244 sonuç

Tarama Sonuç Kümeleri
Tümünü Listeye Ekle
Yoğun kentleşme hareketleri, aşırı tüketim, enerji kaynaklarının bilinçsiz kullanımı, çeşitli sebeplerle insanlarınbüyük kentlere göç etmesi ve hızlı nüfus artışı günümüz kentlerinin ortak sorunlarıdır. Kentlerle ilgili sorunlarınfarkına varan bazı yerel yönetimler 1999 yılında İtalya’da Yavaş Kent Hareketi (Cittaslow Movement) adında birkentsel hareket başlatmışlardır. Yavaş Kent Hareketi’nin temel hedefi, mekanların gelişimini iyi yemek, sağlıklıçevreler, sürdürülebilir ekonomi ve toplumsal yaşamın geleneksel ritüelleri esas alınarak beslemektir. Yavaş Kentolmaya aday kentler; yerel sanat ve zanaatleri teşvik etmenin yanı sıra ürünleri bölgeyi tanımlı kılan, bölgeyekimlik ve imaj kazandıran modern endüstrinin desteklenmesini de sağlamak üzere faaliyet gösterirler. Ayrıca,yapılı çevrenin karakterinin korunması, ağaç dikimi; yeşil alanların, bisiklet yollarının ve yayalaştırılmış bölgelerinarttırılması, meydanların reklam panoları ve neonlardan arındırılmış olması, araba alarmlarının yasaklanması,gürültü kirliliğinin, ışık kirliliğinin ve hava kirliliğinin azaltılması, alternatif enerji kullanımının desteklenmesi,toplu taşımanın ve yeni düzenlemeler içinde ekoloji dostu mimarinin geliştirilmesi de Yavaş Kent’lerin zorunluuygulamalarından bazılarıdır. Bilecik ili Ankara, İstanbul, Eskişehir, Bursa gibi büyük kentlere yakın olmasıyla coğrafi olarak, çeşitliuygarlıklara ev sahipliği yapması ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda merkez görevi görmesi ve KurtuluşSavaşı’nda verdiği mücadelelerle tarihi olarak önemli bir konumdadır. Çalışma ile Osmaneli kentinin Yavaş KentHareketi’ne katılmaya uygunluk durumunun incelenmesi, Yavaş Kent Hareketi’ne katılmanın Osmaneli kentimajını geliştirmeye yönelik yapacağı olumlu fiziksel etkilerin saptanması ve tasarıma yönelik önerileringeliştirilmesi hedeflenmiştir.
Bisiklet etkinlikleri bisiklet turizmi kapsamında yapılan, katılımcılarına bir gruba üye olmak, farklıdestinasyonları ziyaret etmek ve sosyalleşmek gibi deneyimler sunan, yarım gün veya tam gün olabildiği gibikonaklamalı tur organizasyonları ile de gerçekleştirilebilen faaliyetlerdir. Bisiklet etkinliklerine katılan bireylerinmotivasyonlarının ve sürekli ilgilenim düzeylerinin tespit edilmesi, organizasyonların iyi bir şekildeplanlanmasına ve yönetilmesine olanak sağlayacaktır. Bu kapsamda bu çalışmanın amacı, bisiklet etkinliklerinekatılan bireylerin motivasyonlarının belirlenmesi, sürekli ilgilenim düzeylerinin ölçülmesi ve bu iki kavramarasındaki ilişkinin irdelenmesidir. Amaçlı örnekleme yöntemi kullanılan araştırmada 451 bisikletçiyeulaşılmıştır. Veriler 2019 yılı Aralık ayı ve 2020 yılı Ocak-Şubat-Mart aylarında İzmir’de bisiklet gruplarının vediğer organizatörlerin düzenlendiği bisiklet etkinliklerine katılan bireylerin oluşturduğu gruplara uygulanananketlerden elde edilmiştir. Anket verileri SPSS (Statical Packages for Social Sciences) programı ile analizedilmiştir. Çalışma kapsamında elde edilen en önemli bulgu, “Meydan Okuma” motivasyon boyutunun bağımlıdeğişkenler olarak nitelendirilen sürekli ilgilenim faktörlerinin tamamını etkilediği bulgusudur.
