayışını içeren yaratıcı bir süreçtir. Kendine özgü prensip ve sisteme sahip, görsel ifade biçimlerinden biri olan tekstil ve moda tasarımı, temel tasarım kavramları aracılığıyla gereken donanım ve anlatım dilinin oluşmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Örme tasarımı, yaratılmak istenen estetik ve işlevsel değere sahip yüzey ve giysi tasarımlarının oluşturulmasında birçok değişken dinamiği içerisinde barındırmaktadır. Tasarım geliştirme çalışmalarında iplik, örgü ve makine özellikleri ile doku, renk, form gibi unsurların seçimi, düzenlenmesi sürecinde tasarım yaklaşımları büyük önem taşımaktadır. Günümüzde örme teknolojisi, desenlendirme, örgü tasarımı ve gelişmiş kalıp uygulama tekniklerinin sunduğu olanaklar ile birçok tasarımın üretilmesine alternatif imkanlar sağlamaktadır. Çalışmada örme tasarımında temel tasarım kavramları ile örme yüzey oluşumu ve örme giysi tasarımı ilişkisinde görsel, fiziksel, ergonomik özelliklerin kazandırılması ile kullanımına ilişkin örnekler incelenerek açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda örme tasarımını geliştiren, destekleyen yönü ile ele alınan temel tasarım kavramları, alternatif tasarım imkanları tartışılmıştır. Bu çalışmada, tekstil ve moda tasarımı alanında eğitim alan öğrencilere, bu alanda kendini geliştirmek isteyen tasarımcılara katkı sağlamak, yeni bakış açıları kazandırmak amaçlanmaktadır.
20. yüzyılın başlarında, yeni düşüncelerin görüldüğü dönemde Rus Avangard sanatçı Kazimir Malevich’in öncülüğünde Süprematizm akımı ortaya çıkmıştır. Köklerini Kübizm ve Fütürizmden alan Süprematizm geometrik soyutlamalardan beslenmiştir. Temel geometrik şekillerin, yalın bir biçimde aktarılmasıyla ortaya konulduğu; ana felsefesinin doğadaki biçimlerin değil, geometrik temel şekillerin belli düzende bir araya getirilerek ifade edildiği anlayıştır. Morfoloji ise; şekil, yapı, renk, desen, boyut ve biçim konularını ele alan iç ve dış görünüşü farklı açılardan değerlendiren bilim dalıdır. Araştırma kapsamında Süprematizm’in dayandığı temel ilkeler, felsefi açıdan incelenerek Morfoloji bilim dalının sanatla ve Süprematizm’le olan birlikteliği kolektif olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, üç boyutlu artistik seramik formlara yansımaları yorumlanarak, Süprematizm akımındaki geometrik biçimlerin, çağdaş dille seramik sanatına nasıl yansıdığı, Morfolojiyle etkileşiminin ne şekilde olduğu hakkında araştırma yapılmıştır. Uygulama sürecinde her iki başlık altında toplanan ifade dilinin ortaya çıkardığı disiplinler arası birliktelik; seramik sanatı özelinde estetik ve sanatsal kaygı ile şekillendirilen çağdaş yorumlar açısından değerlendirilmiştir. Süprematizm’in kaderini değiştiren ve akımın başlamasında Siyah Kare önemli olmuş ve bu akımın önde gelen tasarımlarından biri olarak görülmüştür. Bu nitel araştırma kapsamında, Süprematizm’in geometrik keskin çizgilerden oluşan yapısı ile Morfolojinin şekil, biçim ve boyut özellikleri birlikte ele alınarak; seramik malzemenin plastikliğinin bu kıstaslar doğrultusunda tasarlanıp şekillendirilmesi üzerine bir önerme sunulmuştur. Yöntem olarak iki boyutlu siyah karenin biçimsel yapısından yola çıkarak Süprematizm ve Morfoloji konularının seramik sanatıyla bağ kurulması, ayrıca plastik bir malzeme olan çamurun keskin ve yumuşak hatlarla üç boyutlu şekillendirilmesi ile sanatsal ifadeye ulaşılması hedeflenmiştir.
This study was carried out to determine the reasons why users use Wattpad in Turkey. The benefits and harms of Wattpad content and the factors that motivate readers here are important for determining the methods to implement when using this platform. The study was designed as a case study as a qualitative research method. As a data collection instrument, interviews with writers and readers were conducted. Additionally, various documents and a research diary were used. Peer evaluation, member check and role-ordered matrix methods were used to analyze data and create categories. According to the content analysis results, the reasons why users use the Wattpad platform were determined to be the desire to be popular, interaction, ease of use, subjects and language. The reasons for users to use the platform are collected and addressed in the Results section under the headings of sense of belonging and quest for meaning.
