5 sonuç

Tümünü Listeye Ekle
Amaç: Çalışmada, hem içinde bulunduğumuz salgın sürecinin ilerleyen dönemlerini hem de gelecekte olası salgınlar için hemşirelerin devamsızlık yapma nedenlerinin incelenmesi ve hemşire yöneticilere yaşanan sorunlar konusunda bilgi sağlaması amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma kesitsel ve tanımlayıcı tipte yapılmıştır. Araştırmanın örneklemi 355 hemşireden oluşmaktadır. Veriler 09-30 Aralık 2020 tarihleri arasında toplanmıştır. Çalışmanın etik kurul onayı alınmıştır. Bulgular: Araştırmada hemşirelerin salgın döneminde on günden fazla devamsızlık yaptığı (%46,76), devamsızlık nedeniyle birimlerde sıkıntı yaşandığı (%90,42), oluşan eleman eksikliğinin fazla mesai yapılarak giderildiği (%47,85) belirlenmiştir. En sık devamsızlık nedeni sırasıyla; aile üyelerini COVID-19 enfeksiyonu bulaş etkisinde bırakma endişesi (%18,31), aşırı stres (%13,99) ve iş yükü (%12,76) olarak saptanmıştır. Salgın döneminde çalışmaya istekli olmada en çok kabul gören ölçütler sırayla; hastalanma durumunda tedavi ve bakımlarının karşılanmasının güvenceye alınması (%79,72), prim ödemesi (%79,44), bulaş riski nedeniyle çalışanlara kalacak yerin düzenlenmesi (%75,77) olarak belirtilmiştir. Sonuç: Çalışmada salgın döneminde yapılan devamsızlık nedeniyle, çalışan diğer kişilerin fazla mesai yapmasına neden olduğu belirlenmiştir. Bilinmeyen yeni virüsle mücadelede etkili bir iş gücü sağlanması, devamsızlıkların nedenlerinin bilinmesi, yaşanan endişeleri kabul edilebilir bir düzeyde tutmak için önemlidir. Bu nedenle, hemşirelerin istekliliğini anlamak, hemşirelik iş gücü eksikliğini gidermede büyük öneme sahiptir.
Tüm dünyada epidemik ve pandemik salgınlarla karşılaşabiliriz. Bu hastalıkların tahmin edilmesi çok zordur ve ciddi sonuçları vardır. Pandemilerde, kontaminasyonu azaltmak, hastalık yayılmasını önlemek ve çalışan personelin korunması için zamanında, etkili ve hızlı müdahalelerle ciddi planlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle hastaneler pandemi öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gereken stratejileri ve çalışmaları belirlemelidir. Pandemiye hazırlıklı olmak; eylem planının oluşturulması, pandemi sırasında sağlık ve diğer temel sistemlerin çalışmaya devam etmesini sağlamak ve böylece ekonomik ve sosyal maliyeti azaltmak için hayati önem taşır. Pandemide fiziki alanların, personelin, yetki ve sorumlulukların planlaması, kişisel koruyucu ekipman kullanımı ve bu uygulamaların ne zaman ve nasıl hayata geçirileceğinin konusunda kararsızlıklar yaşandı. Bununla birlikte değişime alışkın genç bireylerden oluşan insan gücü, genişlemeye olanak sağlayan fiziksel yapı ve teknolojik olanaklar ise süreci kolaylaştıran faktörlerden olmuştur. Bu makale ile, özel bir hastanenin Covid-19 enfeksiyonu ile mücadelesinde literatür doğrultusunda uyguladığı hazırlık ve stratejilerin paylaşılması hedeflenmiştir.