Dünyada artan çevre sorunlarına bağlı olarak son yıllarda motorsuz araç kullanımına yönelik ilgi artmaktadır. Bu araçlar içerisinde ekonomik ve ekolojik faydaları ile bisiklet öne çıkmaktadır. Bisiklet günümüzde kentlerde ulaşımı sağlamanın en uygun yollarından biri kabul edilmektedir. Ancak buna rağmen birçok ülkede altyapı olanaklarının yetersiz olması bisiklet kullanımını sınırlandıran önemli bir faktör olarak görülmektedir. Bu çalışmanın amacı Antalya kent merkezinde bisiklet ile ulaşımın geliştirilmesi için yapılan çalışmaların incelenmesi ve değerlendirilmesi, bisiklet kullanıcılarının karşılaştığı sorunların belirlenmesi ve bisiklet kullanıcılarının görüş ve önerileri doğrultusunda bisiklet kullanımının özendirilmesi ve geliştirilmesine katkı sağlayacak bir takım önerilerin geliştirilmesidir. Çalışmanın ilk aşamasında araştırma konusuna yönelik yapılan çalışmalar, Antalya’da kent içi ulaşımında bisiklet kullanımı ile bu konuda yapılan planlama ve uygulamalar, bisiklet kullanımına etki eden mekansal gelişim ve nüfus özellikleri ortaya konulmuştur. Çalışmanın ikinci aşamasında önceden hazırlanan sorularla, bisiklet kullanan bireylerle karşılıklı görüşme yapılmıştır. Çalışmanın son aşamasında Antalya kenti özelinde bisikletli ulaşım sorunları değerlendirilmiş ve sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik bazı öneriler getirilmiştir. Sonuç olarak planlama ve tasarım çalışmalarında önemli yere sahip katılımcı yaklaşım düşüncesiyle bisiklet kullanıcıları ile yapılan genç ve eğitimli bir nüfusa sahip olan Antalya kent merkezinde bisiklet kullanım oranının düşük olduğu, bunun eğitimin yetersizliği, motorlu taşıt trafiğinden kaynaklı sorunların varlığı, bilgi ve tecrübe eksikliği ile spor etkinliklerine katılma yetersizliğinden kaynaklanabileceği vurgulanmıştır.
Şehir lojistiği için şehrin altyapısı ve planlaması, bisiklet yollarının varlığı ve kalitesi, toplu taşıma araçları ve yaya trafiği ile ilgili düzenlemeler önem arz etmektedir. Bu düzenlemeler kent sakinlerinin yaşamış oldukları şehirden memnun olma düzeylerini de etkilemektedir. Bu nedenle, bu çalışmada öncelikli olarak şehir lojistiği ile ilgili kent sakinlerinin mevcut durum algıları ile önem düzeylerinin karşılaştırılması yapılmıştır. Bu amaçla Türkiye’de 1708 kişiden anket ile veri toplanmıştır. Katılımcılardan yaşamış oldukları şehrin şehir lojistiği durumunu değerlendirmeleri ve bu durum ile ilgili kendileri için önem düzeylerini belirtmeleri istenmiştir. Yapılan analiz neticesinde mevcut durum ve önem düzeyi arasında en yüksek farkın altyapı boyutu için yol zemininin düzgün olması, şehir planlaması boyutu için trafik yoğunluğunun uygun olması, bisiklet yolu boyutu için bisikletle ulaşım için uygun yolların varlığı, toplu taşıma boyutu için toplu taşıma araçlarının bakımlı ve temiz olması ve yaya trafiği boyutu için ise trafikte yaya önceliğine dikkat edilmesi olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada ayrıca şehir lojistiği boyutlarının kent yaşam memnuniyeti üzerindeki etkisi yapısal eşitlik modeli ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz neticesinde yaya trafiği, altyapı ve toplu taşıma boyutlarının kent yaşam memnuniyetini anlamlı olarak etkilediği tespit edilmiştir. Şehir planlaması ve bisiklet yolu boyutları ise kent yaşam memnuniyetini anlamlı olarak etkilememiştir.