Bu çalışmanın temel amacı, son yıllarda sanat üretiminde giderek daha etkili hale gelen yapay zekânın estetik rolünü incelemek, anlamak ve değerlendirmektir. Makale, kapsam olarak yapay zekânın sanatsal yaratım ve estetik kavramlarına odaklanmıştır. Araştırma, yapay zekânın sanatsal yaratım üzerindeki etkileri ve bu teknolojinin sanatsal estetik üzerindeki rolünü Van Gogh’un “Yıldızlı Gece” tablosu üzerinden ele almaktadır. Makalede, yöntem olarak nitel araştırma tekniklerinden betimsel analiz yöntemi ve görselleri yorumlarken kompozisyon yöntemi uygulanmıştır. Bu bağlamda, yapay zekâ ile oluşturulan altı çalışma üzerine bir inceleme ve yorumlama yapılmıştır. Görsellere ait plastik durum, kompozisyon yöntemine göre, sanat ve tasarım ilkeleri ve unsurları üzerinden ortaya konmuş ve yorumlanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, yapay zekâ ile üretilen çalışmalar, orijinal sanat çalışmalarına ait estetik bileşenlere sahiptir. Ancak yapay zekâ ile üretilen çalışmalar, geleneksel sanat çalışmalarından bazı önemli estetik farklılıklar da göstermektedir. Bu farklılıklar arasında, renk ve uygulama, isteme ait tekrar ve kendi kendini geliştirme bulunmaktadır. Yapay zekâ, geleneksel sanat çalışmalarının sınırlarını değiştiren, genişleten ya da çok belirgin olarak ortaya koyan bir estetik deneyim sunmaktadır. Sanatçıların biçimsel dilini derin öğrenme sayesinde uygulayan yapay zekânın, sanatçının duygusal ifadesini aktarma potansiyelinin sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Yapay zekâ ile üretilen görseller, geleneksel yaratıcı eserlere öykünmede başarılı olmakla beraber, özgün bir estetiği yarattığı görünmektedir.
Nowadays, when the distinction between the digital and physical worlds is becoming less and less clear, social media is becoming the most important platform to meet people's communication needs. People are increasingly using social media to access the information they need about their beliefs as well as many other issues. While some of those who produce religious content on social media continue to convey their messages using traditional religious language, some content producers produce content in accordance with the popular language of social media. In this study, the issue of how the religious language in social media should be addressed by referring to the opinions of both content producers and social media users. In the research conducted within the study, semi-structured interviews were made with 27 social media users and 5 content producers, and the collected data were analyzed by descriptive analysis method. According to the findings, the language that social media users and content producers should use when sharing religious content on social media should be consistent, sincere, away from financial expectations, concise, tolerant, aesthetic, appropriate to the language of youth and holistic. In addition, religious content should be away from prohibitive language and should not distort the essence of religious values for the sake of popularity.