Giriş ve Amaç: Bu çalışma, özel bir hastanedeki hemşirelerin hasta güvenliği kültürü algılarını belirlemek amacıylayapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemini JCI standartlarına sahip, hasta güvenliği aşamalarında proaktif seviyedeolan bir özel hastanede çalışan 145 hemşire oluşturmuştur. Etik kurul izni ve kurum izni alındıktan sonra araştırmaverileri “Kişisel Bilgi Formu” ile “Hasta Güvenliği Kültürü Ölçeği (HGKÖ)” ile yüz yüze görüşme yöntemiyletoplanmıştır. Verilerin analizi için SPSS v.25 programı kullanılmıştır. Sürekli (nicel) değişkenler için tanımlayıcıistatistikler; “ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum” olarak ifade edilirken, kategorik değişkenler sayı veyüzde şeklinde verilmiştir. Ölçek alt boyutlarının Normallik dağılımına göre incelendikten sonra “Bağımsız T-testi veTek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)” uygulanmıştır.Bulgular: Hemşirelerin HGKÖ’den aldıkları toplam puan ortalaması 3,23±0,37 puan bulunmuş olup tüm altboyutlarda elde edilen puan da ortalamanın üzerinde bulunmuştur. En yüksek puan “çalışanların eğitimi” (3,35±0,44),en düşük puan “beklenmedik olay ve hata raporlama” (3,13±0,51) alt boyutlarında saptanmıştır. Meslekte çalışmasüresi ile HGKÖ ve alt boyutları arasında istatistiksel anlamlı bir fark bulunmuştur. Çalışmada 11 yıl ve üstüçalışanların HGKÖ ölçek toplam ve alt puan ortalaması (1-5 yıl ve 6-10 yıl arasında çalışanlara göre istatistiksel olarakanlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.Sonuç: Bu çalışma bulgularından elde edilen sonuç; hemşirelerin uzun süre kurumda çalışmış olmalarının, hastagüvenliği eğitimlerinin her yıl tekrarlanmasının, çalışma yılları ile paralel olarak hasta güvenlik kültürü algılarınınartmasına katkıda bulunmuştur. Hasta güvenliği her zaman hemşirelerin en önemli işlevi olmuştur. Klinik bakımverirken oluşan hataların raporlanması, ilgili konu hakkında tartışılması iyi bir güvenlik kültürünün anahtarıdır.
Adolesan idiyopatik skolyoz, en sık görülen skolyoz tipidir ve sağlıklı çocuklarda puberte döneminde, omurga vegövdenin üç boyutlu deformasyonu şeklinde gelişir. Skolyoz operasyonu sonrasında hemşirelik bakımı çokönemlidir; hasta takibi, mobilizasyonu, olası komplikasyonların önlenmesi, hasta ve ailesinin eğitimi,rehabilitasyonu gibi konular önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle hastalara bakım veren hemşirelerin, hastayıbütüncül olarak değerlendirebilmek ve uygun girişimleri planlayabilmek için hemşirelik süreci ve sınıflamasistemlerini rehber olarak kullanmaları gerekir.Olgu, Marjory Gordon’un “Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri” modeli kapsamında değerlendirilmiş olup modeltemel alınarak hazırlanan hemşirelik sürecinde hastanın yaşadığı ve yaşaması olası olan sorunlar incelenmiştir.
Kalite yönetim sistemlerinin getirdiği standartların tamamında, düzeltici ve önleyici faaliyetlerin kapsamı ve derinliğinin belirlenmesiyle ilgili sorun çözme yaklaşımlarda kök neden analizinin yapılmasının gerekli olduğu vurgulanmaktadır. Sağlık kurumlarında, olayın neden, nasıl gerçekleştiğini ve eğilimini anlamak, olaylardan çıkarım sağlamak, süreçleri planlayıp, uygulamak, aynı veya benzer olayın tekrarlanmasını önlemek için kök neden analizi yapılmaktadırlar. Kök neden analizinde inceleme konusu kişiler değil, olay ve nedenleri olmaktadır. Amaç, kimin ihmali olduğunu bulmak değil, tüm olayları gözden geçirerek sistemde iyileştirme yapmaktır. Literatürde sağlık bakım sistemi ile ilgili yapılan kök neden analizi çalışmasına az rastlanmaktadır. Sağlık kurumlarında kök neden analizi ile gelişenveya gelişebilecek olan tıbbi hatalarla ilgili sorun çözme becerilerinin gelişmesi sağlanabilecektir. Bu çalışmanın amacı, kök neden analizinde balık kılçığı yönteminin kullanımı hakkında bilgi vermek ve hemşirelikte kök neden uygulamalarına katkı sağlayacak bir örnekle pekiştirerek hemşirelere yol göstermektir.

/ 1
2 / 1