Bireylerin herhangi bir aktivite ile ilgilenmeleri yaşam tatminlerini ve genel yaşam kalitelerini etkileyebilmektedir. Bu sebepleaktivite bağlılığı, yaşam tatmini ve yaşam kalitesi kavramları arasındaki ilişkinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Buaraştırma bisiklet sürme aktivitesine katılan bireylerdeki aktiviteye yönelik bağlılıklarının aktivite sonrası yaşam tatmini vegenel yaşam kaliteleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Amaca bağlı olarak, Ankara Eymir Gölü’nde bisikletsürme aktivitesine katılan 421 kişiye anket uygulanmıştır. Araştırma sonuçları Smart PLS programında analiz edilmiştir.Aktiviteye yönelik duygusal, fonksiyonel ve tavsiye edici bağlılık boyutlarının, aktivite sonrası yaşam tatmini üzerinde olumluyönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca aktivite sonrası yaşam tatmininin, bireylerin genel yaşam kalitesini de önemliölçüde arttırdığı gözlemlenmiştir. Araştırma sonuçları turistik destinasyon yöneticilerine, yerel yönetimlere ve alanyazındaçalışan akademisyenlere önemli katkılar sunmaktadır.
Bu araştırma, rekreatif amaçlı bisiklet kullanan bireylerin; bisiklet kullanma nedenleri, bisiklet kullanmanın bireylere sağladığı faydalar, bisiklet kullanırken karşılaştıkları zorluklar ve bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması için yapılması gerekenler hakkındaki görüşlerini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada nitel araştırma yönteminin iç içe geçmiş tek durum deseninden yararlanılmış ve veriler, araştırma ekibi tarafından geliştirilen görüşme formu kullanılarak Artvin ili Arhavi ilçesinde rekreatif amaçlı bisiklet kullanan 13 katılımcıdan toplanmıştır. Ölçüt ve kartopu örnekleme teknikleri ile belirlenen bisiklet kullanıcıları ile ofis ortamında yüz yüze görüşmeler yapılmış ve veriler yarı yapılandırılmış açık uçlu soruların betimsel analize tabi tutulması marifetiyle deşifre edilmiştir. Çalışma neticesinde; katılımcıların fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumak için bisiklet kullandıkları, coğrafyanın getirdiği bazı güçlüklerin ve bisiklet kültüründeki eksikliğin bisiklet kullanmada performansı düşürdüğü, bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması için kamu sektörü ve özel sektör iş birliği ile merkez yönetimin de desteğinin alınması ve şehirleri güvenli bisiklet kullanımına uygun hale getirerek çeşitli kulüpleşme ve eğitsel faaliyetlerin yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin jeolojik özellikleri dikkate alındığında ilçede bisiklet kullanımının gelişip yaygınlaşabilmesi için merkezi ve yerel yönetimler tarafından yol güvenliğinin sağlanması amacıyla alınacak her önlemin bisiklet sporuna katılımı ve motivasyonu artıracağı değerlendirilmektedir.
Dünya çapında bir sorun haline gelen yoksulluk, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çözüm aradığı başlıca konular arasında yer almaktadır. Böyle bir problemin azaltılmasında turizm sektöründen faydalanılması gerektiği fark edilmiş ve yoksul yanlı turizm geliştirilmiştir. Araştırma kapsamında kırdan kente göç olayının yoğun yaşandığı Eskişehir’deki kırsal bölgelerde, üretimin belirli bir seviyede kaldığı keşfedilmiş ve kırsal yoksulluk sorununun büyüyebileceği öngörülmüştür. Bu çerçevede herhangi bir çalışmanın yapılmadığının anlaşılmasıyla, Eskişehir’deki yoksul yanlı turizmin desteklenmesinde ve kırsal yoksulluğun giderilmesinde kırsal turizm potansiyelinden nasıl yararlanılabileceğini göstermek amaçlanmıştır. Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Eskişehir Belediyesinin web sitelerinden ve alanyazındaki bilgilerden yararlanılarak Eskişehir’deki kırsal turizm potansiyelini gösteren bir SWOT analizi oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda Eskişehir’de botanik, kamp ve karavan, yayla, mağara, akarsu, bisiklet turizmi, agro ve ekoturizm, trekking, kuş gözlemciliği ve sportif olta balıkçılığı türlerine dair potansiyelin var olduğu ancak bunların tarihi ve kültürel yan çekiciliklerle desteklenmesi gerektiği belirlenmiştir. Sürdürülebilir kırsal turizmden bahsedilebilmesi için de Eskişehir’in “Kırsal Turizmi Destekleme Kurumuna’’ ve master planına ihtiyaç duyduğu gözlenmiştir.