اهتم علماء اللغة العربيّة بالتوجهات النحويّة للقراءات القرآنيّة اهتمامًا كبيرًا، وعُنوا بتوجيهها ونقلها والاحتجاج لها أو بها، وقد صنّفوا لها كتبًا عديدة فيما يتعلق بتوجيه القراءات الصحيحة كما أفردوا كتبًا في توجيه القراءات الشَّاذة أيضًا، ومن هؤلاء العلماء الأفذاذ برهان الدين إبراهيم الصفاقسي، العالم الكبير والمتفنن في علوم اللغة، فقد ألّف في كليهما، أقصد: توجيه القراءة الصحيحة والشاذة معًا، حتى علتْ منزلتُه العلمية في هذا المجال وذاع صيته، وإنّي وجهتُ اهتمامي إليه، وعكفت عليه، أقتبس من كتابه المُجيد في إعراب القرآن المَجيد توجيهاته النحويّة للقراءات القرآنيّة في الجزء الأول من سورة البقرة وتحليلها ودراستها نظرًا لأهمّيتها وما تضمّنته من مسائل نحويّة مُهمة واختلاف أوجه القراءات فيها. إضافة إلى إبراز شخصيته ومكانته وجهوده في توجيهاته النحوية بين علماء العربية من خلال كتابه الشهير، ورغبة في التعرف على دور القراءات ودراستها كونها مصدرًا مهمًّا من مصادر الاستشهاد النحوي والاحتجاج اللغوي، والذي يُعدّ بابًا كبيرًا في دراسة علم اللغة القديم والحديث، الذي يعود بالنفع والفائدة على الباحث. تحدّدت أهميّة البحث في أنّه بيّن مدى موافقة القراءات القرآنية لأوجه اللغة وهو ما يسهم في ضبط القراءات، كما أنّه يبحث في توجيه دراسة ما يتعلق بالنحو في القراءات، وإظهار طريقة الصفاقسي في تناوله للقراءات القرآنية وتوجيهها نحويًّا، مع وصف مواضع القراءة الصحيحة منها والشاذة وتحليلها، والوقوف على أقوال وترجيحات علماء النحو في هذه القراءات، ويقدّمها للقارئ، مبيّنًا رأيه فيها، فضلًا عن أنّها تكشف للباحث منزلة دراسة القراءات وعلاقتها بالدرس النحوي وأثرها فيه. هذا ولم يقف الباحثُ على دراسة نحويّة من قبل تناولت هذا الموضوع توجيهاتُ الصفاقسي النحويّة للقراءات القرآنيّة في كتابه المُجيد في إعراب القرآن المجيد دراسة تطبيقيّة الجزء الأول من سورة البقرة بالبحث والمناقشة. وقد اتبع البحث الوصف والتحليل لما رُصِدَ من نماذج توجيهات نحوية وآراء الصفاقسي حولها في كتابه المُجيد في إعراب القرآن المَجيد. وقد هدف البحث من خلال دراسة توجيهات الصفاقسي النحوية في كتابه المذكور إلى الكشف عن شخصية علم من أعلام اللغة العربية ودراسة أهم التوجيهات النحوية للقراءات الواردة في سورة البقرة كما أنّه يوضحها ويعرض لها أمثلة تطبيقية. أمّا عن طبيعة البحث فقد اقتضت بدايةً أنْ تكون من مقدمة ذُكرَ فيها تعريف التوجيه النحوي للقراءات القرآنية وأهم المرادفات التي استخدمها أهل اللغة لمصطلح التوجيه في زمانهم، ثمّ ذُكرَ بعده بعض القراءات القرآنية التي أشار إليها الصفاقسي في سورة البقرة في الجزء الأول منها، وتوجيهاته النحوية لها، حيث كانت تشتمل على نماذج ثلاثة، وهي قراءة الرفع والنصب في الآية الكريمة: ﴿صُمٌّ بُكمٌ عميٌ فهُم لا يَرجِعُون﴾، وقراءة الرفع مع التنوين وبغيره وقراءة النصب في قوله تعالى: ﴿فلا خوفٌ عليهِم ولا همْ يحزنُون﴾، وكذلك حذف النون وإثباتها في كلمة تكتموا في قوله عزّ وجلّ: ﴿ولا تلبِسُوا الحقَّ بالباطلِ وتكتمُوا الحقّ وأنتُم تعلمُون﴾، وأُتبِعَ ذلك بأقوال علماء العربية والمعاني وكذلك التفسير، فكانت بذلك في ثلاثة مباحث، تليها خاتمةٌ ذُكرَ فيها أهمّ النتائج التي توصّل إليها البحث، وقد اعتمدَ البحث على مصادر ومراجع متنوعة، فكان من أهمّها كتب القراءات واللغة والمعاجم والمعاني والتفسير. وخلص البحث إلى أنّ مفهوم التوجيه النحوي قائم على أساس اختلاف الحالة الإعرابية، من رفع ونصب وجزم وجر، وبيان وجه كل منها، وما يؤثر فيها من استدلال أو احتجاج أو تفسير. كما أكَّد البحث أن كتاب المُجيد في إعراب القرآن المَجيد يُعدُّ موسوعة في القراءات واللغات والمعاني، فهو يأخذ من كتب القراءات واللغويين والنحويين والمفسرين، ويحتوي على كثير من المسائل اللغوية والنحوية والصرفية، وهذا ما يجعله في مصاف الكتب المهمَّة في القراءات والإعراب والمعاني، وأظهر البحث أنّ الصفاقسي ضمّن توجيهاته النَّحوية توجهات من سبقه من اللغويين والنحويين، فيرجِّح بين القراءات في الأوجه النحوية، وكثيرًا ما يقف مع القراءات الصحيحة وينتصر لها، موضّحًا رأيه فيها وأسباب اختياره لها. وفي ضوء موضوع البحث وأهدافه وما أسفر عنه من نتائج فإنه يوصي بـالاهتمام بدراسة علمي النحو والصرف، والتعمق فيهما، لاستخراج بعض الأسرار الكامنة والكنوز العلمية خلف القراءات القرآنية التي وردت في بقية السور، وكذلك أهمية الدعوة إلى تدريس علم توجيه القراءات في كليات الشريعة الإسلامية، وكذلك في المراكز والمؤسسات العلمية بإقامة مكان متخصص لها. الكلمات المفتاحية: اللُّغة العربيّة، القراءات القرآنيّة، الصّفاقسي، المُجيد في إعراب القرآن المجيد، التَّوجيه النَّحوي، سورة البقرة.