Yer seçim problemi son yıllarda birçok farklı alanda dikkate alınan ve bu sebeple popüler karar verme problemlerdendir. Bu problemler çok sayıda kriterin dikkate alınması gerektiği için en uygun çok kriterli karar verme yöntemleri ile çözülebilen problem tiplerindendir. Bu çalışmada Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Şehit Prof. Dr İlhan Varank kampüsünde bulunan bisiklet istasyonları için alternatif yer seçim çalışması yapılmıştır. Bir gerçek hayat uygulaması sunulan bu çalışmada bisiklet paylaşım istasyonlarının mevcut durumunun yetersiz olması sebebiyle öğrenci yoğunluğuna göre yeni alternatif bisiklet istasyonu yerlerinden en uygununu belirlemek öncelikli amaç olmuştur. Bu alternatif bisiklet istasyonlarını belirlemek için yoğunluk bölgelerinin olduğu dört farklı nokta belirlenmiştir. Bununla birlikte, en uygun alternatif istasyonun bulunabilmesi için farklı çok kriterli karar verme yöntemleri bir coğrafi bilgi sistemi (CBS) ile birleştirilmiştir. Analitik hiyerarşi süreci kriter ağırlıklarını elde etmek için uygulanmış ve PROMETHEE yöntemi ile alternatif istasyonların sıralaması yapılmıştır. Son olarak, hesaplanan veriler neticesinde en uygun alternatif istasyona karar verilmiştir.
Dünya genelinde bisiklet kullanımını artırmak için bisiklet paylaşım sistemleri uygulanmaktadır. Bisiklet paylaşım istasyonlarına olan potansiyel talep ve istasyonların yerlerinin uygun şekilde seçilmesi, bu sistemlerin başarısını yüksek derecede etkilemektedir. Genç nüfusun fazla ve bisiklet kullanımı açısından mesafelerin elverişli olduğu üniversite kampüsleri çalışmanın alanını belirlemektedir. Bu çalışmada, Balıkesir Üniversitesi Çağış Kampüsünde bisiklet rotalarının ve paylaşım istasyonlarının en uygun şekilde belirlenmesi için coğrafi bilgi sistemi (CBS) tabanlı çok kriterli bir karar verme sistemi önerilmektedir. Bu kapsamda öncelikle, coğrafi bilgi sistemlerinden yararlanılarak kampüsteki bisiklet rotaları belirlenmiştir. Sonrasında ise CBS ve kullanımı oldukça yaygın çok kriterli bir karar verme yöntemi olan Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) birlikte kullanılarak kampüsteki öğrenci ve personelin kullanımına en uygun bisiklet paylaşım istasyonlarının belirlenmesine çalışılmıştır. Önerilen bisiklet paylaşım sistemiyle çevresel ve sosyal açılardan kampüsün daha verimli bir ortama dönüştürülmesi, öğrenci ve personele de fiziksel ve ruhsal açılardan daha sağlıklı bir ortam sunulması hedeflenmiştir. Çağış kampüsünde yapılan çalışma kapsamında, kullanılan yöntemin en uygun bisiklet paylaşım istasyonlarının yerlerinin belirlenmesi noktasında verimlilik sağladığı ve kampüs içerisinde daha dinamik ve çevre dostu bir ulaşım imkanı oluşturduğu düşünülmektedir.
In this study; a design to build study has been carried out for a self-balancing bicycle. Also support and rising up systems to bring it the equilibrium position in case of its fall are added. Finite element simulation of the bicycle frame is performed to get its dynamics and structural responses. Finally, an autonomous bicycle frame with self-balancing capability is designed. Self-balancing has been performed by means of a control momentum gyroscope including a single axis gimbal. The performance of the design has been evaluated for varying loading, driving speed and torque conditions. Implementation of this study with control algorithms will be performed as a future work.
Purpose: This study aimed to investigate the level of participation in leisure time physical activities (LTPA) of adolescents and adults with cerebral palsy (CP). Material and Methods: 35 individuals with CP at Gross Motor Function Classification System levels I (n=9), II (n=3), III (n=17), and IV (n=6); 15 female and 20 male, over the age of 16 (22.6 ± 5.5 years) were included in the study. A questionnaire has been prepared by researchers to investigate participation of individuals in LTPA. Individuals were asked whether they did any LTPA. If so, the type, frequency, intensity, duration were questioned. Results: It was determined 91.4% of individuals were interested in some form of LTPA, and they were interested in 8 activities (home exercises, walking, swimming, fitness, exercise bike, bowling, cycling and football) out of 14 activities offered to them, 74.2% of them did this activity once a week, and 65.7% of them wanted to do new activities, but couldn’t perform them due to various barriers. Discussion: It was demonstrated that diversity and frequency of activities in adolescents and adults with CP were inadequate and interventions aimed at increasing community participation, and diversity and frequency of LTPA in adolescent and adult CP patients are needed.
Kentte bir buluşma noktası olan kamusal alanlar, farklı bireylerin karşılaştıkları ve birlikte zaman geçirdikleri yerlerdir. Bu alanlara ulaşım seçenekleri ise bireylerin değişen taleplerine göre her zaman aynı olmayabilir. Tercihlerin aynı olmaması ve aynı seçeneğe yönlendirilmemesi de kamusal alan kullanımında çeşitliliğin sağlanması için oldukça önemlidir. Bu nedenle çalışmada, kamusal alanların kent içinde önemli duraklar olduğu kabul edilerek, iki kamusal alan arasında kişiselleştirilmiş bir ulaşım modeli önerilmiştir. Çalışmada yöntem olarak Analitik Hiyerarşi Süreci ve Bayes Ağları kullanılmıştır. Analitik Hiyerarşi Süreci yönteminde değerlendirilecek olan ulaşım seçenekleri, mikromobilite çalışmaları kapsamında ele alınmıştır. Bisiklet, elektrikli scooter ve yürüme eylemi için örnek rotalar oluşturulmuştur. Rotaların tercihini belirleyen kriterler için literatür incelemeleri yapılmış ve eşik değerler çıkarılmıştır. Ancak kullanıcıların farklı tercihlerine göre kriterlerin önemi ve buna bağlı olarak da rotaların uygunluğu da değişebilmektedir. Bu nedenle kriterlerin ağırlığının belirlenmesinde kullanıcı tercihlerinin dinamik değişkenliğini gözlemleyebileceğimiz Bayes Ağları modele dahil edilmiştir. Kullanıcıların tercihlerine göre, Bayes Ağları ile kriterlerin ağırlıkları belirlenmiş ve bu kriterler Analitik Hiyerarşi Süreci ile değerlendirilmiştir. Bayes Ağları ile kriterlerin ağırlıklarının belirlenmesi Analitik Hiyerarşi Süreci yönteminde verilerin tutarlılığını sağlamış ve sistemi daha esnek hale getirmiştir.
Açık ve yeşil alanlar geçmişten gönümüze insanların en çok ihtiyaç duydukları alanlar olarak nitelendirilmektedir. Günümüzde yaşanan Covid-19 salgını ile birlikte pandemi kavramının hayatımıza girdiği bu süreçte açık ve yeşil alanların planlanması ve tasarımı büyük önem kazanmıştır. Covid-19 karantina süresince evde geçirilen zamanın artması ile insanların yürüyüş yapma, egzersiz ve bisiklet sürme gibi aktivitelere ihtiyacını artırmıştır. Bu çalışmanın amacı yoğun yapılaşma ile birlikte nüfus yoğunluğunun en fazla, açık ve yeşil alanların sayı ve bağlantılılık durumunun zayıf olduğu Aydın ili, Efeler ilçesinin 3 merkez mahallesinde (Cuma Mahallesi, Meşrutiyet Mahallesi ve Kurtuluş Mahallesi) Covid-19 salgını kapsamında açık ve yeşil alanların tasarımına ilişkin önerilerin geliştirilmesidir. Çalışmanın gerçekleştirilmesinde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 yılı nüfus verisi, Open Street Map verileri, Efeler Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nden elde edilen Parklar ve Yeşil Yol Haritası, ArcGIS Basemap verisi ve Efeler Belediyesi İmar Planı paftalarından yararlanılmıştır. Nüfus yoğunluğu haritalarının oluşturulması, mevcut açık ve yeşil alanlara ilişkin değerlendirmelerin yapılmasında ArcGIS 10.7, FRAGSTATS v4.2, Excel yazılımlarından; öneri tasarımların gerçekleştirilmesi ve görselleştirme çalışmalarının yürütülmesinde ise AutoCAD, SketchUp ve Photoshop yazılımlarından yararlanılmıştır. Çalışmada seçilen 3 mahallede mevcut açık ve yeşil alanların birbirleri ile ilişkilendirilmesi ve erişilebilirliğin arttırılması amacıyla 14 sokak üzerinde çalışılmıştır. Çalışma sonucunda öneri tasarımlar ile mevcut açık ve yeşil alan miktarı artırılırken, salgın dönemlerinde her yaş grubundan bireyin aktif ve pasif rekreasyon ihtiyacını karşılayabilecek, erişilebilir, güvenli ve sağlıklı mekânların oluşturulmasına katkı sağlanmıştır.