Arapça dil edebiyatının zenginlikleri, belagat alanında çeşitli sanatların geliştirilmesine olanak tanımıştır. Bu sanatlardan biri olan “tevcih” (توجيه) belagat literatüründe önemli bir konuma sahiptir. Bu kavram, muhataplarına çeşitli anlam ihtimalleri sunarak iletişimi zenginleştirme amacını gütmektedir. İslam öncesi dönemde Arapça şiir ve nesirde sıkça kullanılan tevcih, Kur’an-ı Kerim'de de önemli bir rol oynamaktadır. Kur’an-ı Kerim'in nazil olduğu dönemde, özellikle retorik açıdan güçlü olan elit bir topluluğa hitap edilmekteydi. Muhatap kişinin, sözü söyleyenin hangi anlamı kastettiğini net bir şekilde anlaması gerekmekteydi. Tevcih sanatı sayesinde dilin ifade gücünü artırarak anlamı muhataba kolaylıkla bırakıyordu. Bu sanat, Arapçada önemli bir yer tutmasına karşın, diğer bir belagat sanatı olan “tevriye” ile karıştırılmaktadır. Tevriye, yalnızca bir lafızla yapılabiliyorken, tevcih daha uzun cümleler ya da birkaç kelime ile çift anlama gelme olasılığı gerçekleştirilir. Ancak uzak anlamın yanı sıra hem olumlu hem de olumsuz ihtimaller bulunabilmektedir. Tevcih ve diğer belagat sanatları, Arap dilinin zenginliği ve esnekliğini yansıtan önemli örneklerdir. İhâm, tahyîl, mugalata-i ma’neviyye, ibhâm gibi diğer sanatlar da, bazen tevcih ile karıştırılabilmekte, temelde her biri kendi özgün yapılarına sahiptirler. Özellikle tevcih ve ibhâm gibi sanatlar, metinlerin anlamını çeşitlendirerek, muhatapları düşündürmek amacını hedeflemektedir. Bu nedenle, bu sanatların anlaşılması, Arapça metinlerin doğru bir şekilde çevrilmesi adına hayati öneme sahiptir. Bu makale, tevcih ve diğer belagat sanatlarının anlamını ve işleyişini daha da derinlemesine incelemeyi amaçlamaktadır. Bu sayede, Arap dilinin belagat açısından zenginliği ve etkisini daha iyi anlama fırsatı sunacaktır.
The goal of the current research is to reflect critical thinking levels of reading activities in the 7th grade English coursebook. Moreover, it also aims to propose extra activities to complete the missing cognitive levels of the reading passages. Within this perspective, several questions are forwarded. Firstly, the extent of the reading activities was evaluated, so each level was described with an example from the coursebook. What is more, the homogeneity of the total activities was elaborated. Second question deals with the significance between the lower and higher levels. To answer these questions, content analysis was applied as a part of qualitative analysis. Also, Bloom's revised taxonomy was utilized in the coding process as a criterion to match the activities with the right cognitive level. The results showed that a very high percentage of the activities (95%) support lower levels with the predominance of the remembering level. Thus, it was not a homogeneous distribution. Also, a significant difference was found between lower and higher levels as a result of SPSS. Therefore, teachers need to make some adaptations in their lessons. They need to prepare extra materials to cover the missing levels. On the other side, coursebook developers need to make regular adaptations to keep up with the current needs.
This article explores the types and functions of dialogue interpreter’s non-rendition behaviour in a corpus of transcriptions of a recorded parent-teacher meeting. Following Vargas-Urpi’s (2019) distinction between justified and unjustified renditions, it seeks to contribute to the discussion of the interpreter’s use of non-renditions in a relatively under-searched mediated communicative environment. Non-renditions, interpreter-generated original utterances that do not have corresponding counterparts in the preceding source utterance, are considered a part of “talk as activity”. Thus, as a theoretical framework, the study adopts a dialogic view to discuss interactional non-renditions as a discourse practice. The analysis of extracts drawn from a naturally occurring parent-teacher encounter revealed that the interpreter’s non-renditions are substantially self-prompted when they ask for clarification or confirmation. There are instances of talk that lead to the exclusion of the interpreter from the ongoing dialogue in monolingual sequences. The study also provides significant data on the use of reactive tokens as a listener’s response.

/ 42
2 / 42