Objective: Effects of regular physical activity on the human health is an important factor for the life quality parameters. The present study aimed to determine effects of moderate aerobic exercise on the life quality and human health. Materials and Methods: There were three groups (competitive cyclists, recreational cyclists and control) who voluntarily participated in this study. The cyclists of the National Bicycle Federation who could continue trainings during the Corona virus pandemic (n: 50), cyclists of the amateur clubs (n: 50) and 50 sedentary adults (≥19 years) were enrolled (n:150). World Health Organization Quality of Life Questionnaire Abbreviated Version - WHOQOL-BREF-TR was used to determine participants' life qualities. Results: Competitive cyclists trained for 13.33 (±7.24) hours per week and they had 4798 min/week MET values. Subgroup scores of WHQOL-BREF-TR (physical, psychological, social, environmental, national environment, general life quality and health) were found to be higher in competitive cyclists than others (recreational cyclists and sedentary adults). In addition, the values of competitive and amateur cyclists in the physical health level parameters were higher than the control group. Competitive cyclists had higher scores for psychological, social health and general life quality subgroups than others (p<0.05).
Bisiklet kullanımı çocuklar için eğlenceli ve özgürlük hissi yaratan bir araç olduğu kadar, yaşamı tehdit eden kazaların nedeni de olabilir. Bu yazıda bisiklet gidon yaralanması ile acil servise başvuran bir olgu sunulacaktır. Bisikletten düşme öyküsü ile acil servise getirilen 11 yaşında erkek çocuğun muayenesinde, sağ alt kadranda şişlik ve batın derisinde gidon ucuna ait vurma izi saptandı. Tomografi batın duvarı hasarını doğruladı. Batın eksplorasyonunda; gidon izine uyan bölgede fasya ve kasların parçalandığı, batında serbest kan olduğu ve terminal ileum mezenterinde defekt oluştuğu görüldü. Mezenter, kas ve fasya defekti onarıldı. Olgu postoperatif üçüncü günde şifa ile taburcu edildi. Gidon yaralanmalarında ilk bulgu cilt üzerindedir. Olgular batın içi organ hasarı ve ventral duvar hernisi açısından izlenmelidir. Güvenli bisiklet kullanımına ilişkin davranış geliştirici eğitimlerin yapılması bisiklet kaynaklı kazaları önlemede etkili olabilir
2019’un sonunda başlayan ve yaklaşık iki yıldır tüm dünyayı etkisi altına Covid-19 Pandemisi, insanları konutlarından çıkmama, çıkarsa da yürüme mesafesiyle sınırlamaya kadar uzanan uygulamalara maruz bıraktı. “Yeni normal” olarak hayatımıza giren sosyal mesafe ise kentin ve kentsel mekanların, donatıların planlanması ve tasarlanmasının yeniden düşünülmesine neden oldu. Yaşam pratiğindeki bu köklü değişimler kaçınılmaz olarak mahalle ve sokak kurgusunu sorgulatmış, mahalle ölçeğini yeniden planlama ve tasarımın odağına çekmiştir. Bu salgın süreci, kalabalıklardaki bulaş riskinden kaçınmak isteyen insanların toplu taşıma araçlarından kaçınmasıyla da öne çıktı. Böylece toplumun geniş kesimleri bireysel ulaşımın yanı sıra yürüyüş, bisiklet gibi sağlıklı ulaşım seçeneklerine her zamankinden daha fazla yöneldi. Özellikle kapanma ve sokağa sınırlı çıkış dönemlerinde, günlük ihtiyaçlarını en kısa mesafelerde karşılayıp, konutlarına dönmek durumunda kaldılar. Yaşanılan bu değişimler esnasında, gündelik yaşam ”mahalle kurgusu, donatıların erişilebilirliği ve yürünebilir sokaklar” çerçevesinde yeniden sorgulanmaya başlandı. Bu makalenin amacı, öncelikle erişilebilir donatılara ve kentsel yaşamın parçalarını birbirine bağlayan yürünebilir sokaklara sahip bir mahallenin ve mahalle ölçeğinde planlamanın, tasarımın ne denli önemli olduğunu, ikinci olarak bu mahallelerin yaşam kalitesine sağlayabileceği katkıları pandemi süreci ve gelecekte benimsenecek yaklaşımlar ile ilişkilendirerek ortaya koymaktır.
Bisikletler 21. yüzyılın ulaşım sistemini yeşil kılmak, enerji tüketimini ve karbon salınımını azaltmak, sağlıklı yaşam sürmek ve COVID 19 pandemi sürecinde sağlıklı ulaşımı destekler nitelikte olması gibi pek çok olumlu özelliğe sahip bir seyahat şekli olarak görülmektedir. Çalışmanın amacı, kent içi ulaşımına eklemlenen bisiklet yollarının entegrasyon sürecinde, planlama ve tasarım ölçeğinde alınması gereken kararların uygulanmış örnek bir proje üzerinden incelenmesi olarak belirlenmiştir. Çalışma alanı olarak Kanada-Nova Scotia Eyaleti, Halifax kenti, South Park Street bölgesi seçilmiştir. Çalışma kapsamı üç aşamalı olarak kurgulanmıştır. İlk olarak, bisiklet yolları ve bağlantı noktaları için geliştirilen tasarım biçimlerinin uygulandığı yerler ve olumlu özellikleri ele alınmıştır. İkinci aşamada Halifax belediyesinin geliştirmiş olduğu üç farklı bisiklet yolu projesinin seçimi için değerlendirme kriterlerine yer verilmiş ve Halifax belediyesi ile halkın katılımcı yönüne vurgu yapılmıştır. Üçüncü aşamada, uygulanan tasarımın kullanıcı için sağlamış olduğu olumlu ve olumsuz yönler alan çalışması yapılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda güncel ve yurtdışında yapılan bir uygulamanın planlama ve tasarım süreci değerlendirilmiştir. Türkiye’de mevcut kent içi ulaşımına entegre edilecek bisiklet yolları oluşturmak için süreç yönetiminde kullanılabilecek temel karar önerileri sunulmuştur. Trafik sıkışıklığının büyük sorun haline geldiği günümüz büyük şehirlerinde, bisiklet kullanımının alternatif ve güvenli bir ulaşım türü olması nedeniyle konunun önemine dikkat çekilmek istenmiştir
Amaç: Amacımız sedanter kadınlarda spinning ve orta şiddetli bisiklet ergometresi eğitimlerinin diz eklemi izokinetik kas kuvveti ve dayanıklılığı üzerine etkilerini incelemekti. Yöntem: Araştırma her iki grupta 27 sağlıklı sedanter kadın olmak üzere toplam 54 birey ile tamamlandı. Bir gruba bireysel olarak planlanmış orta şiddette bisiklet ergometresi eğitimi, diğer gruba grup egzersizi olan spinning eğitimi verildi. Eğitimler her 2 grupta da 45 dakika süre ile haftada 3 gün, 8 hafta boyunca sürdü. Diz eklemi ekstansör ve fleksör kaslarının 60°/sn ve 180°/sn açısal hızlardaki, konsantrik ve eksantrik kas kuvvetleri ve 180°/sn açısal hızdaki kassal dayanıklılık ölçümleri izokinetik dinamometre ile yapıldı. Bulgular: Her iki eğitimin de 60°/sn ve 180°/sn açısal hızlarda konsantrik diz ekstansiyon ve fleksiyon kas kuvvetini arttırdı. 180°/sn açısal hızdaki kas kuvvet artışı spinning grubunda daha yüksekti (p<0,05). Eksantrik kuvvet ise sadece diz ekstansörlerinin 60°/sn açısal hızdaki ölçümünde bisiklet ergometresi lehine gelişim gösterse de bu etkinin büyüklüğü çok düşüktü (p<0,05, Cohen’s d<0,20). Her iki eğitim de diz eklemi ekstansiyon ve fleksiyon dayanıklılığını arttırdı (p<0,05). Diz ekstansörlerinin hem konsantrik hem de eksantrik dayanıklılık artışları spinning grubunda daha yüksekti (p<0,05). Tartışma: Sonuçlar, orta şiddetli bisiklet ergometresi ve spinning eğitimlerinin sedanter kadınların, diz eklemi ekstansör ve fleksör kaslarının kuvvet ve dayanıklılığında artış sağladığını göstermiştir. Yüksek açısal hızlardaki kas kuvvet ve dayanıklılık artışı, spinning eğitimi alan bireylerde daha yüksektir.
Tedarik zinciri, hammadde tedarik eden, onları ara mallara ve daha sonra nihai ürünlere dönüştüren ve ürünleri bir dağıtım sistemi aracılığıyla müşterilere teslim eden bir tesisler ağıdır. İşletmelerin yoğun rekabet ortamında, hedeflerine ulaşmaları, başarılı bir şekilde planlanıp uygulanan entegre tedarik zinciri yönetimi ile mümkündür. Tedarik zinciri operasyonlarına bir referans oluşturmak üzere Tedarik Zinciri Konseyi tarafından geliştirilen, SCOR modeli, yönetim süreçlerinin standart bir tanımını, standart süreçler arasındaki ilişkilerin bir çerçevesini, süreç performansını ölçmek için standart metrikleri, sınıfının en iyisi performans üreten yönetim uygulamalarını ve yazılım özelliklerine ve işlevlerine standart bir uyum içerir. Bu makalede bisiklet üretimi yapan bir işletmede, tedarikçi seçimini etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve tedarikçi performansının değerlendirilmesi amacı ile tedarikçilerini kapsayan, ve SCOR metriklerini esas alan bir model oluşturulmuştur. Analiz sonuçlarına göre, ele alınan tedarik zincirinde, tedarikçi seçimi için en önemli faktörler sırasıyla “üründe değişim yapma esnekliği”, “teslimat süresinin azalması” ve “teslim süresi değişimine karşı esneklik” olarak sıralanabilir. Tedarikçi performansını en çok etkileyen faktörler ise, “iade ürünlerin izlenebilirliği ve “taahhüt edilen tarihe uygun sevkiyat” olarak belirlenmiştir.
Amaç: Bioelektrik impedans analizi (BIA) yönteminin geçerliği ve güvenirliği için testtenönceki 12-48 saat egzersiz yapılmaması tavsiye edilmektedir. Bu çalışmanın amacıbisiklet ergometresinde tekrarlı sprint egzersizinin ayaktan ayağa (BIAA-A) ve eldenayağa (BIAE-A) BIA yöntemi ile belirlenen vücut kompozisyonu üzerine etkisiniincelemektir. Gereç ve Yöntem: Yirmibeş genç aktif erkeğe (23.7±6.3 yaş) bisiklet ergometresinde 5x6 saniye tekrarlı sprintegzersizi yaptırılmıştır. Test öncesinde, testten hemen sonra (1-3 dakika) ve test bitiminin 10. ve 20. dakikalarındakatılımcıların vücut ağırlığı (VA), sırasıyla BIAA-A ve BIAE-A yöntemleri ile vücut yağ yüzdesi (VYY), ve yağsız vücutkitlesi (YVK), impedans, rezistans ve reaktans değerleri ölçülmüştür. Egzersizin vücut kompozisyonu ve BIA çıktılarıüzerine etkisi tekrarlı ölçümlerde varyans analizi ile belirlenmiştir.Bulgular: Egzersiz öncesiyle karşılaştırıldığında 10. dakikadan itibaren VA’da anlamlı düşüş saptanmıştır (p<0.001).BIAA-A yönteminde egzersiz öncesi ile karşılaştırıldığında egzersizden sonra ölçülen impedans ve VYY 20. dakikayakadar anlamlı derecede düşük (p<0.001), buna karşılık YVK anlamlı derecede yüksek (p<0.01) ölçülmüştür. Bufarklar VYY için %2.0’den, YVK için ise %0.40’dan az değişimi temsil etmektedir. BIAE-A yönteminde yüksek şiddetteegzersiz öncesi ile karşılaştırıldığında egzersizden hemen sonra ve 10. dakikada ölçülen rezistans değerleri benzerancak 20. dakikada anlamlı derecede düşük ölçülmüştür (p<0.001). Buna karşılık reaktans değerlerinde anlamlı birdeğişim saptanmamıştır (p>0.05). Yüksek şiddette egzersizin BIAE-A yöntemi ile belirlenen VYY (p>0.05) ve YVK(p>0.05) üzerine etkisi anlamlı değildir.Sonuç: Bu çalışmanın bulguları kısa süreli yüksek şiddetli egzersizin BIAE-A teknolojisi ile ölçülen vücutkompozisyonu üzerine etkisi olmadığını göstermiştir. Ek olarak, BIAA-A teknolojisi ile ölçülen VYY anlamlı derecededüşük olmakla beraber, bu düşüş %2’den azdır. Bu bulgular hidrasyon durumu kontrol altında tutulduğunda BIAölçümü öncesi egzersiz kısıtlamasının kanıta dayalı olmadığını göstermektedir.

/ 13
5 / 13